REKLAMI GEÇ

DEGİAD’dan Vali ve polise teşekkür, Erdoğan’a eleştiri

DEGİAD’dan Vali ve polise teşekkür, Erdoğan’a eleştiri

Denizli Genç İşadamları Derneği Başkanı Sadık Emre Çaputçu, yaptığı ‘Denizli Genç İşadamları Derneği’nin düşüncesidir’ ibareli yazılı açıklamada Gezi parkı eylemlerini halk hareketi olarak yorumlarken, Denizli’de gösteriler sırasında gösterdikleri sağduyu için Vali ve Emniyet Müdürü’ne teşekkür etti, kullandığı üslup ve tutum nedeniyle Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi.

/ DENİZLİHABER / 4 Haziran 2013 Salı, 15:34

Denizli Genç İşadamları Derneği Başkanı Sadık Emre Çaputçu, yazılı bir açıklama yaparak Gezi Parkı eylemlerini değerlendirdi. Açıklamanın başında görüşlerin DEGİAD’ın düşüncesi olduğu ibaresine yer veren Çaputçu, Gezi Parkı eylemlerinin bir halk hareketi olduğuna dikkat çekti.

Denizli’de gerçekleştirilen Gezi Parkı gösterilerinde Denizlililerin Denizli Emniyeti ile el ele kol kola barış ve sükunet içinde davrandıklarının altını çizdi. Provokatörlere göz açtırmayan Denizlililere, sağduyulu tavrı nedeniyle Denizli Valisi Abdulkadir Demir ve Emniyet Müdürü Zeki Bulut’a teşekkür eden Çaputçu, Denizli’nin bu yönüyle örnek bir tavır sergilediğini söyledi.

Çaputçu, açıklamasının devamında tavrından Başbakan Erdoğan’ın Gezi Parkı eylemleriyle ilgili sergilediği tutum ve kullandığı üslubu eleştirdi. Ortaya konulan reaksiyonun “Ben yaptım oldu”ya yönelik toplumsal bir refleks olduğunu vurgulayan Çaputçu, sokaktaki halkın tepkisine kulak verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan’ın eylemlere karşı tavrının endişe verici olduğunu belirten Çaputçu, “Oluşan bu toplumsal tepkiyi ve refleksi politize etmeye çalışmak ve olayların ardındaki asıl nedenden ziyade konuyu birkaç ağaç meselesine indirgemek, böylesi bir zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’ndan görmek istemeyeceğimiz bir tutumdur” dedi.

Orantısız güç kullanımı konusunda polisi de eleştiren Çaputçu, polisin bu tarz toplumsal olaylarda saldıran değil, savunan yani huzuru, insanların ve kamu mallarının güvenliğini savunan olması gerektiğine de vurgu yaptı.

Medyanın, patronları nedeniyle tarafsızlık ve güvenilirliğini yitirdiğine de değinen Çaputçu, tüm yurtta yaşanan toplumsal tepkileri birkaç münferit olay olarak gösteren medyanın, halk tarafından sorgulandığını belirtti. Çaputçu, medya patronlarının farklı iş kollarıyla uğraşması nedeniyle ya gelecek kaygısı ya da baskı altında tutulduğuna dair iddiaların son günlerde daha da ön plana çıktığını vurguladı.

İş dünyasının yaşanan ekonomik istikrar sürecinin bozulması konusundaki endişesine dikkat çeken Çaputçu uzun açıklamasının sonunda sokaktaki halkın Başbakan Erdoğan’dan özür beklediğinin altını çizerken, “Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki Türk Milleti her zaman özeleştiriyi ve özür dilemeyi bir erdem olarak kabul etmiştir” hatırlatmasında bulundu.

İşte o açıklama…

BEN YAPTIM OLDU ZİHNİYETİ İLE DEMOKRASİ GELİŞEMEZ!
Türkiye son günlerde tarihinde görmediği derecede ciddi ve üzerinde önemle durulması gereken bir halk hareketini yaşıyor. Gezi Parkı’ndaki ağaç katliamına yönelik tepkilerini demokratik ölçüde dile getiren topluluğa yönelik polisin sert tutumuyla başlayan olaylar tüm yurtta bir demokrasi mücadelesi halini almıştır. Sözü hiç uzatmadan Denizli iş ve sivil toplum camiasının en büyük temsilcilerinden biri olan DEGİAD olarak düşüncelerimizi, haber alma özgürlüğü elinden alınmış olan kamu ile paylaşmak isteriz.

DENİZLİ, HALKI VE POLİSİYLE TÜRKİYE’YE DEMOKRASİ DERSİ VERMİŞTİR
Öncelikle belirtmek isteriz ki bu süreci Denizli şu ana kadar büyük bir başarı ile sürdürmektedir. Denizlililer ve Denizli Emniyeti el ele kol kola barış ve sükunet içinde davranmaktadır. Özellikle provokatörlere göz açtırmayan halk, bu duyarlılığıyla polisimizin de işini kolaylaştırmıştır. DEGİAD olarak, başta Sayın Valimize ve gösteriler sırasında bizzat polisinin yanında ve sahada bulunarak halka güven veren Sayın Emniyet Müdürümüze şükranlarımızı sunmak görevimizdir.

PROVOKASYONLARA RAĞMEN BU BİR HALK HAREKETİDİR
Bu protestoların tamamen bir halk hareketi olduğu, herhangi bir siyasi parti, dernek, örgüt, sendika vs gibi benzeri sivil toplum kuruluşlarının egemenliğinde oluşmadığı kanaatindeyiz. Halkın her kesiminin; memurun, işçinin, esnafın, doktorun, işadamının, sanatçının, köylünün, öğrencinin, ev hanımının desteklediği ve katıldığı bu dayanışma, göründüğü üzere tamamen demokrasi ve özgürlük isteyen, ‘ben yaptım oldu’ya karşı çıkan bir toplumsal reflekse dönmüştür.

Bu ciddi ve kalabalık protestoları fırsat bilen provokatörlere toplum göz açtırmamak için azami çaba sarf etmektedir. Buna rağmen kamu ve özel mala yönelik oluşan zararlar toplumu tümüyle üzmüştür. Özellikle İzmir Karşıyaka AK Parti İlçe Binası’nda çıkan yangın son derece üzücüdür. Ancak her şeyden önemlisi can güvenliğidir ve resmi rakamlara göre iki genç vatandaşımızın hayatını kaybetmiş olması bizleri kahretmiştir.

POLİTİZE OLMUŞ TOPLUMDAN DEMOKRASİ ÇIKMAZ
Sayın Başbakan’ın toplumu sükunete ve itidale davet etmesi gerekirken, protestoları yapanlara yönelik hakaretler de içeren söylemleri, yangına körükle gitmekten başka bir şey değildir. Oluşan bu toplumsal tepkiyi ve refleksi politize etmeye çalışmak ve olayların ardındaki asıl nedenden ziyade konuyu birkaç ağaç meselesine indirgemek, böylesi bir zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’ndan görmek istemeyeceğimiz bir tutumdur.

Şu bilinmelidir ki Türk Milleti Ak Parti İktidarı’nın icraatlarına ve başarılarına zaten gereken itibarı, değeri ve saygıyı göstermiştir. Böylelikle iktidar partisine %50’ye varan bir desteği esirgemeyen bu halkın diğer yarısının da, tıpkı Ak Parti’ye oy veren %50 gibi demokrasi ve özgürlük istediğini, dünya görüşüne ve bireysel özgürlüklerine karşı hassas olduğunu ve yapılan somut icraatların ve hizmetlerin yanında vatandaş olarak saygı ve itibar beklediğini de belirtmemiz gerekmektedir.

Çağdaş demokrasilerde bu gibi halk hareketlerinde polisin uyguladığı muamelenin şekli ve seviyesi ortadadır. Ülkemizde, herhangi bir sıradan mitingde olduğu gibi kürsünün ve halka hitap edenlerin olmadığı bu gibi halk reflekslerinde göstericilere karşı uygulanacak kontrol mekanizmaları üzerinde çok daha fazla dikkatli ve hassas davranılması gerekliliği de ortaya çıkmıştır. Şu bir gerçektir ki gelişmiş ülkelerde bu gibi olaylarda polis, saldıran değil savunan taraftır ve savunduğu şeyler de toplum huzuru ve güvenliğinin yanında elbette ki kamusal binalar ve alanlardır.

TÜRK BASININA YÖNELİK BASKI ARTIK TESCİLLENMİŞTİR
Ülkemizde günlerdir yer alan protesto gösterilerinin ulusal medyadaki yansıması oldukça düşündürücüdür. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük toplumsal patlamalarından birinin yaşandığı şu günlerde olanları, özellikle televizyon ekranlarında neredeyse birkaç münferit olaymış gibi göstermek, Türk Halkı’nın bu kanalların yayın politikalarına ilişkin güvenini son derece yitirmesine neden olmuştur.

