REKLAMI GEÇ

KİLİSE İLE AMAÇLANAN NEDİR?

İlimizde Kilise açılması, Kiliseyi açanların burada hristiyan olarak ibadet etmek için ısrarcı olmaları karşısında Denizli insanı, bilen de bilmeyen de yorum yapmaya başladı. Özellikle Laodikya antik kentinin İncil’de geçen kutsal 7 kiliseden birisini barındırması, Din Turizm anlayışı içersinde geçtiğimiz yıllarda ayin yapılması; Hristiyanlık için ilimizi önemli bir merkez yaptı. Zaten eskiden beri de, ingilizce öğretmeni, arkeolog gibi ünvanlı misyonerler ilimizde cirit atıyordu. Ve dinlerarası…

/ DENİZLİHABER / 26 Temmuz 2012 Perşembe, 16:42

İlimizde Kilise açılması, Kiliseyi açanların burada hristiyan olarak ibadet etmek için ısrarcı olmaları karşısında Denizli insanı, bilen de bilmeyen de yorum yapmaya başladı.
Özellikle Laodikya antik kentinin İncil’de geçen kutsal 7 kiliseden birisini barındırması, Din Turizm anlayışı içersinde geçtiğimiz yıllarda ayin yapılması; Hristiyanlık için ilimizi önemli bir merkez yaptı. Zaten eskiden beri de, ingilizce öğretmeni, arkeolog gibi ünvanlı misyonerler ilimizde cirit atıyordu.
Ve dinlerarası diyalog anlayışı içersinde, hükümetin de insanları kavim kavim bölmesi, Türkiye Cumhuriyeti bünyesinde yaşayan azınlıkların cesaretini artırmış olacak ki, asırlardır sesi çıkmayan bu azınlıklar şimdi seslerini çıkarmaya başladılar.
Elbette Tüm İslam Devletleri, kendi bünyelerinde yaşayan azınlıklara hoş görü içersinde davrandılar. Ama şimdi durum değişti… Dinimize bile sahip çıkamıyoruz.
İslamın içinden çıkan Aleviler bile (başka bir dinmiş gibi) olayı abartarak hak arıyorlar. Olayı bilen yetkili kişiler de, “Siz islam dini içinden çıktınız. Ayrı bir din değilsiniz” diyemiyor. İslam dinini bile parça parça satanlar, kilise açanlara karşı durabilirler mi?
Her ne kadar Nihat Zeybekci “hatayı kendimizde aramalıyız” dese de, olayın bir de başka boyutuna bakmaz lazım.
35 yıllık gazetecilik hayatımda tek tük bildiklerim haricinde, ilimizde hristiyan olan bir aile veya şahıs görmedim. İlimize yerleşmiş olan yabancı uyruklu insanlar başta olmak üzere toplasan 50 kişi hristiyan çıkarmı acaba? Yahudilere, yahova şahitlerine mensup olanları saymıyorum bile. Çünkü açılan kilise onlara hitap etmiyor.
Hal böyle olunca, değişim ve geçiş süreçlerinin hayli sıkıntılı olduğu, açılım süreçlerinin milletimiz tarafından yanlış anlaşıldığı bir ortamda, hemde hiçbir gerekçe gösterilmeden, üstelik Denizli yöneticilerinin haberi olmadan bir kilisenin açılmış olmasına kim inanır?
Dini ibadetler mülki amirlerin yazılı izinleri ile açılır. Ama bu kilisenin sahipleri, Valilikten izin almadıklarına göre ve Denizli belediyesinin haberi olmadığına göre (!) kimden izin almıştır?
Bu kilise, ilimizde pekçok müsait yer bulunmasına rağmen, niçin Esnaf sitesinde açılmıştır? Bu sitede oturan insanların kimlikleri, konumları ve sosyal statüleri halkımızca çok iyi bilinmektedir. Burada açılarak, provakasyon olaylarına zemin mi hazırlanmak istenmektedir.
Kilise olayı, işte bu sorulara cevap verilmeden alelacele bir şekilde kapatılmış ve Kilise yöneticileri de statülerini dernek yaparak olayı ört bas etmeye çalışmıştır. Ama bu soruların cevapları kesin bir dille açıklanmalı ve gerçeklar ortaya çıkmalıdır.
Bazı insanlar; “Hristiyanlıkta semavi bir dindir. Hoşgörü ve barış içinde bakış açımızı her kesimin ibadetini özgürce yapması şeklinde değiştirmeliyiz” diyor. Hatta bazıları Avrupa’da açılan camileri de olaya karıştırarak “Müslümanlarda Avrupa’da cami açıyor. Niye onlara ses edilmiyor” kabilinden yorum yapıyorlar. Bu tür yorumları yapanların, tarihimizden bihaber olduklarını sanıyorum.
Şunu unutmamak gerekir ki; Avrupa’da cami açan müslüman toplulukların sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur. Hangi Hristiyan ülke, 10 müslüman var diye, şehirlerinde cami açılmasına izin vermiştir? Komşumuz Yunanistan asırlardır Batı Trakya’da camilerimizi kapatmakta, müslümanlara zulüm yapmaktadır.
Selçuklu devletinden bu yana Haçlı seferleri ile Hristiyanlarca müslümanların katledilmesini, Kudüs’deki Hristiyan, şimdilerde ise İsrail’in müslüman katliamını görmüyormusunuz?
Myanmar ‘da minicik küçük kızlar budistler tarafından elleri bağlanarak nehirlere atılmakta, erkekler yakılmakta, Kadınlara ve genç kızlara tevcavüz edilerek öldürülmektedir. Anlayacağınız Hristiyanlar, Budistler ve Ermeniler ve Yahudiler elele vermişler müslümanları yok etme hareketi başlatmışlar.
Biz, böyle bir dönemde Müslüman mahallesinde kilise açanlara “hoşgörü ve barış için” bakmak için kendimizi zorlayacağız. Yine, İslam dini son din olduğuna göre; diğer dinlerin nehy edilmesi Kur’an’da bildirilmektedir. İslamiyet son dindir. Xdünya insanlığını kapsamaktadır. Ve Hz. Peygamber (SAV) son peygamberdir.
Değerli okuyucular;
Benim, bu din ve tarih anlayışım içersinde, hoşgörü ve dinler arası diyalog nerede kalıyor, nasıl algılamamız gerekir yorumu sizlere bırakıyorum.

