REKLAMI GEÇ

CİHANER ÖYLE BİR KONUŞTU Kİ!

CİHANER ÖYLE BİR KONUŞTU Kİ!

CHP Denizli Milletvekili Adayı İlhan Cihaner, seçim bölgesinde gençlerle bir araya geldi. Organizasyonun Facebook üzerinden yapıldığı gençlerle buluşma toplantısında bir gencin “Niçin aklanmadan geldiniz?”sorusu üzerine konuşan Cihaner, çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.

/ DENİZLİHABER / 14 Mayıs 2011 Cumartesi, 16:49

Eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, seçim bölgesindeki çalışmalarını sürdürüyor. Denizli Esnaf Sarayı’nda organizasyonu bir sosyal paylaşım sitesinde yapılan etkinlik çerçevesinde, gençelerle bir araya geldi. Gençlerin sorularını yanıtlayan İlhan Cihaner, bir gencin “Niçin aklanıp da gelmediniz” sorusu üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Cihaner, özellikle şaibe altında yaşanması için hem özel yetkili mahkemelerin hem de Adalet Bakanlığı’nın bir çaba içinde olduğunu söyleyip, gerekçelerini açıkladı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bazı bakanlar hakkındaki iddiaları anımsatan Cihaner, onlara da aklanması çağrısında bulunup, “Bu durum yaşamımızın en temel manifestosu olması gerekir” diye konuştu.

Soruşturma kapsamında ortaya atılan darbe iddiasına ilişkin, “Elinde uçaklar, tanklar, on binlerce silahlı asker olan bir ordu komutanı niçin darbe yapmak için 6 el bombasına ihtiyaç duysun” diye konuşan Cihaner, ele geçirilen el bombalarının aslında muhtemelen Maraş veya Sivas olayları sonrası, bölgedeki köylülere dağıtılan el bombaları olduğuna dikkat çekti. El bombalarını görevi sırasında yürüttüğü Maraş ve Sivas olaylarına ilişkin bir soruşturma kapsamında öğrendiği el bombaları olduğunu ileri süren Cihaner, “Maraş’ta dönemin vali vekili Abdülkadir Aksu idi. 12 Eylül cuntasının müsteşarı da Vecdi Gönül” diye konuştu…

İŞTE CİHANER’İN AÇIKLAMALARI;

BİLEREK YARGILAMIYORLAR!..
Bu iddialar ortaya çıktığından itibaren benim ve benim davamı takip edenavukatlarımızın tüm mücadelesi, yargılanmak üzerine oldu. HSYK yasasına göre hakim ve savcılarla ilgili davalarının 4 ay içinde bitirilmesi zorunludur. Bu basit bir gerekçeyle öngörülüyor. İnsanlar hakkında karar veren kişilerin bu tarz şaibelerle görevlerine devam etmelerinin önüne geçmek için bir an önce bitirilsin iddiasıyla yer alıyor. Oysa hepiniz biliyorsunuz, benim dava dosyam neredeyse bir yıl boyunca hukuka aykırı bir şekilde gezdirildi. Hala dava dosyasıyla ilgili yazışmaları, maalesef yargılama yapacak mahkemeye göndermiyorlar. Birincisi bu.

HAKKIMDAKİ İDDİALAR DOKUNULMAZLIK KAPSAMINDA DEĞİL
İkincisi, bahsettiğiniz iddialar dokunulmazlık kapsamındaki iddialar değil. Yani yargılama süreci devam edecek. Anayasaya göre bu tarz suçlamalarla ilgili olarak yapılan soruşturmalar, dokunulmazlıktan önce başlamışsa, o soruşturmalar devam eder. Nitekim hatırlayın, Ahmet Türkve BDP’nin birkaç milletvekili, milletvekiliyken davaları bitti ve dokunulmazlıkları kaldırıldı. Tekrar ediyorum benim tek amacım yargılanmaktır.

ŞAİBEYLE YAŞAMAMI İSTİYORLAR
Hiç kaçmadım. Bu suçların hiçbiri dokunulmazlık kapsamında değil. Ancak engelleniyoruz. Engelleyenler kim. Hukuksuz kararları veren ve ideolojik bakış açısıyla yargılamayı yürüttükleri çok açık olan uygulamalarıyla bunu ispatlamış olan Türkiye’nin DGM geçmişinden gelen özel yetkili yapılanmalar birincisi bu. İkincisi de Adalet Bakanlığı. Benim hakkında iddialar 2 yıl geçtiği halde Adalet Bakanlığı benden hala savunma istemedi. Bekletiyorlar ellerinde. Önce HSYK’nın yeni yapısının oluşması beklendi. Oysa çok basit iddialar, hakimler savcılarla ilgili olarak, hemen müfettiş gönderilir, raporlar düzenlenir ve gereği yapılır. Adalet Bakanlığı da bizim yargılanmamızı istemiyor. Çünkü bu şaibe ile devam etmemizi istiyor.

DOSYAYI NEDEN AÇIKLAMAK İSTİYORLAR?

