HES’LERE TOPYEKÜN KARŞI OLMAK GERÇEKÇİ DEĞİLDİR

Erman, 2010 yılının son çeyreğinde ülke gündeminin önemli bir kısmını hidroelektrik enerji santrallerin (HES) oluşturduğunu kaydetti. Türkiye’de 40 yıl önce bir ailenin elektriği sadece aydınlatmada kullandığını ifade eden Besli, “Bugün ise aydınlatmadan iklimlendirmeye, eğlenceden hijyene, internetten haberleşmeye kadar birçok alanda elektriğe mecburuz. Türkiye’de elektriğin yüzde 82’si fosil yakıtlardan, yüzde 18’i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaktadır. HES’leretopyekün karşı olmak, dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu gereklilikler ve enerji ihtiyacı açısından gerçekçi değildir” dedi. Tepkilerin azaltılabileceğini belirten Besli, şunları söyledi: “Havza planlaması yapılarak bir havzanın ne kadar projeyi ekolojik ve sosyal anlamda kaldıracağı belirlenmeli. Projelerin etkileri tek tek değil de hepsinin toplamı olarak havza bazında değerlendirilmeli. Çevre etki değerlendirmeleri ve can suyu belirlenmesi, basit bir matematik işleminden daha kapsamlı olan ve uzun zamana yayılan çalışmalara dayanmalıdır. Ekolojik olarak vazgeçilmez olduğuna karar verilen havzalarda ise gerekirse hiç santral yapılmamalıdır. Yöre halkı projelerde paydaş olarak görülmeli ve her projede gerekli sosyal çalışmalar dünyada kabul edilmiş gerçekçi yaklaşımlarla yapılmalıdır.”