REKLAMI GEÇ

ELEŞTİRİ NEDİR? NE DEĞİLDİR?

ELEŞTİRİ NEDİR? NE DEĞİLDİR?

Pamukkale Üniversitesi ve PEN Türkiye Merkezi işbirliğiyle, DESAV’ın katkılarıyla düzenlenen Edebiyat Buluşmaları’nın ikinci söyleşisi “Eleştiri nedir ne değildir?” konulu söyleşi Semih Gümüş ve Ömer Türkeş’in katılımıyla gerçekleşti. Etkinliğe öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.

/ DENİZLİHABER / 23 Ekim 2010 Cumartesi, 16:39

BİZİ “RÖNTGENCİ KÜLTÜR” BESLİYOR
Ömer Türkeş, okudukça bir bakış elde etmeye başlandığını, kitaba ayrıntılı bakan bir gözün oluştuğunu anlattı. “Hepimiz maç izleriz ama yetinmeyiz futbol yorumcularının da görüşlerini dinlemek isteriz. Eleştirinin yaptığı budur. Bir yapıt biriciktir. Yazarın nasıl olup da yazdığını, aynı koşullara sahip olan birinden farklı bir yaratıcılığın nasıl ortaya çıkardığını çözmeye çalışırız.” diyen Türkeş, edebiyat eleştirmeninin öncelikle eseri sevmesini, tanıması gerektiğini belirtti. Türkeş eleştiriye dair şu görüşleri paylaştı: “Eleştiri, tanıtım yazısı değildir. Kitap tanıtım yazıları ile eleştiri karıştırılmaktadır. Yayın sayısı eskiye göre çok artmıştır, bir eleştirmenin yıl içinde çıkan tüm yayınları takip etmesi olanaksız hale gelmiştir. Aslında Türkiye’de kitapları kucaklayacak eleştirmen sayısına ihtiyaç vardır” Kavram karışıklıklarını gidermeye yönelik bilgiler veren Türkeş, son dönemlere dair belirlemelerini de paylaştı: Son zamanlarda biyografiler roman adı altında yazılıp yayınlanıyor, bunu medya kültürü teşvik ediyor.“Bizi “röntgenci kültür” besliyor, çok satan romanlar ortaya çıkıyor. Roman yazarı kurmaca-gerçeklik ortaya koyar. Tarih ise anlatıdır. Kişisel tarihler, aile tarihleri, esintileri, duygusallıklarının roman diye ortaya konması sorundur. Okuyucuyu yanıltan budur. Edebiyat eleştirisi popüler kültürle çevrili durumdadır. Şunu da belirtmek gerekir ki roman öykü ile aynı değildir, kritik etmek de eleştiri ile…”

“GENÇLER OKUMUYOR GÖRÜŞÜNE KATILMIYORUM
Semih GÜMÜŞ ise öğrencilere önerilerde bulundu. Eleştirinin okumakla eşdeğer olduğunu hatırlatan GÜMÜŞ, öğrencilik döneminin okumak için en uygun dönem olduğunu söyledi. Edebiyatta en sıkıcı tür olarak görülen eleştirinin aslında en pahalı, emek isteyen tür olduğunu belirtti. Eleştirmenler olarak “neden?” sorusunu sorduklarını, sistematik davrandıklarını, yazarın söyledikleri ile yetinmediklerini, yazarın ardında dolanıp yazılanların ötesini keşfetmeye çalıştıklarını anlattı. Günümüz okurunun daha az okuduğu, gençlerin edebiyata ilgi göstermediği gibi yorumlara katılmadığını belirten GÜMÜŞ, “Günümüz okuru, 50-100 yıl önceden niteliksiz değildir. Gençler okuyor. Ben yayıncılık yapıyor, çok sayıda dergi çıkarıyorum, ürünleri gençler satın alıyor. Ayrıca Anadolu’dan genç yazarlar yayıncıların engeline takılıyor görüşü de doğru değil. Gecikmeler olabilir ama değerler, yazarlar mutlaka keşfedilir” diyerek gençleri yüreklendirdi. Öğrenciler tarafından ilgiyle takip edilen söyleşinin sonunda soru cevap bölümü gerçekleşti. Eğitim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. İzzet KARA tarafından eleştirmenlere günün anısına hediyeler sunuldu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı