Avni Örki seçim sürecini denizlihaber.com’a değerlendirdi

Görevde dördüncü yılına giren Ak Parti İl Başkanı Avni Örki, seçimdeki başarıdan cemaatin tavrına kadar pek çok önemli konuda açıklama yaptı. Denizlihaber.com’un sorularını yanıtlayan Örki, rakip partilerin il başkanlarının kendilerini başarılı göstermesine anlam veremediğini söyledi, 20’de 20 hedefinin çıkış noktasını anlattı.
Kaybedilen ilçelerde seçmenin yine Ak Parti’den yana tercih kullanacağını savunan Örki, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu bölgelerde Ak Parti adayına yüzde 50’den fazla oy çıkacağını idda etti. İşte o söyleşiden notlar…

Rakip partilerin yetkilileri, belediye sayılarında düşüş olmasına karşın seçim sonuçlarını ‘başarı’ olarak nitelendirdi. Siz Ak Parti olarak başarısız mı oldunuz?
AVNİ ÖRKİ: Bu siyasette ikbal peşinde olanların kendilerine çıkış noktası olarak düşündükleri bir argüman. Çok açık, ortada. Ben yerel seçimlerden önce “Eğer başarısız olursam siyasi ilmeği, siyasi urganı boğazıma geçiririm ve genel merkezin takdirine kendimi bırakırım. Genel merkez hakkımda ne karar verirse ona razı olurum’ dedim. Çünkü biz teşkilatların başında olan kişiler; bunu sadece il başkanı olarak söylemiyorum, bakanımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ve adaylarımız bu sorumluluğu en dip noktadaki hücrelerine kadar hissetmeliler dedik. 2009’un üzerine çıkmalarını hatta 20’de 20’yi almalarını hedef koyduk. Dört tane ilçede başarısız olduk. Başarısız mı oldunuz? diye soruyorsunuz ya… Dört ilçede başarısız olduk. Başarısızız ama 16 noktada başarılıyız. Türkiye’de bulunduğumuz noktada gayet başarılı olarak görüyoruz. Dolayısıyla ikbal kaygısı ile hareket etmediğimiz için başarı ve başarısızlığı rahatlıkla paylaşabiliyoruz.

Seçim sonrası teşkilatı hiç dinlendirmediniz, neden?
AVNİ ÖRKİ : Seçim biter bitmez Cumhurbaşkanlığı seçimine adapte olduk. Başkalarının yaptığı gibi ne milletvekili seçimlerine ne de parti içi adaylıklara kanalize olmadık. Doğrudan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adapte olduk. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi teşkilatın omuzlarında geçecek olan bir seçim olacak. Bunun bilincindeyiz. Yerel seçimlerde adaylarımızın yanı sıra partimizin ileri gelenlerini sahada iyi çalıştırdık. Başkaları kendilerini nasıl tanımlamak istiyorsa öyle tanımlasın. Fakat ortada bir matematik var. Bir önceki yerel seçimlerde 6 belediyesi olan parti bugün üçe düşmüş kendisini başarılı olarak addediyor. Bir önceki seçimlerde 3 belediye başkanlığı kazanan bir parti bire düşmüş o da kendisini başarılı olarak addediyor. Milletin takdirine bırakıyoruz.

Başarının kriteri nedir?
AVNİ ÖRKİ: Yerel yönetim seçimlerinde başarı, kazandığınız belediyelerin sayısıyla doğru orantılıdır. Yani bir önceki seçimde aldığın belediye sayısıyla son seçimde aldığın belediye sayısının orantısıdır. Genel seçimlerdeki başarı milletvekili sayısıyla değil yüzdelik oranla mukayese edilir. Yüzdelik orana göre oyunu artırırsan başarılı, düşürürsen başarısızsın. Belediye sayısını azaltırsan başarısız, artırırsan başarılısın…
Bir de hani Nasrettin Hoca’nın hikayesi vardır. Kedi buradaysa ciğer nerede, yok ciğer buradaysa kedi nerede diye sorar… Başarılıyım diyen kişiler argümanlarında, oy oranlarını artırdıklarını söylüyor. Anlattıkları oyu yan yana koyuyorsun Ak Parti’nin oyunu yan yana koyuyorsun seçmen sayısından fazla çıkıyor. Her birisi en yüksek oy aldıkları parametreye göre değerlendiriyor. Kimi belediye meclisi üyeliğine göre kimi ilçelerdeki oy durumuna göre, kimisi başkan adaylarının oy durumuna kimisi de bunları genel seçimde aldıkları oyla kıyaslıyorlar. Elma ile armudu kıyaslayıp canlarının istedikleri noktadan kendilerine parametre belirleyip başarılarını belirliyorlar.

Muhalefet yöneticilerinin bu yaklaşımları sizi memnun ediyor mu?
AVNİ ÖRKİ: Bu yönetim anlayışları ileçalışmaktan memnunum. Bu yöneticiler ile çalışmaktan da memnunum. Sadece memnun olmadığım kişi İlhan Cihaner. Ondan da Ak Parti İl Başkanı olarak değil, bir Denizlili olarak memnun değilim. Denizlili olarak bizim sahaya sürdüğümüz milletvekili sayısını düşüren, Denizli adının mecliste yeterince temsil edilememesine neden olan, Denizli adına en başarısız milletvekili unvanına sahip olan Cihaner’den memnun değilim. İnşallah önümüzdeki genel seçimlerde, partisinin genel merkezi Cihaner’i buradan alır. Denizli de çeşitli gösteri yürüyüşlerinde, kamu kuruluşlarının önüne engel koyan biçimde anılmaktan kurtulur.

Seçim öncesi cemaat çok tartışıldı? Denizli özelinde cemaate ilişkin neler yaşadınız?
AVNİ ÖRKİ: Denizli özelinde; hiç hazmedilemeyecek şeyler yapıldı. O kadar destek olunmuş olmasına rağmen, o kadar kol kola olunmuş olmasına ve tamamen her şeyiyle samimiyetle kucaklanılmış olunmasına rağmen çok büyük rahatsızlık duydum. Bir Denizlili olarak yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum.
Bir cemaatin; sandık görevlileri eğitim toplantısı yapmasına çok üzüldüm. Bir cemaat bunu yapmamalıydı. Bu inkar edilecektir. Ama o toplantıya katılan insanların söylemi bu… Bizzat o toplantıda bulunanlar bana aktardı.
Cemaatin mensubu olmakla övünen ve bunu daha öncesinden anlatan bir hakim; bir ilçemizin kahvesinde başbakanı kötüler şekilde konuşmamalıydı, mesleğine siyaseti bulaştırmamalıydı.
Bir kaymakam, çevre illerden gelip de bizim Denizlimizin bir ilçesinde kapı kapı dolaşıp ‘Sakın Ak Parti’ye oy vermeyin’ dememeliydi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde görevli müdür yardımcısı aynen onların yaptığı gibi Denizli’de çalışmamalıydı.

Siyaset yapmaları sizi neden öfkelendirdi?
AVNİ ÖRKİ: Neden bunları yapmamalıydı. Siyaset herkesin hakkıdır ama kayıt dışı siyaset bambaşka bir şeydir… Kayıt dışı içine girmemeliydi. Açıkça ‘CHP’liyim’ der ve CHP’ye hizmet eder ya da ‘MHP’liyim’ der MHP’ye hizmet eder… O zaman başımın üstünde yeri var. Bütün CHP’lilerin bütün MHP’lilerin başımın üstünde yeri var.
Bana göre CHP ve MHP’li olduklarını söyleyerek yıllardır sahada partilerine hizmet eden kişiler onlardan kat kat daha onurludur. Çünkü onlar kayıt dışı siyaset yapmıyor. Açıktan kendisini göstere göstere siyasetini yapıyor. Bizi kayıt dışı siyaset yapanlar yaraladı, üzdü. Mesela bir okulda, o okulun öğretmeni öğrencilerinin velilerini toplayarak ‘bu dönemde CHP’ye oy verelim’ dememeliydi.

Cemaatin oy oranı seçim öncesinde bir hayli konuşulmuştu, sizin görüşünüz neydi?
AVNİ ÖRKİ: Seçim öncesinde çok konuşuldu. Bizim karşımızda pek çok oluşumun ürünü bir blok vardı. Bu blokta CHP, MHP, BDP ve bir de cemaat vardı. Cemaat muamma bir kavram. Yüzde 10 oyu mu var yüzde 3 oyu mu var herkes bir şey söyledi. Ben ise seçim öncesinde Türkiye’de en iyi uyguladığımız bir sistemin hayata geçirilmesini sağladım. Her bir sandıkta ayrı toplantılar yaptık. Bu toplantılarımızda milletin gündeminin cemaatin ifade ettiği meseleler olmadığını, onlar bu meseleleri gündeme taşıdıkça Ak Parti’nin daha da güçlü olduğunu gördüm. Ve bundan dolayı o kadar rahattım ki… Ne yaparlarsa yapsınlar dedim.

Cemaatin muhalefet partilerine faydası oldu mu?
AVNİ ÖRKİ: Tüm bunlar bir araya gelse tek bir aday çıkarsa yine de kazanamayacaklarını biliyordum. Denizli’de öyle de yaptılar. Kazım Arslan’ı çıkardılar. Tek bir aday. Her ne kadar Kazım Bey ‘böyle bir şey yok’ dediyse de; sonra tekrar bir patinaj yaptı, ‘U’ dönüşü yaptı ‘efendim bana söz vermişlerdi sözlerinde durmadılar’ dedi. Çok ilginç alışkanlıklar doğdu. Bakın cemaat bunların kimyasını bozdu. CHP’nin de MHP’nin de kimyasını bozdu. Birbirilerine oy verme alışkanlığı doğdu. CHP’li MHP’ye oy verdiğinde, MHP’li CHP’ye oy verdiğinde kıyamet kopmadığını anladı. Bunlar, bu partilere başka partiye oy verme alışkanlığı edindirdi.
Bir başka partiye oy verme alışkanlığı edinmiş olan bu partililer önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ak Parti’nin gösterdiği adaya oy verecekler. Çünkü onlar kendilerine sahip çıkılmadığını yeri ve zamanı geldiğinde davasının satılması pahasına bir başka yere oy verdirtileceğini gördüler, bunu yaşadılar. Bu geçişgenlik Ak Parti’nin yararına olacaktır. Herkesin bir oyunu planı vardır ama yukarıdakinin planı bambaşkadır.

Kasetlet, tapeler size zarar verdi mi?
AVNİ ÖRKİ: Kasetler patlatıldı. Dışişleri Bakanlığı’nın, MİT Müsteşarının olduğu gizli toplantının detayyları dışarıya sızdırıldı. O anda o kadar çok insanın kafasına bir şeyler dank etti ki… İkbal uğruna, makam uğruna ülkenin en gizli sırlarının ifşa edilebileceği ortaya çıktı. Bu da insanlarda ‘Ak Parti’ye sahip çıkmalıyız’ düşüncesini oluşturdu. Ne yaparlarsa yapsınlar bizim önümüze geçemediler. Bundan sonra da bizim önümüze geçebileceklerine ihtimal vermiyorum.

20’de 20 hedefi nasıl karşılandı? Ütopik bulanlar oldu mu?
AVNİ ÖRKİ: Konuya genelden bakıldığında, pazarlıkçı zihniyetle yaklaşıldığında 20’de 20 olmaz diye düşünenler olmuştur. ‘15’te bağlayalım, 11’de bağlayalım, 2009’un üzerine bir artı belediye koysak o başarıdır. Bir artı hedefini kovalayalım’ diyenler çıktı.
Örneğin o kişiyi alıp Bekilli’ye götürdüğünüzü düşünün. Kaybettiğimiz ilçe… Haydi oradaki Ak Partili arkadaşlara anlat. Bekilli’yi kaybederiz de… Bunu kimse söyleyemez. Bekilli’deki partililer de ‘kaybederiz’ diye düşünmediler. Çal’dakiler de Bozkurt’takiler de böyle düşünmedi. Seçimi kaybedeceğini düşünen bir teşkilatla yola çıkılamaz zaten.

Çal ve Buldan’da belediyeyi kendi elinizle hediye ettiğinizi düşünenler var…
AVNİ ÖRKİ: Şer gördüğümüz konularda hayır ararız her zaman. Buralarda kaybetmek, bizi sıkıntıya sokan konularda teşkilatın geleceğe dair yürüyüşünde tecrübe oldu. Bozkurt’ta da tecrübe edindik. Bekilli’de aldığımız oy oranının altında oy almamıza rağmen 5 ilçe Ak Partili. Orada biz kaybetmedik. Bekilli az buz oy almadı. Ciddi oy aldı. Diğer aday yüzde 50’nin üzerine çıkınca ne kadar alırsan al kaybediyorsun.
Ben miting konuşmasında da söyledim. Hangi birinizi feda edeyim bana söyleyin o ilçe elini kaldırsın dedim. Sarayköy elini kaldırsın bizi alamazsınız desin. Kaldırır mı hiç? Önemli olan büyük bir başarıyı, yani bütünde bir başarıyı elde edebilmek için parçada başarıya inandırmak teşkilatı… 20’de 20 başarısını oturduğun yerden sayarak elde edemezsin. Her parçasında tek tek çalışarak başarı elde edersin. Bu hedefi ben koymadım. Biz koyduk. Öncelikle sayın bakanın ufkuyla konuldu. Bir gün bir toplantıda 20’de 20 neden olmasın dedi.
Biz de zaten iddiayı seviyoruz. Şahsi olarak ben de iddiayı seviyorum. Neden olmasın dedik. Olabilir. Önce liderler bir hedef koyar ve ona inanır. Bizim görevimiz ekiplerimizi bu hedefe inandırmaktır. Kalan o dört tane ilçe Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ak Parti’nin gösterdiği adaya yüzde 50’nin üzerinde oyla destek olup aslında oraların da Ak Partili olabileceğini gösterecek. Bir sonraki yerel seçimlerde Ak Partili olarak devam edecek.

Bundan sonraki süreçte teşkilat adına hedefleriniz ne?
AVNİ ÖRKİ: Bu partinin 3 Kasım’dan başlayan bir iktidar pozisyonu var. Bu kadar zaman içinde bir çok insan bu partiye geldi çalıştı ayrıldı. Ben il başkanı olur olmaz ilk işim kurucularla bir araya gelmek oldu. Zaman zaman diyaloglarla istişare yaptım. Artık bu diyalogları şahsi isteklere bağlı olmaktan çıkarıp sistem içine dahil etmek istiyoruz. 2002’den beri görev alan tüm kademeler ile istişare toplantıları oturtmak istiyoruz.
Bunu da çok hızlı şekilde ilk adımlarını Ramazan ayı etkinliklerinde ilk iftarda onlarla bir araya gelerek yapacağız. Tüm ilçelerimize bunu yaptıracağız. Teşkilatın içinde görev almış herkese ‘vefa toplantıları’ düzenlemek istiyoruz.
Sandıklarda bizim bu seçimlerde bir sandık başkanı bir de müşahitimiz taş gibi sağlamdı. Bizim hedefimiz üç genç üç kadın ve üç ana kademe olmak üzere 9 kişilik sandık yönetim kurulları oluşturmak. Bu da iddialıdır ama o 9 kişilik yönetim kurulu sapasağlam tesis edeceğiz.
Mahalle teşkilatlarını güçlendirmek istiyoruz. Ak Parti siyasetini olabildiğince kılcal damarlara hücrelere yaymak istiyoruz. Oradan sonra geçeceğimiz nokta ise üye ziyaretleri olacak. Üye artış hızında tüm kentleri geride bıraktık, birincilik aldık. Önümüzdeki ay da almak istiyoruz.

Üyelere ilişkin planınız var mı?
AVNİ ÖRKİ: Bizim partimize üye olmuş kişinin nitelikli hale getirilmesini istiyoruz. Ben bayrakları indiriyoruz dediğimde 110 bin kişinin bir anda bayrakları indirdiğini düşünün. O kadar çok işimiz var ki birbirimizin ayağını kaydırmaya, milletvekili adayı belirlemeye vaktimiz yok. Teşkilatın ayaklarının yere sağlam basması demek, Cumhurbaşkanını seçerken bu seçim kampanyasına halkı dahil etmek demektir. Üyelerimiz teşkilatımızın en önemli unsuru olarak ortaya çıkarmak istiyoruz.

Şahsi hedefiniz var mı?
AVNİ ÖRKİ: Şahsi olarak bir hedefim yok. Milletvekili olayım, belediye başkanı olayım diye düşünmedim hiç. Benim hedeflerim teşkilatım için az önce anlattıklarım. Bu parti benim için her şeyi yaptı. Daha benim için ne yapsın?

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den beklentileriniz var mı?
AVNİ ÖRKİ: Teşkilat olarak Türkiye’de siyasetçiler sayıldığında yıllar sonra da Nihat Zeybekci adının bir Igğdır’da, Trabzon’da, İzmir’de sayılmasını isterim. Bu başarılarıyla olur. Teşkilat olarak beklentim bu. Denizlili olarak ise yaşayanlar olarak tamam biz olduk demiyoruz. Kat edecek çok mesafemiz var. Bu mesafeler güçlü bir bakanlıkla hızlı şekilde kat edilir. Eskiden bakanlardan randevu alıyorduk. Artık kendi programımıza göre ziyaretler gerçekleştirebiliyoruz. Başbakanın huzurunda bir Denizlilinin olması, Denizli’nin meselelerinin hızlı bir şekilde çözülmesini sağlıyor. Önümüzdeki yıllarda Nihat Zeybekci’nin katkıları ile büyük yatırımlara imza atılacak. Bu kadar cesaretli söylemler içine girmemizde de Nihat Zeybekci bakan olsa da olmasa da onun faktörü vardı.