Belli ki her biri işadamı olan ulusal medya kuruluşlarının patronlarının iktidar baskısı ve gelecek kaygısı, Türkiye’nin dört bir yanında meydana gelen bu gösterilere ya zorunlu ya da doğal bir sansürü de beraberinde getirmiştir. Böylelikle medya patronlarının sadece medya sektöründe boy göstermesi gerekliliğinin ve diğer sektörlerde iş yapıp devletle çıkar ilişkisi içine girmemesi gerekliliğinin demokrasinin kalitesi açısından hayati önem taşıdığı ortaya çıkmıştır.

Medyanın ekranlarına ve sayfalarına tarafsız bir gözle aktarmadığını düşündüğümüz eylemler, halkın el yordamıyla ve zaman zaman da kulaktan dolma bilgilerle yegane haberleşme aracı olarak gördüğü sosyal medya üzerinden duyurulmakta, bu da çok tehlikeli sonuçlara yol açabilecek bilgi kirliliğine de neden olmaktadır.

Sayın Başbakan’ın sosyal medyaya ‘baş belası’ çıkışı yapması yerine ulusal medyayı, doğru, tarafsız ve güvenilir bir yayın politikası izleyerek, halkımızı zamanında ve doğru bilgilendirmesi yönünde teşvik etmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Şu unutulmamalıdır ki özgür basın demokrasinin en önemli yapı taşlarındandır.

MUHALEFET DE DERS ÇIKARMALIDIR
Bütün bu olan bitenle beraber muhalefet de bu olayların ve protestoların muhasebesini iyi yapmalıdır. Muhalefetin yetersiz olduğu yerlerde halkın sokaklara döküldüğünü unutmamak gerekir. Sadece Ana Muhalefet değil, meclis içindeki ve dışındaki tüm siyasi partilerin bu olaylar karşısında derin ve ciddi sorumlulukları bulunmaktadır.

SONUÇ OLARAK
Ülkemizin ekonomik anlamda kaydettiği başarılar muhakkak surette muhafaza edilmelidir. Yabancı basında dünyanın gözü önüne serilen görüntüler ve yorumlar, elbette ülkeyi yönetenler tarafından iyi okunmalı ve yanlış bir imajın yurt dışında oluşmaması için gereken tedbirler alınmalıdır. Hükümet belki ulusal basını kontrol etmeyi başarabilir ama şu unutulmamalıdır ki yabancı basının yazdıklarını kontrol etme şansı yoktur! Sayın Başbakan artık empati kurmalı, toplumuna ve halkına sahip çıkmalıdır. Kendisine ve partisine yönelik her eleştiriye karşı takındığı sert ve tavizsiz tutumunu gözden geçirmelidir ve artık özeleştiri mekanizmasını hem kendisi için hem de partisi için devreye sokmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Toplumu’na, protestocu vatandaşlara ve diğer bir çok kesime yönelik kullanılan çapulcu, alkolik, baş belası gibi söylemler dolayısıyla özür dilenmelidir. Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki Türk Milleti her zaman özeleştiriyi ve özür dilemeyi bir erdem olarak kabul etmiştir.

Yaşanan bu gösteriler ve protestoların Türkiye’deki demokrasi ve hoşgörü kültürünün gelişmesine katkı sağlaması dileriz. Kamuoyuna saygı ile duyururuz.

Yorumlar

irfan   -  Bağlantı 5 Haziran 2013, 11:31

tebrikler ve teşekkürlerimle başkan..

parantez   -  Bağlantı 5 Haziran 2013, 09:14

Sadık bey in söyledikleri ve tesbitleri son derece haklı,hanımımızı nikaha aldık diye,haklarını yok sayamayız.demokresilerde de her zaman muhalif düşüncelerde dinlenilmeli.Sayın valimiz ve emniyet müdürümüze de demokrat adam plaketi verilmeli,tek iliz olaysız kazasız

Faruk CAN   -  Bağlantı 5 Haziran 2013, 08:50

Denizli Halkının hislerine ve duygularına tercüman olmuşsunuz,sizi ve arkadaşlarınızı kutluyorum.Ayrıca yöneticilerimizi de verdikleri bu demokrasi dersinden dolayı tebrik ediyorum tüm Türkiye ye örnek oldular HELAL OLSUN.

muhsin ertuğ   -  Bağlantı 4 Haziran 2013, 21:36

vali beye helal olsun

Tebrikler…   -  Bağlantı 4 Haziran 2013, 17:26

Sayın;Denizli Genç İşadamları Derneği Başkanı Sadık Emre Çaputçu, Tebrik ederim bu kadar açık ,tarafsız ve net olarak açıklamada bulunmuşsunuz bu kadar olur… Saygılarımla.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı