REKLAMI GEÇ

KUL HAKKINDAN KENDİMİZİ KORUYALIM..

KUL HAKKINDAN KENDİMİZİ KORUYALIM..

İnsan, yeryüzündeki canlıların en mükemmeli, en akıllısı, diğer mahlûkatın emrine amade kılındığı bir varlıktır. İhtiyaçlarını giderebilmek için toplum halinde yaşayan insan,  karşılıklı hak ve sorumluluklarla yükümlüdür Bizler Müslüman olarak, İslam’ın kul haklarıyla ilgili hükümlerini öğrenmeli, hayatımızı ona göre sürdürmeliyiz. Özellikle yediğimiz, içtiğimiz şeyleri ve kazancımızı haramdan ve kul hakkından korumalıyız.  Kul hakları, ana-baba, çocuklar, yakın akrabalar, komşular, arkadaşlar, işçi-işveren, amir-memur arasında daha çok gerçekleşir….

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 17 Mayıs 2020 Pazar, 09:04

İnsan, yeryüzündeki canlıların en mükemmeli, en akıllısı, diğer mahlûkatın emrine amade kılındığı bir varlıktır. İhtiyaçlarını giderebilmek için toplum halinde yaşayan insan,  karşılıklı hak ve sorumluluklarla yükümlüdür

Bizler Müslüman olarak, İslam’ın kul haklarıyla ilgili hükümlerini öğrenmeli, hayatımızı ona göre sürdürmeliyiz. Özellikle yediğimiz, içtiğimiz şeyleri ve kazancımızı haramdan ve kul hakkından korumalıyız.  Kul hakları, ana-baba, çocuklar, yakın akrabalar, komşular, arkadaşlar, işçi-işveren, amir-memur arasında daha çok gerçekleşir.

Maddi ve manevi kul hakkı kapsamına giren hususlar pek çoktur. Cana ve mala zarar vermek, hırsızlık ve gasp, zulüm ve eziyet, ölçü ve tartıda adaletsizlik, faiz ve tefecilik, gıybet etmek ve iftira atmak, rüşvet alıp vermek, yalancılık, sözünde durmamak, kamuya ait mala mülke zarar vermek, trafik kurallarını ihlal etmek, insanlarla alay etmek, lakap takmak ve başkalarının özel hayatlarını araştırmak gibi…

Şu asla unutulmamalıdır ki, kul haklarını çiğnemek aynı zamanda Allah’ın koyduğu hududu çiğnemektir. Kur’an-ı Kerim’de insanlar arası adalet ölçülerini koyan pek çok ayetten sonra “İşte bu Allah’ın hudududur (ölçüsüdür), onu çiğnemeyin”  buyrulur. Olgun Müslüman haksız yere alınan bir kuruşu hak sahibine vermenin binlerce lira sadaka vermekten üstün olduğunu bilir ve başkasının hak ve hürriyetinin sınırında, kendi hürriyetinin son bulduğunu aklından çıkarmaz.

Bir gün bu fani hayat son bulacak, gerçek ve ebedi hayat başlayacak ve herkes dünyadaki işlerinden hesaba çekilecektir. Akıllı ve basiretli insan, Allah’a ve O’nun kullarına karşı vazifelerini yapan, hak ve hukuka saygı gösteren,  hesap gününe borçsuz ve günahsız olarak gitmeye çalışan insandır.

Bugün dünya hayatımızda, hırslarımızın esiri olurken, kul ve  kamu hakkına riayetin gözetilmediğini düşünen çok sayıda insan var.Makam hırsıyla, makamın yetkilerini kendisi ailesi veya yakınları için hak sayan bir anlayış maalesef toplumumuzda mevcut.Bal tutan parmağını yalar, Devlet malı deniz, yemeyen……z sözü çok yaygın kullanılıyor.Halbuki Kamu hakkı, kul hakkının en büyüğü ve en zor ödenebilecek olanı.

Bilerek veya bilmeyerek üzerimize kul hakkı hele hele Kamu malı hakkı almışsak daha bu dünyadayken o hakkı ödeyelim ve helalleşelim. Allah’ın, bu hakkı, hak sahibi helal etmedikçe bağışlamayacağını bilelim. Kul hakkıyla Allah’ın huzuruna çıkmaktan sakınalım. Toplumdaki birçok huzursuzluğun, kavga ve cinayetin temelinde kul haklarına riayet edilmemesinin yattığını unutmayalım. Ve unutmayalım ki,      bu dünya kimseye kalmaz……

Hayırlı Ramazanlar, Selam ve dua ile……

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı