Ün: Yıkım kararını bina sahipleri verir

DENİZLİHABER

İMO Denizli Şube Başkanı Ün, “Umarım kuru bir inat uğruna Endüstri Meslek Lisesi atölye binaları yıkılmaz. Öncelikle hiç lafı eveleyip gevelemeden ‘Endüstri Meslek Lisesi atölye binalarının yıkılmasını istemediğimi, gönlümün razı olmadığını’ söyleyeyim. Bunun yanında Ulu Cami, Kız Meslek Lisesi binaları gibi, bir gece baskını ile yıkılacakları korkumu da dile getirmek istiyorum” diyerek başladığı açıklamasına şöyle devam etti:

“SAĞLIKLI TARTIŞILMIYOR”

“Gelinen son noktada yine sağlıklı bir ortamda tartışamıyoruz, yine sahip çıkanlar ve çıkmayanlar olarak ikiye bölünmeye doğru gidiyor ve daha doğrusu zorlanıyoruz. Oluşan tartışma ortamında suçlamalar ve bilgi kirliliği var. Bu ortamda, uzmanı olmadığım bir konuda çok fazla yorum yapmak ve taraf olmak istemediğimi belirttim. Bunun yanında kim bu konudaki görüşümü sorsa cevap verdim. İsteyenler ile de röportaj yaptım.

Bilgi kirliliği var diyorum, çünkü: 6 Aralık Cuma günü binaları inceleyen kurul, binalara yıkım kararı vermedi. Böyle bir yetkisi de yok. Verdikleri karar binaların mevcut yasa, yönetmelik vb. göre tescile değer olmadığıdır. Yıkım kararını ancak binanın sahipleri verebilir. Aynı kurul 2010 yılında binaları koruma kararı almadı. Sadece Atatürk Etnografya Müzesi, hamam, valilik binasını da içine alan bölgenin koruma alanı içerisinde olduğu, dolayısıyla haber verilmeden binalarda herhangi bir işlem yapılmaması gerektiği kararını aldılar.

Bu kararlar üzerinden kurulda görev yapan, incelemeye gelen heyette bulunan başkan, mimar, şehir plancı, sanat tarihçi ve hukukçu uzmanları kamuoyu önünde küçük düşürmek doğru bir yaklaşım değildir. Bunların yanında atölye binaları 2006 yılında Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi tarafından incelenmiştir. Bu rapora göre, ‘atölye binalarının mevcut hali ile kullanılmasında sakınca olmadığı’ kararı verilmiştir.

“TESCİL EDİLMEMESİ YIKIMI GEREKTİRMEZ”

Bir binanın tescile değer olmaması, yıkılması gerektiği anlamını taşımaz. Bu karar öncelikle ve özellikle bu binaların gerçek sahibi olan halkın talepleri de dikkate alınarak ilgili idareciler tarafından alınır. Hatta depreme dayanıksız bir bina bile gerek görüldüğü taktirde çok büyük bedel ödenerek güçlendirilebilir veya yeniden inşa edilebilir. Bunun yanında dünyada da uygulamaları olduğu gibi depreme dayanıklı bir bina da yıkılıp yeni bir şekilde şehre kazandırılabilir.

“ORTAK ÇÖZÜM BULALIM”

Bu konu her açıldığında sayın valimiz, milletvekillerimiz dahil herkese konunun ve müzenin çok daha sağlıklı ve uzun süreli tartışılması gerektiğini söyledim. Hatta bu kadar önemli bir konunun bir iki saatlik toplantıda çözülemeyeceğini belirttim. Bunun için konuya katkı koymak isteyen herkesi bir toplantı salonunda toplayalım. Sabah 9’dan akşam 5’e kadar projeleri pafta pafta inceleyelim. Sonrasında bir hafta sonra toplanmak üzere ayrılalım. Herkes bir hafta çalışsın ve tekrar bir araya gelip fikirlerimizi söyleyelim. Sonuçta da herkesin en azından çoğunluğun kabul edebileceği ortak bir çözüm bulalım. Bunlar yapıldı mı? Hayır…

“PROJELER NEDEN SAKLANIYOR?”

Ortada iki tane proje olduğu söyleniyor. Birisinde atölye binaları yıkılıyor, diğerinde yıkılmıyormuş. Ben ikisini de görmedim. Neden bu projeler saklanıyor ki? Bana ‘atölye binaları yıkılıp yerine yeni valilik binasına benzer bir bina yapılırsa ne olacak?’ diye soruyorlar. Cevabım var mı? Yok…

Hemşehrilerimiz de projenin ne olacağını, nasıl bir şey olacağını bilmiyor. Türkiye’nin en iyi müze projesi imiş. Ancak insanlar ne yapılacağını nasıl yapılacağını bilmiyorlar. Bilmedikleri için karşı olmaları da gayet normal. Bu durum onlarda bir dayatmaya maruz kaldıkları hissini oluşturuyor. Dayatmayla yapılanlar ise asla unutulmuyor.

GECE BASKINIYLA YIKIM KORKUSU

Korkarım ileriki süreçte konu tamamen siyasi platforma çekilecek ve iş siyaseten bir güç gösterisi, siyasi bir başarı veya başarısızlık olarak algılanacak ve bir gece baskını ile gücü elinde bulunduranlar atölye binalarını yıkacak. Umarım sadece kuru bir inat uğruna Endüstri Meslek Lisesi atölye binaları yıkılmaz.

Denizli’de eğer bu kadar uzman, iyi yetişmiş insan bir araya gelip bir çözüm üretilemiyorsa; lütfen herkes iyi niyetini, Denizli sevgisini ve yöneticiliğini tekrar sorgulasın.”