REKLAMI GEÇ

ANLAMIYORUM

Son haftalarda, Hrand Dink mahkemesi ile yatar kalkar olduk. Varsa yoksa Dink davası. Televizyonlarımızda bu mahkeme, gazetelerimizde manşetlerden bu mahkeme veriliyor. Öldürülmesinden, mahkemenin sonuçlanmasına kadar geçen süreçte bütün memlekete meselelerinin önüne geçen bu dava, sonunda mahkeme heyeti ile savcısının da soruşturma geçirmesine vesile oldu. Ne menem bir olaymış ki, koskaca Türk Milleti bir gün içinde Hrand oluverdi. Aylar öncesinden hazırlanmış olması muhtemel olan pankartlar,…

/ DENİZLİHABER / 31 Ocak 2012 Salı, 16:47

Son haftalarda, Hrand Dink mahkemesi ile yatar kalkar olduk. Varsa yoksa Dink davası. Televizyonlarımızda bu mahkeme, gazetelerimizde manşetlerden bu mahkeme veriliyor. Öldürülmesinden, mahkemenin sonuçlanmasına kadar geçen süreçte bütün memlekete meselelerinin önüne geçen bu dava, sonunda mahkeme heyeti ile savcısının da soruşturma geçirmesine vesile oldu. Ne menem bir olaymış ki, koskaca Türk Milleti bir gün içinde Hrand oluverdi.

Aylar öncesinden hazırlanmış olması muhtemel olan pankartlar, bir gün içersinde hazırlanarak insanların ellerine verilmiş ve binlerce insan İstanbul sokaklarında Hrant Dink için sloganlar atti. Televizyonlarımız, gazetelerimiz bu insan selinin ardından canlı yayınlar ile duyuru yapıyorlar.

Ve bu olay, Fransa’nın Ermeni Soykırımı ile ilgili karar aldığı döneme rastlıyor. Yani oldukça hassas bir dönem. Böyle bir dönem de, Türk halkının hassasiyetlerini bilen insanlar, böyle taşkınlık yaparak iyi niyetleri de suistimal ediyorlar.

Diğer davalarda görüş ortaya atıldığında, “Yargıya müdahale” olarak sayan yetkililer, ne hikmetse Hrand Dink olayında sus pus oldular. Dink taraftarlarının attığı sloganlar, söylemleri, avukatlarının ve ailesinin söylemleri yargıya müdahale olarak algılanmadı. Bu çifte standart niye bir türlü anlamış değilim.

Açılan pankartlar, söylemler bugüne kadar Doğu da ve Güney doğuda şehit olan vatan evlatları için yapılmadı. Aylardır süren Hrand Dink mevzuu hala gırtlağımıza kadar bizi etkilerken, bu vatan için canlarını veren mehmetçikler, “Hepimiz Hrandız” diye pankart açanların canları, malları için şehit oldular. Ama onlar için böyle bir pankart açılmadı.

Mehmetçiklerimizi şehit oldukları gün hatırladık. Toprağa verdikten sonra bir daha hatırlamadık.

Şehit aileleri her gün mezarlıklarda çocuklarının başında ağlarken; bir kez olsun onların resimlerini, görüntülerini (özel günler haricinde) millete göstermedik.

Bu memlekette Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Gün Sazak gibi değerler suikastlere kurban gittiler. Ama onlar için böylesine araştırma, yargıyı sıkıştırma yoluna gidildi mi? Ben hatırlamıyorum. Bu memleketin ekmeğini yiyip, suyunu içen aydınlar ise, “Ermenilerden özür dilenmesi için” metin imzalıyorlar. Kimse sesini çıkarmıyor.

“Tecavüz adası” olarak bilinen Akdamar Kilisesi, bize diş bileyen, her fırsatta arkamızdan vurmayı planlayan Ermenilerin ibadetlerine açılarak, Van halkının kalbine derinden bir hançer saplanıyor. Ama kimsenin oralı olmuyor.

Burada, Dil Tarih Kurumu eski başkanı ve MHP milletvekili Yusuf Halaçoğlu’nun bir açıklaması aklıma geldi. Halaçoğlu “1915 Ermeni soykırımı ile ilgili olarak, Türkiye Soykırım yapmamıştır. O öldürüldü denilen Ermeniler Kürk halkı içersinde kürk olarak yaşamaktadır” diyor.

Olur veya olmaz. Bu tarihçilerin işi.

Lakin, medya ve basın başta olmak üzere, Türk Milleti’nin hassasiyetleri üzerinde bu kadar durulmuyor. Reyting ölçümlerinde bu tür haberlerin insanlarımızı ne kadar etkilediği biliniyor mu acaba?

Neden? Niçin?

Türk Milleti bu olamaz. Böyle olamaz. Bu vatan topraklarını kurtarmak, Yurtta ve Dünyada barış için mücadele eden ecdadın torunları böylesine vurdumduymaz böylesine üzerine ölü toprağı örtülmüş gibi olamaz.

Dünyada 16 Türk devleti kuran, Dünyayı dize getiren ve titreten imparatorlukların torunları olan Türk Milleti neden bu kadar sessiz, neden bu kadar olaylara duyarsız anlamış değilim..

Anlayan varsa, bana da anlatsın lütfen…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı