OSMAN ZOLAN YALNIZ MI?

Geçtiğimiz günlerde bir dost sohbetinde konuşurken, ilimizde Nihat Zeybekci sonrası belediyenin çalışmaları ve Osman Zolan’ın konumu hakkında bir araştırma yapıldığını, bu araştırma sonucunda Başkan Zolan’ın halkımız tarafından Nihat Zeybekci’den fazla sevildiğini, belediyedeki çalışmaların aralıksız sürmesinin onun sayesinde gerçekleştiğini ve bundan sonra da ilimizi Osman Zolan’ın deneyimlerinin artması ile daha iyi yöneteceği konuşuluyordu.
Gerçekten güler yüzü, halkın arasına ansızın çıkması, sokakta yürürken “Başkanım” diyenlerin seslenmesine kulak vererek durması ve sorun olmaksızın sohbet etmesi, halkın gözüne hoş geliyor. Özellikle yüzünden hiç eksik etmediği gülümsemesi bile, “halkın adamı” niteliğine uygun hareket etmesi vatandaşın gözünde hemen sempati topluyor.

Elbette yılların deneyimi ve kültür meselesi olan bu davranış; siyasetçilerin her zaman içinde olması gereken bir durum. Artık insanlarımız asık suratlı, burnu bir karış havada ve insanları küçümseyen siyasetçi yerine; Osman Zolan tarafından çizilen güler yüzlü, sempatik ve halkın arasında olmaktan hoşnut olan insanları istiyor.

Bu durumların Osman Zolan tarafından mecburen yapıldığını sanmıyorum. Çünkü üniversite yıllarından beri tanıdığım bir arkadaşım olan Başkan Zolan’ın gençlik yıllarındaki konumu da aynı idi. DYP’de de aynı şekilde siyaset yaptı.
Ne var ki, bugüne kadar hep ikinci adamlık sıfatları ile anıldığı için, belediye başkanı olana kadar kendi vasıflarını, kendine has çalışma statüsünü bilemiyorduk. Daha doğru Denizli halkı bilmiyordu. Ne zaman başkan oldu; halkın arasına girdi ve mahalle kahvesinde sıradan insanlarla sohbet ederek çay içti, o zaman Osman Zolan farkı ortaya çıktı.

Devletin işlemesinde devamlılık olduğu için de, Nihat Zeybekci tarafından Denizli’ye armağan edilen devasa projeler, “Zeybekci gitti, ortada kalır” diyenlerin aksine, aynı kararlılık ve aynı hızla sürüyor. Ve bu projelerin tamamlanması ile Osman Zolan’da rüştünü ispat edecektir. Ve önümüzdeki mahalli seçimlerde bana göre alternatifi olmayan bir başkan olarak “seçilmiş” sıfatını alacaktır.

Tabi ki, Zeybekci projelerinin yanında kendisinin de hazırladığı veya düşündüğü bazı projeleri Denizli halkına sunması gerekiyor.

Bunu da, AKPli olsun, olmasın bütün Denizli halkının istediğini biliyorum. Anketlerde zaten bunu gösteriyor. Şu kısacık dönemde Denizli halkı Osman Zolan’ı Nihat Zeybekci’den bile çok sevdi.

Bir sivil toplum örgütünün başındaki arkadaşım Osman Zolan faktörünü anlatırken;”Memur sendikaları başta olmak üzere, bazı sivil toplum örgütleri, Nihat Zeybekci ile birlikte, belediye ile olan diyaloglarını neredeyse iletişimsizlikten, anlaşmazlıklardan dolayı kesmiş durumdaydı. Başkan Zeybekci, bu örgütlere başka gözle baktı. Onları dışladı, ya da kendi çalışmalarına engel oldukları gerekçesi ile ket vurmuştu. Osman Zolan, siyasi etik gereği bile olsa, Denizli için çalışan bu sivil toplum örgütleri ile barışmanın kapılarını araladı. Gösterdiği güleryüz ve anlayışlı tavrı ile Denizli Belediyesi şu an sivil toplum örgütlerinin hepsi ile Başkan Zolan sayesinde etik çalışmalar içersine girdi. Bu durum da, sivil toplum örgütlerinin belediye hakkındaki fikirlerini değiştirmelerine ve çalışmalarına hız vermelerine yol açtı. Sonuçta kazanan Denizli halkı oluyor. Bu olgu bile AKP’nin halk arasındaki itibarını, sivil toplum örgütlerine olan mesafesini kısaltmıştır. Sevindirici bir gelişme ve Denizli için en hayırlısı olandır. Kavga ile bir yere varılamayacağını, insanları dışlayarak, ben bilirim havaları atarak burun büyütmek ile zarar herkese olur. Başkan Zolan olumlu tavırları ile tabuları yıkmıştır. Kendisine her zaman destek olacağımızı da söyledik” dedi.

Başkan Osman Zolan, görevi devir aldıktan sonra “içimizden birisi” denilerek Denizli halkı tarafından çok sevildi. Ancak bazı kesimler; Osman Zolan’ın halkın arasına çıktığında, tek başına dolaştığı için “yalnız” kalmış imajı veriyor” eleştirisini yapıyorlar.

Bu konu hakkında ise, “Başkan Zolan dışarıya çıktığında, yanında yardımcıları olsun, çalışanlar olsun sanki Başkan değil de, hala Zeybekci’nin güdümünde çalışan bir yardımcı gözüyle bakılıyor. Oysa Zolan son çalışmaları ile rüştünü ispat etmiştir. O’na yapılan bu haksızlık, Zolan’ı yalnızlığa itmektedir. Sanki birileri tarafından önü kesilmek istenircesine hareketler yapılmaktadır.
Buna etken olarak, Zeybekci dönemindeki başkan yardımcılarını değiştirmemesi, ya da görev değişikliği yapmaması, çalışma arkadaşlarını seçme imkanı yokmuşcasına, sadece odasını değiştirmesi gösterilebilir. Radikal adımlar atmak zorunda olmalı ve ılımlı kimliğine yakışır düzenlemeyi yapmalı, halkın sevgisini içerde de kazanması gerekir. Eğer bunu yapmazsa, yalnızlık düşüncesi bütün kesimlerde hakim olur” demekten ve uyarıda bulunmaktan kendilerini alamıyorlar.

Tabi bunun tersini düşünenler de var.
Şöyle ki, Denizli siyasi kulislerinde konuşulan Nihat Zeybekci’nin, ilimizin büyükşehir olması halinde tekrar belediye başkanlığına aday olacağının konuşulması. Osman Zolan da, hiç şüphe yok ki AKP’den önümüzdeki dönemde belediye başkanlığını düşünmektedir. Ancak (eğer doğru ise) Zeybekci’nin aday olma istimali yüzünden (ve her zamanki gibi kararsız tutumu sebebiyle) tam manasıyla kendisini siyasi atmosferin içine bırakamıyor. Önünü göremediği içinde belediye içinde kadro kurmak istemiyor. Projelerini açıklamadan, kucağında bulduğu projeleri (ister istemez) devam ettiriyor. Zira, Zeybekci aday olursa Osman Zolan eski konumuna geri dönecek ve tekrar eskisi gibi Zeybekci ile çalışmak zorunda olacak. Böyle bir durumda adım atmanın bir anlamı olamaz.

Böyle bir atmosferin getirdiği durumu siz düşünün. Anlayacağınız şu bir yıl Osman Zolan için zor geçecek. Oysa gönül isterdi ki, birileri tarafından kırılan, yıkılan belediye ile halkın arasına son bir yıldır köprü olan Osman Zolan’ın hizmetlerine devam etsin, önü kesilmeden seçimlere girerek “seçilmiş Başkan” sıfatı ile AKP’nin ilimize kazandırdığı güzelliklere güzellik katsın.
Tabi, her zaman her istediğimiz olmuyor. Bunun da olacağından şüpheliyim…