En önemlisi de o dosyanın kamuoyunun bilgisine sunulmasını istemiyorlar. Çünkü o dosya kamuoyunun bilgisine sunulursa şunlar çıkacak ortaya.

İhaleye fesat karıştırmış bakanlar çıkacak ortaya.

Yoksul inananlardan toplanıp, Filistine yardım diye toplanan paraların kimlerin villalarında çıktığı ortaya çıkacak…

Hangi bakanların vergi kaçırdığıortaya çıkacak…
Belediye olanaklarının, imar olanaklarının kimlere peşkeş çekildiği ortaya çıkacak!..

BAŞBAKANA AKLAN DA GEL ÇAĞRISI!
Son sorunuza böyle bir cevap vereyim dedim. Niye yargılanmadınız, niye beklemediniz. Bir kere yargılanma süreci devam edecek ama dokunulmazlık kapsamında değil. Ama şunu söylüyorsanız ki siz, sizin hakkınızda böyle bir iddia var, bundan aklanın öyle gelin diyorsanız, katılıyorum size ve bu sorunun özellikle Başbakana sorulmasını isterim

AKBİL’de aklan gel… alkışlar…

İsviçre’deki banka hesapları iddiası var!Aklan gel!. İçişleri bakanının küçük çocuklara düşkünlüğü ile ilgili iddialar var. Bunlar benim iddialarım değil, yanlış anlaşılmasın.Amerikan Dış İşleri Bakanlığının vikiliksyayınlanan belgelerindeki iddialar var. Onlardan aklan gel. Cumhurbaşkanımızın kayıp trilyonlarla ilgili iddalar var. Ondan aklan gel!Bunu çok istiyorum. Bunu yaşamımızda bir manifesto olarak kabul etmemiz lazım.

CUZA HUKUKUNA VURGU YAPTI!..
Ceza hukukunun en temel ilkelerinden biri masumiyet ilkesidir… Masumiyet ilkesi en kaba haliyle şunu içerir. Bir insan hakkında kesinleşmiş yargı kararı yoksa biz onu masum olarak kabul etmek zorundayız. İkinci en önemli ilkesi ise suç ve ceza kanunlarıyla ile ilgili ilkesi. Benim ile ilgili en sıkıntılı taraf bu… Kişiselleştirmemek için suçlu biri olarak savunuyor demesinler diye size bir iki tane örnek vereceğim.Birlikte yargılandığımız 16 sanıktan üç tanesini tanıyorum. Onları da görev gereği yani protokol ilişkileri dolayısıyla.

HANGİ ORDU KOMUTANI O KADAR OLANAĞI VARKEN 6 EL BOMBASIYLA DARBE YAPAR?
Bunlardan bir tanesini duruşmada gördüm. Lütfen kulak verin ve ne kadar önemli bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunuzu düşünün. Bir tanesini duruşmada gördüm. Bu bir astsubay. Birbaşkasının hard diski aranırken, bu astsubayın hard diski bulunuyor ve bu astsubayın hard diskindede de hala gazetelerde yayınlanan üç dört tane makale çıkıyor. AKP’li yöneticilerin eşlerinin lüks düşkünlüğü gibi.
Buna el konuluyor ve deniliyor ki bu bir fişlemedir. Yani olacak şey değil. Gazetede okuduğunuz bir haber fişleme olarak geçiyor, 4 tane böyle haber bulunuyor. Bu adam nerede görevli 3. Ordu’da.
Üçüncü ordunun komutanı falanca, onun emri olmadan böyle bir şey yapamaz. Onun için bu örgüt üyesidir, onun için biz gelip Üçüncü Ordunun kozmik odasını arayacağız. Bu sizce ciddi bir iddia mıdır? Bu adam benimle aynı maddeden yargılanıyor.Silahlı suç örgütü dediniz.Nerede silahlar? Bulundu. Bir gölde bulunan altı tane el bombası. Başka bir şey yok. Bu suç örgütünün lideri kim?Üçüncü Ordu komutanı. Yahu Üçüncü ordu komutanının elinde uçaklar var, tanklar var ve silahlı on binlerce asker var. Bu adam darbe yapmak istese, miadı dolmuş patlama olanağı kalmamış ve muhtemelen de başka bir şey için hazırlanmış el bombalarını kullanmaz değil mi?

O EL BOMBALARINI BEN BULDUM!

Ben size kimsenin bilmediği bir şey de söyleyeyim. O el bombaları ne biliyor musunuz arkadaşlar? O el bombaları, tutuklama nedeniyle benim elimden alınan başka bir soruşturmaya ait el bombalarıdır. Onlar da Maraş olayları ya da Sivas olayları sonrasında olası bir iç savaş için köylüleremuhtemelen kontrgerilla tarafından dağıtılmış bombalardır. Benim o soruşturmam da vardır. Yani Türkiye’yi 12 Eylül’e getirenlerle, beni parmaklıklar ardına gönderenler muhtemele aynı zekada, aynı bakış açısına sahip insanlar. Yani bir insanın tanımadığı 15 adamla bir suç örgütü kurduğuna inanıyorsanız, 2007’de başlamış soruşturmanın 2009 da yapılmış bir planın uygulaması olduğuna inanıyorsanız, aklanda gel diyorsanız, bir an önce saydığım daha ciddi iddialarla yargılanan insanların aklanarak gelmesini hepimiz daha şiddetle istemesi gerekir.…

GENÇLERE SIRA SİZE DE GELECEK DEDİ
Bir şey daha vereceğim. Geldiğimiz tehlikeli olan şu 70 sayfalık bir iddianame düzenlendi. İddianamede savunmalara ne kadar yer verilmiş biliyor musunuz? Birbuçuk satır. Şüpheliler iddiaları reddetmiştir. Bu adil yargılama ilkesine aykırıdır. Çok detaya giriyorum ama herkesin başına gelebilir artık. Bu bir sıra meselesidir. Siz bu soruyu soruyorsunuz, siz de muhalif bir damar var. Muhtemeldir ki bir ay sonra başka sorular soracaksınız. Bu eğer bu siyasi iktidarın hoşuna gitmezse, siz benzer iddialarla karşı karşıya kalacaksınız.

BURUN KIVIRANLAR BİR BİR UYANMAYA BAŞLADI
Buradaki aslında saldırı, şu anda muhalif belli bir dünya görüşüne gibi görünüyor olabilir ama, burada daha derinden bir saldırı var aslında. İnsan haklarına, insana saldırı var ve her muhalife saldırı var. Sizin de sıranız gelecek. Onun için bu bahsettiğim hususları her alanda eleştirmemiz lazım. Mağdurunun kim olduğuna bakmaksızın, biz bunları söylediğimiz zaman Kürt muhalif hareketi, bunlar söylendiği zaman burun kıvırıyordu. Ama ne zaman ki KCK davası açıldı, aynı suçlamaların onlara da aynı hukuksuzlukla yöneltildiğini görüncebiraz uyandılar. Bazı sosyalistler “ya durun bakalım aklansın da gelsinler” derken ne zaman ki sosyalist birkaç arkadaşa aynı hukuksuzlukla saldırı oldu, hepiniz biliyorsunuz Ahmet Şık, Nedim Şener gibi, o zaman dediler “ya durun bakalım burada başka bir şey var”. Ne zaman ki Samsun’da Halkevleri mensuplarına benzer suçlamalar iletildi… Yani sıra herkese gelecek. Onun için bizim önemsememiz gereken hukuk devleti, hukukun ilkeleri, ceza hukuku ilkeleri. Yani şunu kesinlikle söylemek istiyorum ben. Eğer siyesi arenada bunlar dillendirilmezse, ben şu soruya sadece şu cevabı verip geçerim; ‘Böyle akıldışı, mantıkdışı, hukukdışı iddialara cevap yetiştirerek zamanımı kaybetmek istemiyorum. İddiaların, davaların görüldüğü yerler mahkeme salonlarıdır. Bu davalar iddialar orada görülür’ derim geçerim.

ERDOĞAN’A ERGENEKON YANITI;
“Bizden de Ergenekon’a oy moy yok”

Ama çok önemli, çünkü daha dün Başbakan beni ima ederek Denizli’de yaptığı mitingde, oraya asılmış bir pankartı göstererek ‘Ergenekonculara oy moy yok’ dedi. Ben buradan söylüyorum. Ergenekonculara, bizden de oy moy yok!.Türkiye’yi 12 Eylüle getirenler Ergenekoncularsa bizden de oy yok. Faili meçhulleri işeyenlerErgenekoncularsa bizden de oy yok. Türkiye’yi iç savaş eşiğine getiren Ergenekoncularsa bizden de oy yok.

ASIL ERGENEKONCU AKP DEDİ VE AÇIKLADI;

AKSU ve GÖNÜL’E DİKKAT
Ama biz biliyoruz ki Maraş olayları olduğunda, içişleri bakanı olan Abdulkadir Aksu oranın vali vekiliydi. Biz biliyoruz ki 12 Eylül faşist cuntasının müsteşarı, sonraların değişmez bakanı Vecdi Gönül’dü. Yani bu yandan bu mekanizmaların içinde olup, şimdi de iktidar da olup Deniz Gezmiş’in pankartları altında Erdal Eren’in pankartı altında yürüyüş yapıp, referandum da devrimci sol değerleri alabildiğine sömürüp, ondan sonra parasız eğitim diyen öğrencilerin kafasını patlatan bir yaklaşımdan, 12 Eylül’ün liderinin altına zırhlı verip, güncel darbelerin müsebbiplerinin altına zırhlı araçlar verip maaşlarına zam yapan bir siyasi iktidar, her halde 12 Eylülcü ya da Ergenekoncu sıfatını daha çok hak ediyordur. Herkesin kendine göre bir ergenekonu oluşmaya başladı gibi. Ama tekrar ediyorum ben, faili meçhullerse, insanları iç savaşlara götürmek, karmaşalara götürmekse, darbelerse biz de Ergenekon’a karşıyız. Bizden de bu anlamda Ergenekonculara oy yok!. Dediğim gibi bu durum siyaseten kullanılmasaydı, kafanızı bu kadar uzun şişirmek istemezdim…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı