REKLAMI GEÇ

Pamukkale’nin şarkısını birlikte yazacağız

Pamukkale’nin şarkısını birlikte yazacağız

CHP’den Pamukkale Belediye Başkanlığı’na aday adayı olan Ahmet Divarcı, Seval Uysal’a Pamukkale’nin şarkısını naszıl yazacağını anlattı. Ahmet Divarcı, neden belediye başkanı olmak istiyor? Hayat felsefesi ne? Olmazsa olmazları neler? Bugüne kadar Denizli’yi yöneten belediye başkanlarından cevabını istediği sorular ne? İşte o röportaj…

/ DENİZLİHABER / 7 Kasım 2013 Perşembe, 12:54

CHP’den Pamukkale Belediye Başkanlığı’na aday adayı olan Ahmet Divarcı, Seval Uysal’a yaşamını, neden belediye başkanlığına talip olduğunu, projelerini anlattı.

divarci-ic-7
SEVAL UYSAL: Ahmet Divarcı’nın hikayesi nedir?

AHMET DİVARCI: 1958 yılında, o tarihte Çal’a bağlı belde olan Bekilli’de çiftçi bir ailenin dört çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya geldim. Ortaokuldan sonra Gökçeada İlköğretmen Okulu’nda yatılı okudum. 1975 yılında ilkokul öğretmeni olarak Gümüşhane’de göreve başladım. Aynı dönemde üniversite sınavına girip İstanbul Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesi’ni kazandım. 1980 yılında henüz öğrenciyken eşim Yıldız’la evlendik. O yıl mezun oldum ve jeoloji mühendisi olarak
Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü’nde işe başladım. Kısa bir sure sonra 12 Eylül askeri darbe yönetimi, kurumla olan ilişiğimi kesti.1984 yılına kadar İstanbul ağırlıklı değişik şehirlerde mesleğimle ilgili özel firmalarda çalıştım. 1984 başında da Denizli’ye yerleştim ve kendi firmamı kurdum. Türkiye’nin ilk firmaları arasında olan şirketimde bugüne kadar onlarca mühendis yetişti ve mesleğe giriş yaptı. Halen bir grup mühendisle birlikte şirketim faal olarak çalışıyor. 12 Eylül askeri darbesinden sonraki 8 yıl benim için maddi ve manevi anlamda çok sıkıntılı bir dönemdi.

divarci-ic-11

SEVAL UYSAL: “Ahmet Divarcı’yı tarif edin” desek, hangi özellikleriniz öne çıkar?

AHMET DİVARCI: Yanlışımda özür dilemekten hiç çekinmem. Tatlı dile inanırım. Ötekileştirmek benim için en büyük suçtur. İnsanları rencide etmekten rahatsız olurum. Hatta birine kırıcı bir söz söylediğimde uykusuz kaldığım çok olmuştur. Okumayı severim. Tartışırım, sıkıntılarımı yazarak anlatmaya çalışırım. Yalın bir insanım, ulaşılabilirim. Yeni düşüncelere açığımdır ve yapıcı eleştirileri duymak hoşuma gider. Sıradan insanlarla oturmayı ve sohbet etmeyi severim. Fırsat verilirse herkesin bir başarı öyküsünün olacağına ve olması gerektiğine inanırım. Birlikte olduğum arkadaşlarıma yetki ve sorumluluk veririm. Vefa ve ahdevefa, liyakat en önemsediğim değerlerdir. Mazeret ve şikâyeti hiç sevmem. İnsanın çevresine mutlaka bir şeyler katması gerektiğini inancım vardır. Her şeyde çözümden yanayım.En güzel liderliğin unvansız lider olduğuna inanırım. Ama bir o kadar da hayatta iddialı olmak gerekir. İddialıyımdır. Zamanı yaşamayı severim. Bir işe başlarken hızlı bir şekilde A, B, C planı yapar ve öyle başlarım.

divarci-ic-1

YATILI ÖĞRETMEN OKULUNDA OKUDUM

SEVAL UYSAL: Sizin için olmazsa olmazlar nelerdir?

AHMET DİVARCI: Olmazsa olmazlarım arasında; eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi bağımsızlık ve çevre önemli bir yer tutar.

divarci-ic-12

SEVAL UYSAL: Siyaset yaşamınız nasıl başladı?

AHMET DİVARCI: Siyasete ilgim ortaokuldayken başladı. Bunda içinde büyüdüğüm Bekilli halkının hayata bakışı da mutlaka etkili olmuştur. Bugün 68 Kuşağı olarak andığımız ağabeylerimizin bize gösterdiği eşitlik, özgürlük ve adalet anlayışını o dönemde çocuk aklımla yakın çevremden ve babamdan dinliyordum. Rahmetli babam beni çok etkilemiştir. Yatılı gittiğim öğretmen okulu siyasi düşüncelerimin oluşmasında bir mihenk taşıdır. O dönemin gençleri masum istekleri sebebiyle tutuklanmış, “Üç Fidan” bu nedenle darağacına gönderilmiştir. Bizler bu ortamda Köy Enstitüleri’nin devamı olan Gökçeada Yatılı Öğretmen Okulu’nda özgürlük, eşitlik ve adalet duyguları ile Mustafa Kemal’in gösterdiği devrimcilik yolunda eğitim aldık. Öğretmen okulunda Atatürk’ün Nutuk’u bizim ders kitabımızdı. Rahmetli Ecevit’in “Toprak işleyenin, su kullananın” sözü bir köylü, çiftçi çocuğu olarak benim yönümü etkilemiş ve yönümü belirlemiştir. Öğretmenlikten sonra üniversite hayatım başladı ve çok canlı geçti. O yıllarda üniversite derneklerinde aktif görevler aldım. O dönemi yeni kuşak pek bilemez ama çok sıkıntılı günler yaşadık. Kardeşin kardeşe düşman olduğu günlerdi. İşten, aştan ve hayatımızdan çok şeyi çaldırdık ama hiç pişman olmadık, umudumuzu hiç kaybetmedik. Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra sol, sosyal demokrat hareketlere katıldım ve sosyal demokrat partilerde her düzeyde görev aldım.

BELEDİYE BAŞKANI ORKESTRA ŞEFİDİR

SEVAL UYSAL: Aile kavramı size ne anlatıyor?

AHMET DİVARCI: Olmazsa olmazımdır. Tarihimiz ve geçmişimiz gibi geleceğimiz de ailededir. Aile bir toplumun en küçük yapı taşıdır ve bu çekirdeğin düne göre korunması, geliştirilmesi, özellikle kuşaklar arası kültürümüzün aktarılmasında büyük önemi olduğunu düşünürüm. Bu aynı zamanda bana iş bölümünü hatırlatır. Gerçekten her ailede kendi içinde bir görev ve sorumluluk paylaşımı vardır. Bizde olduğu gibi, bu konuda öğretmen olan eşim Yıldız’ın katkısı çok büyüktür, bana her zaman destek oldu. Bir kız ve bir erkek olmak üzere iki evlat yetişdirdi. Kızım avukat oldu ve şimdi bir çocuk sahibi, oğlum çocuk doktoru olarak uzmanlık eğtimini sürdürüyor. Karımın çocuklarımızın iyi bir yurttaş olarak yetişmesinde katkısı büyüktür.

divarci-ic-10

SEVAL UYSAL: Neden belediye başkanı olmak istiyorsunuz?

AHMET DİVARCI: “Kurtulmak yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz” karnı tok, sırtı pek, yarın korkusu olmayan, güler yüzlü mutlu insanlara özlem duyuyorum.Bunu gerçekleştirmenin yolu da siyasetten geçiyor. Böyle bir siyaset sosyal demokraside mümkün. Yerel yönetimler, belediyecilik bu hizmetin en elle tutulur, gözle görülür yeridir. Belediyecilik doğumdan ölüme kadar insan hayatının her anına hizmetin örgütlendiği bir yer olarak orkestra ise, ben belediye başkanını bir orkestra şefi olarak görüyorum. Yani tek başına belediye başkanlığı bir anlam ifade etmez. En başta orkestranın çalacağı iyi bir beste lazım. İşte biz bu besteyi sosyal demokrasinin bize gösterdiği gibi halk için, halkla birlikte yazacağız. Böyle olunca kararlara halkın katılımı söz ve karar hakkı verildiğinde, yönetmek çok kolay. Bunun için seçen biz, yöneten biz olacağız. Siz seçecek, siz yöneteceksiniz. Söz ve karar halkın olacak.

ALTYAPI BELEDİYECİLİĞİN ASLİ GÖREVİDİR

SEVAL UYSAL: Neden Pamukkale ilçesini seçtiniz?

AHMET DİVARCI: İnsan nasıl yaşarsa öyle düşünür. Ben geçmişimi unutamam. Yani tarımın, ziraatın, hayvancılığın içinden, yemyeşil tertemiz suların içinden gelmiş bir çiftçi çocuğuyum. Ama bu hızlı kentleşme içinde 40 yıllık kent kültürünün de tam ortasındayım.

divarci-ic-9
Pamukkale ilçesi mevcut durumu ile 307.000 nüfuslu, Tavas makasından, Sarıabat’dan başlayarak Denizli’de PAÜ’yü içine alan, Çamlık Caddesi’nden, Atatürk Bulvarı, Eski Garaj, Pamukkale Yolu, OSB arasında ovayı içine alarak, Gözler’e kadar uzanan 80 kilometre çapta bir alanın adıdır. Bu bölgede tarım, ziraat, üniversite, esnaf ve sanayi, yerleşim alanlarımız, seralarımız, yılda 2,5 milyon turist ağırlayan Pamukkale’miz, jeotermal alanlarımız, sağlık merkezlerimiz bir arada bulunuyor. Bu büyük bir zenginlik, aynı zamanda büyük sorunlar iç içe demektir. Ancak büyük zorluklar, büyük fırsatları da beraberinde getirir.

divarci-ic-5

SEVAL UYSAL: Nasıl bir yaşam?

AHMET DİVARCI: Bugün ülkemizde son 30 yılda büyük alt-üst oluş yaşandı. 1970’lerde halkımızın yüzde 70’i köyde, kırda yaşıyor ise, bugün bu yüzde 70’i kentte yaşıyor. Ancak kentlerimizin hazır olmayışı, anlayış ve siyasi bakış eksikliği yeni kentlileri bağrına basamadı. Hemşehrilik bilinci sağlanamadı. Bugün şehrimizde halen Çallılar, Çamelililer, Tavaslılar’ın yanısıra Vanlılar, Afyonlular, Burdurlular, Ağrılılar gibi öbekleşmeler yaşanıyor. Ben bunları bir zenginlik olarak görüyor isem de aynı kentte yaşıyor olma bilincini, kenti sahiplenmenin kararlara bu uğurda katılmanın, kısaca kent kültürünün oluşturulamadığını üzüntü ile görüyorum. Bu insanların istediğini söyleme ve yerine getirilmesini takip etme, buna karşılık kendisinden istenilenleri yerine getirme hak ve sorumluluğunu bilmektir. Kısaca yol, kaldırım, park yapma belediyecilik anlayışı yeterli değildir. Bu zaten belediyenin olmazsa olmaz görevidir. Belediye hizmetlerinin halkın ihtiyaçlarına göre düzenlenmesidir. Bu denkleştirici adalet anlayışından geçer. Yani bu ilin ezilmişlerinin, işsizlerinin, işçilerinin daha çok genç ve çocuğumuzun bulunduğu yoksul mahallerimizi daha fazla gözetmek, buralara uygun projeleri birlikte paylaşarak üretmek gerekiyor.

divarci-ic-6

SEVAL UYSAL: Bu nasıl olacak?

AHMET DİVARCI: Pamukkale’de aşevi de olacak, belediye yemekhaneleri de olacak. Tiyatro, oyun, sinema, spor salonları da olacak, çocuklarımızı kreş ve anaokullarına, gençlerimizi rehberlik, meslek edindirme ve ergenlik dönemi sorunları, kuşak çatışmalarını çözecek özel örgütlenmelere de ihtiyaç olacak. Milli eğitim veya özel okulları özendirerek mesleğe dönük okullar açılmasını sağlayacağız. Ovadaki köylü ziraatı, hayvancılığı, çiftçiliği, seracılığı bilgi ve teknoloji ile bu okullardan yetiştirdiği çocukları ile daha ileri noktalara taşıyacak. Herkes için üretim, herkes için zenginlik. Güler yüzlü mutlu insanların kenti Pamukkale belediyesini birlikte yaratacağız.

divarci-ic-4

HİZMETİ GEÇEN BÜTÜN BAŞKANLARA TEŞEKKÜR EDERİM

SEVAL UYSAL: Nasıl bir belediyecilik anlayışınız var?

AHMET DİVARCI: Yönetimlerde süreklilik esastır. Bugün bir Hasan Gönüllü’nün imar ve yol çalışmalarını, bir Ziya Tıkıroğlu’nun nefessiz kalmış Denizli’nin ufkunu açıp, Yenişehir’i imara açmasını oluşturması, Ali Marım’ın Denizli’yi imar planlı bir kent haline getirmesini, bir Ali Aygören’nin ikiye bölümüş Denizli’yi askeri yolla birbirine bağlamasını, Nihat Zeybekci’nin ve takipçisi Osman Zolan’nın altyapı, yol, kaldırım, park ve rekreasyon alanları yapımını burada anmadan geçemeyiz. Eksikleri mutlaka olacaktır. Ancak hepsine teşekkürü bir borç bilirim. Ana ilkemiz demokratik, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir, seçenlerin yöneteceği bir Pamukkale Belediyesi yaratmaktır. Belediye bir ticari yer, fabrika değildir. Belediye halka hizmet eden, kamusal görevi olan bir yerdir. Ancak halkımızın öncelikleri ve kararlara katılımı sağlanmamıştır. Halka anket ile sadece “horoz heykeli cam mı yapılsın, mermer mi” diye sorulmuştur. 270 milyon TL’lik büyük altyapı yatırımlarında öncelikler hiç halka sorulmamıştır. Sorulmadığı gibi hesap da verilmemiştir. Halk adına halkı yönetiyorsanız hizmetinizin hesabını vereceksiniz, şeffaf olacaksınız, “önce insan” diyeceksiniz. Yatırımlarda önceliği kendi sanayici işadamı ve girişimcilerinize tanıyacaksınız.

divarci-ic-2

BUNLARI DA SORMAK ZORUNDAYIM

300 Milyon TL’ye varan yatırım ve harcamaları niçin Denizli dışından kişi ve şirketlere verdik? Bu para Denizli’ye katma değer, zenginlik olarak kalamaz mıydı? Ulaşım mastır planı neden toplu taşım, hafif raylı sistem ve otoparklarla birlikte üretilemedi? Neden hala üvey evlat durumunda yoksul mahallelerimiz var? Toplu konut insanları sosyal çevresinden koparıp, 80-100 metrekare duvar içine hapsetmek midir? Bu konutlar neden yerel özelliklere göre mimari olarak üretilemedi? Neden insanlarımız müteahhitlerce yapılan değere eş toplu konutlar almaya özendirildi? Bu pahalılık neden? Belediye neden arsa üretemiyor?

GERÇEKÇİ OL İMKANSIZI İSTE!

SEVAL UYSAL: Proje üretim merkezi ile ne hedefliyorsunuz?

AHMET DİVARCI: Denizli’de yaşayan, sorunlara kafa yoran aydın, alanında uzman mühendis, doktor, mimar, avukat, yazar, gazeteci, siyasetçi, felsefeci, sosyolog, psikolog, PAÜ’de kariyer sahibi insanlar sanayici, esnaf, girişimci, kadın, işçi, işsiz, sendikacı, emekli, kooperatifçi, köylü, turizmci, çiftçi, eğitimci ve benzeri pek çok gönüllü arkadaşımızla bir araya gelerek, kendi alanlarında ve ortaklaşa çalışmalar yapmaktayız. Bu çalışmalar Pamukkale Belediyesi’nin gerek coğrafi topografyası, gerek yerleşim alanları, sosyo – ekonomik yapılar, üretim ilişkileri, hayatın içinde yer alışları temelinde ilmik ilmik örülmektedir.

divarci-ic-13

SEVAL UYSAL: Projelerinizin ayakları yere basıyor mu? Bir örnek verebilir misiniz?

AHMET DİVARCI: Projeleriniz gerçekçi değilse ve karşılığında insanlarda mutluluk yaratmıyorsa çabanız beyhude bir o kadar da komiktir. Gerçekçi olalım, ancak imkânsızı isteyelim. İnsanımızdan hareket etmeyen, hizmeti amaçlamayan, her anda ve yerde yaşamı kolaylaştırmayan, yaşam kalitesini arttırmayan hizmet, hizmet değildir. Şu anda Pamukkale belediyesi için yerel olarak pek çok projemiz mevcuttur. Bu projeler halkın önceliğine göre ve olanaklarımız çerçevesinde insanlarımızla tartışacak oluşturacağımız süreçlerden geçerek olgunlaştırılacaktır.
Bir örnek istediğiniz için veriyorum: Asgari ücretle yaşamak zorunda olan aileler evden çıkarken bebeklerini, çocuklarını, gençlerini, yaşlı anne-babalarını gözü arkada olarak bırakmaktadırlar. Bu alan belediye hizmeti ile doldurulmalıdır. Nasıl mı? Öncelikle birkaç mahallenin merkezinde oluşturulacak meydan, sosyal tesisleri, kreş, oyun evleri, rehberlik çalışma alanları, bilgisayar ortamları, tiyatro, spor ve benzeri alanları içerecektir. Buralarda uzman personel hizmet verecektir.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı
 

Hava Durumu

PamukkaleSıcaklık (°C)Durum
En
Düşük
En
Yüksek
9 Mayıs 2024 Perşembe 13 26Çok Bulutlu
10 Mayıs 2024 Cuma 12 27Gökgürültülü Sağanak Yağışlı
11 Mayıs 2024 Cumartesi 12 23Gökgürültülü Sağanak Yağışlı
12 Mayıs 2024 Pazar 11 22Sağanak Yağışlı
13 Mayıs 2024 Pazartesi 10 25Parçalı Bulutlu