Yorumlar

srf   -  Bağlantı 21 Ekim 2012, 07:22

Mustafa Kemal Atatürk,20 Ocak 1923’te Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’ne Rum Patrikhanesi ile ilgili ‘Fesat yuvası ifadesini kullanmıştı.

Atatürk, “Bir fesad ve hiyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken,uyuşmazlıklar yaratan,Hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebeb olan Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımız üzerinde bırakamayız” demişti.

Atatürk sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Bu tehlikeli teşkilatı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebebler gösterilebilir? Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için arazisi üzerinde bir sığınılacak yer göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesad ocağının hakiki yeri,Yunanistan değil midir? Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilmekte olan yeni Türkiye,Babıali’nin taht-ı idaresindeki eski Osmanlı İmparatorluğu değildir.Yeni Türkiye şeref ve haysiyet,kudret ve kuvvetini müdrik ve hukukunu muhafaza için mevcudiyetini tehlikeye atmaya hazır ve amadedir.”

bartalemo-hakram   -  Bağlantı 5 Ağustos 2012, 02:53

ağzına sağlık

Kıvanç Özcan   -  Bağlantı 3 Ağustos 2012, 20:35

Diyalogdan bahseden yok. Memleketi satmak isteyen de yok. İnsanların haklarının farkına var önce. Daha sonra git Lozan Anlaşması’nın ilgili bölümlerini oku. Sonra, eşitlik, adalet gibi değerler etrafında düşün. Çağdaş ülkelerde nefret suçu kapsamına girecek bir yazıyı savunma. Önce insan ol sonra hangi dini seçersen seç.

Cenk elkay   -  Bağlantı 3 Ağustos 2012, 16:47

DİNLER ARASI DİYELOGCULAR, BU MEMLEKETİN SATILMASINI İSTEYENLER NASIL ORTAYA ÇIKIYOR? BURMA’DAKİ MÜSLÜMANLARIN KATLEDİLMESİNİ İKİNCİ PLANA ALIYOR,AZINLIKLARIN KİLİSESİNİ İLK SIRAYA.. BAK BAK, BİRDE YAZARI SUÇLUYOR. BENDE BUNLARI “MÜSLÜMANLARA SAHİP ÇIKMADIĞI İÇİN” ALLAH’A HAVALE EDİYORUM. YAZARIN BAŞINA BİR İŞ GELİRBE, İLK SORUMLUDA AŞAĞIDAKİ İKİ YORUMCUDUR.
KALEMİNE SAĞLIK DOSTUM..BAKMA SEN YORUMCULARA…ONLARIN MMU YATSIYA KADAR…

Kıvanç Özcan   -  Bağlantı 2 Ağustos 2012, 16:19

Myanmar’a sonra geliriz de bu yazıyı yazan kişinin gücü eline geçirdiğinde Denizli’deki Hristiyanlara neler yapabileceğini kestirmek için alim olmaya gerek yok. Denizli’deki azınlıkların kılına zarar gelirse sorumlulardan birisi de bu köşe yazarıdır.

Koray Şarkışla   -  Bağlantı 27 Temmuz 2012, 11:31

Denizli’de sadece elli tane mi hristiyan var sizce? Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? Kilise nerede açılırsa açılsın komşular bu zihniyette olduğu sürece sorun yaratmayacak mı? On kişi bile hristiyan olsa ibadethane hakları yok mudur? Bazı müslümanların yaptıkları tüm müslümanlara,bazı hristiyanların yaptıkları tüm hristiyanlara genellenebilir mi?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı