REKLAMI GEÇ

PAZAR EYLEMCİLERİ

Her Pazar günü, DEBA işçileri çoluk çocuk, ellerinde pankart yollara dökülüyorlar. “Vur vur inlesin, Esat Sivri Dinlesin”, “Esat Sivri işçilere hesap verecek” kabilinden sloganlar atarak, yıllardır alamadıkları haklarını alabilmek için mücadele veriyorlar. Üstelik içlerinde mahkeme kararı ile alacaklarını tahsile yetkili olan insanlar da var. Dün tek kişi olarak eylem yapanlar, bir sonraki hafta eşini, diğer bir hafta çocuklarını eyleme katarak, halkayı her hafta büyütüyorlar….

/ DENİZLİHABER / 11 Temmuz 2012 Çarşamba, 14:14

Her Pazar günü, DEBA işçileri çoluk çocuk, ellerinde pankart yollara dökülüyorlar.
“Vur vur inlesin, Esat Sivri Dinlesin”, “Esat Sivri işçilere hesap verecek” kabilinden sloganlar atarak, yıllardır alamadıkları haklarını alabilmek için mücadele veriyorlar. Üstelik içlerinde mahkeme kararı ile alacaklarını tahsile yetkili olan insanlar da var.
Dün tek kişi olarak eylem yapanlar, bir sonraki hafta eşini, diğer bir hafta çocuklarını eyleme katarak, halkayı her hafta büyütüyorlar. DEBA mağdurları olarak sokaklara dökülen bu insanlar, fabrikanın kapanması ile kendilerine verilen sözlerin tutulmasını istiyorlar. Yıllardır alamadıkları alın terlerinin karşılığını istiyorlar.
Aralarından konuştuğum bazı işçiler, DEBA’nin kapanması ile aile yapısı bozulan, çoluk çoucuk perişan olan pekçok arkadaşlarının olduğunu söylüyor.
Yine “Bugün yarın paramızı alırız” hayali içersinde aylardır evlerine ekmek götüremeyen, bir iş bulamayan ve mahalle bakkalının borçlar kabarması yüzünden artık gıda maddesi bile vermediği arkadaşlarının, ev kirasını ödeyemediği için köylerine dönen kişilerin olduğunu söylüyorlar.
Ve, ”Bizler perişan olduk. Hala sefilleri oynuyoruz ama, Esat Sivri’nin yaşantısında bir şey değişmedi. Madem burası kapandı, icra kanalı ile satılmaya hazırlanıyor. Esat Sivri’nin orada ne işi var? Niye hala çalışıyor gibi yapıyor?” diyerek sürdürüyorlar sözlerini.
Hak vermemek elde değil. İnsanlar açsa, çoluk çocuk ellerinde pankart sokaklara çıkıyorsa, bu insanların haklarını vermek gerekir. Susmakla, sessiz kalmakla hiçbir şey elde edilemez. Sivri’de bu insanlarla muhatab olmalı ve durumu arz etmeli ki, ortak çözüm yolu bulunsun.
Biz Esat Sivri’yi eğitime, kültüre katkı yaparken, dost sohbetlerinde yaptığı espriler ile sıcak kanlı bir insan olarak tanıdık. Dahası, Laodikya kazılarında KÖKLERİNİ, GEÇMİŞİNİ ARAYAN işadamı olarak tanıdık.
Böylesine çalışmayı, hizmet etmeyi ve katkı yapmayı seven bir insanın, işleri bozulduktan sonra işçilerine sırt çevirmesini doğrusu yadırmaya başladım. Üstelik, anlatılanlara göre MÜFLİS bir işadamı portresi yerine, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesini yadırgadım.
Hatırlarmısınız bilmem; Bilmeyen varsa ben anlatayım.
Bursa’da Nergis Holding’e bağlı tekstil fabrikaları iflas etti. Patron Cavit Çağlar hapiste. Durumun vahamati anlatılan işçiler, aylardır çerez parasına fabrikalarda çalıştılar. Hiç birisi işini terketmediği gibi, kanuni yollara bile başvurmadılar. Kamuoyunda söylenenlere, basında yazılanlara aldırış etmeden, kulak tıkayarak fabrikaların kurtuluşu için mücadele ettiler.
Ve.. Aylar sonra Çağlar cezaevinden dışarıya çıktığında da onu omuzlara alarak, gerçek vefanın örneklerini sergilediler. Sonuçta Cavit Çağlar ve işçileri elele vererek bugünkü konuma geldiler.
DEBA’nin batışında da aynı anlayış aylarca sürdü.
İşçiler bugün, yarın diyerek kamuoyuna gelişen olayları sızdırmadılar ve işlerine devam ettiler.
Ta ki, bankanın fabrikaya el koymasına kadar gelen süreçte sesi çıkmayan işçiler, Esat Sivri’nin geri çekilmesiyle durumu anladılar ve o gündür, bugün sokaklardalar..
Bence. Böylesine vefakar insanların maaşları ve alacaklarını Esat Sivri ne edip edip vermelidir. Yıllarca kendisini omuzlarda taşıyan, son ana kadar siperini terketmeyen mehmetçik misali çalışan işçilerin bu ahde vefa olayını Sayın Sivri karşılıksız bırakmamalı.
İşçilerin dediği gibi,”Biz perişanız ama, Esat Sivri’nin yaşantısında değişme olmadı. Bu nasıl iflas” sözlerini Esat Sivri bir şekilde çürütmeli, işçilerin karşısına çıkarak onlarla konuşmalı, alacaklar konusunda bir şeyler söylemelidir.
Yoksa bu protestolar yıllarca sürer. Ne işçiler usanır, ne de Esat Sivri bunlardan kurtulabilir.
Üstelik, bir de bu yaşantının öbür dünyası var. Hz. Peygamber (SAV) “Kul hakkı ile gitmeyin” Hadis-i Şerifine binaen Esat Sivri öbür dünyasını kurtarmalıdır. Aksi halde O minicik elleri ile pankart tutan, “geleceğimiz Esat Sivri çaldı” diyen günahsız çocukların vebalini taşıyamaz.
Gerçekten ben, bu duruma üzülüyorum…

Yorumlar

ö.s.atılgan   -  Bağlantı 2 Ekim 2012, 20:01

Sevgili İbrahim bey bu kadar yalın,samimi yorumlanabilir yüreğinize kaleminize sağlık.amaç bağcı dövmek değil üzüm yemek.Yaşanan dramlar yüreğini yakıyor insanın,öfkesini içine kusmuş ve kendilerine zarar vermişler.
Çocuklarımız iş bankasına mektup yazdılar iş bankası yanıt verdi.Deba iflas etmedi bende ipotek koyarak kapanmasına neden olmadım.Deba yönetimi kendi kararıyla kapattı.Bende finans kuruluşuyum gerekeni yaptım. sorumlu olmaktan iş bankasını alıkoymuyor.Şu soru araz çok değerli çünkü esat bey servetini bekliyor orada,gözümüz yok hakkımız olanın haricinde.Şu an vadesi gekdikçe borç ödeniyor,değirmenin suyu nereden.larma,savarona kimin vb.Deba holding idi, elda enerji kimin.çoğaltıla bilinir.En acısı tv ve gazetelerden benim borcum varda mahkemeye vermişler benim haberim yokmu aptalmıyım demeçleri.Bu ülkede insanlar bu kadar sahipsizmi,yalnızmı hangi vicdan,hangi ahlak,hangi insani değer,hangi inançlı insan kör ve sağır kalabilir.sosyal cinayettir işlenen.Deba on yıllık süre içerisinde sistemli, cepler boşaltılarak bu hale getirilmiştir.Yerleşim alanı içerisinde fabrika ve arıtma olabilirmi,dereye akıtıla bilirmi,cevre köyler defalarca şikayette bulunup tepkilerini göstermişler tarlalara verdği zarardan dolayı.Organize sanayii bölgelerinin oluşumunun gerekçelerini çok iyi biliyoruz.Başlıklar halinde yazmaya çalıştım .Sevgiyle

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı