YÜKSEK VERGİ ADALETİ SARSAR

Keçeci, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan “orta vadeli program”daki (OVP) vergi gelir hedeflerini değerlendirdi. Açıklanan program ışığında, vergi geliri elde edilmesinde, dolaylı ve doğrudan vergilerin dağılımı bakımından gelecek 3 yıl boyunca pek bir şey değişmeyeceğinin görüldüğünü ifade etti. OVP’de vergi gelirleri içinde tüketimden alınan dolaylı vergilerin payının yüzde 68,3’ü bulması, buna karşın doğrudan vergilerin ise yüzde 31,7’de kalması öngörüldüğüne işaret eden Keçeci, şunları kaydetti: “Bunun anlamı, devletin 3 yıl boyunca kazançlardan çok tüketimi vergilendirecek olması. Tüketimden alınan vergiler, yoksul ya da zengin olduklarına bakılmaksızın tüm yurttaşlarımızdan eşit oranda alınıyor. Dolaylı vergilerin yüksek seyretmesi, vergide adaletsizliği de beraberinde getiriyor. Harçlar, damga vergisi, özel iletişim vergisi, Kdv, Ötv gibi kalemlerden oluşan dolaylı vergilere ağırlık verilmesi nedeniyle bir yerde doğrudan vergiler ikame edilmiş oluyor. Yapılması gereken doğrudan vergilerin payını aşamalı olarak dolaylı vergilere yaklaştırmak. Vergi tabanını genişletmek elbette önemli, ama artık kolaya kaçmayıp, verginin tavandan da etkin olarak alınmasına özen göstermeliyiz.”

“Köklü vergi reformuna ihtiyaç var”
Keçeci, Türkiye’de bugüne kadar vergi sisteminde çeşitli değişiklikler yapıldığını, ancak asıl ihtiyaç olan şeyin vergi mevzuatında köklü bir reform yapılması olduğunu da savunarak, şöyle devam etti: “Bugüne dek reform adı altında yapılanlar, yaraya merhem olmaktan uzak. Vergi reformu yapıyoruz derken, reform yorgunu olmayalım. Esas olan vergide köklü bir reform yapmak ve doğru bir vergi sistemi kurmak. Bu sistem sayesinde elde edilecek vergi gelirlerini de ülke kalkınmasında kullanmak. Doğrusu bugüne dek yapılanlar, reformdan çok düzeltmeye benziyor. Vergi mevzuatından sık aralıklarla yapılan değişiklikler ve vergi borcu afları, güvenirliliğe zarar vererek belirsizliği artırıyor. Buna bir son vermeliyiz” Müjdat Keçeci, bununla birlikte kayıt dışılığın mutlaka önlenmesi ve vergi idaresinin bağımsızlığı ile kurumsal kapasitesini de güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.