REKLAMI GEÇ

Aids’te bu belirtilere dikkat!

Aids’te bu belirtilere dikkat!

DDH Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferzan Göncü, yorgunluk, uyku sırasında aşırı terleme, ısrarla bir aydan uzun süren ishal, herhangi bir solunum enfeksiyonuyla meydana gelen ve bir aydan uzun süren kuru öksürük gibi rahatsızlıkların AİDS belirtisi olabileceğini söyledi.

/ DENİZLİHABER / 1 Aralık 2011 Perşembe, 18:53

Denizli Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferzan Göncü, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla AIDS/HIV hastalığı hakkında bilgi verdi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde 34 milyon kişinin HIV ile yaşadığını belirten Göncü, bunların 30,1 milyonunun yetişkin, 16,8 milyonunun kadın ve 3,4 milyonunun 15 yaş altından oluştuğunu belirtti. 2010 yılında dünya genelinde 1,8 milyon kişinin AIDS nedeniyle yaşamını kaybettiğini ve bu kişilerin 1,5 milyonunun yetişkin, 250 bininin ise 15 yaş altı çocuk olduğunu söyledi. Göncü, 1 Aralık Dünya AİDS Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti; “AIDS vücudun bağışıklık sistemini çökerten, bulaşıcı bir hastalıktır. Bu sistemin çöküşü ile AIDS hastaları, normal şartlarda kolaylıkla mücadele edebileceği mikroplara karşı direnemeyecek duruma gelir. AIDS oluşumuna neden olan virüse, HIV adı veriliyor. Ve bu virüs (HIV), AIDS hastalarının basit bir enfeksiyon karşısında bile hayatlarını kaybetmelerine neden olur. HIV vücuda girdiğinde bu kişiye ‘HIV bulaşmış’ ya da ‘HIV pozitif’ deniliyor. Bu kişiler tamamen sağlıklı görünebilirler. Gözlemlenen hiçbir hastalık belirtisi olmamasına rağmen bu kişiler hastalığı başkalarına bulaştırırlar. Bu aşamada hastalık bulaşıp bulaşmadığı sadece kan tahlili ile anlaşılabilir. HIV bulaşan kişiler genellikle 1-2 yıl içinde hastalık belirtisi gösterirler. Bazı kişilerde hastalık belirtisi görülmesi 10 ya da daha uzun yılları da bulabiliyor” dedi.

“Bu belirtilere dikkat!”
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferzan Göncü, AIDS hastalığında göze çarpan belirtilere dikkat çekti ve şöyle devam etti; “ Sürekli seyreden ve hem fiziksel hem de zihinsel aktiviteleri etkileyen yorgunluk, diyet yada zayıflamak için herhangi bir aktivite yapmadan iki aydan kısa bir sürede vücut ağırlığının yüzde10’undan fazla kilo kaybı, bir aydan uzun süren ateş ve ateşin açıklanamayacak bir şekilde 39 derecenin üstüne çıkması, uyku sırasında aşırı terleme, ısrarla bir aydan uzun süren ishal, herhangi bir solunum enfeksiyonuyla meydana gelen ve bir aydan uzun süren kuru öksürük, özellikle öksürükle birlikte oluşan nefes darlığı, kaşıntılı vücut döküntüleri, sebebi bilinmeyen bir şekilde vücuttaki salgı bezlerinin kabarması (Özellikle boğazda, boyunda ve koltuk altında bulunan lenf bezlerinin kabararak en geniş halini alması), tüm vücutta uçuklar, ağız ve boğazda aftlar göze çarpan belirtilerdir” dedi.

“Cinsel temasla bulaşır”
Göncü, “HIV enfeksiyonunun en önemli bulaş yolu cinsel temastır. HIV/AİDS’in meni (semen) ya da kanla temasa neden olabilecek her türlü cinsel etkinlikte bulaş riski vardır. Bulaş için HIV taşıyıcısıyla yapılan tek bir cinsel temas bile yeterli olmakta ancak cinsel temas sayısı arttıkça bulaş riski artmaktadır. Korunmasız cinsel ilişkiden kaçınarak ya da enfekte olmayan eşle monogamik bir ilişki sürdürerek HIV enfeksiyonunun bulaşı önlenebilmektedir. Cinsel temas sırasında prezervatif (kondom, kılıf) kullanılmasının koruyuculuğu, kondomun lateks olması, doğru ve sürekli kullanılması, yırtık ya da delik olmaması kaydıyla kanıtlanmıştır. Kadınlar için hazırlanmış olan intravajinal kondomlar da doğru ve sürekli kullanımla etkili olmaktadırlar. Ayrıca virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile de hastalık bulaşabilmektedir. Türkiye’de 1987 yılından beri tüm kan ve kan ürünlerine ELISA yöntemi ile antikor saptandıktan sonra hastaya verilmektedir. Hastalığın pencere döneminin olması, acil durumlarda test yapılmadan kan ve kan ürünlerinin kullanılabilmesi nedenleri ile oranı çok azda olsa bu yolla geçiş bildirilmektedir. Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, kullanılıyorsa ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup hastalarda HIV bulaş riskini azaltmaktadır.“ dedi.

“Gebelikten önce kan tahlili yaptırmak önemlidir”
HIV/AIDS virüsünü taşıyan annenin gebelik süresinde, doğum sırasında ve doğum sonrası dönemde ya da emzirmekle taşıdığı virüsün bebeğe geçebileceğini kaydeden Göncü, bu oranın yüzde 20–30 olduğunu belirtti. Ve “gebe annenin tedavisi ile bu oran yüzde 7’ye düşmektedir. Sütle geçme oranı fazla olmamakla birlikte, HIV pozitif annelere emzirme önerilmez. Gebe kalmayı düşünen kadınlar, yıllar önce bile olsa HIV kapma açısından en küçük bir şüpheleri varsa, gebe kalmadan önce kan tahlili yaptırmaları uygundur” dedi.

“Bilinçli olunursa hastalık önlenebilir”
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferzan Göncü, HIV enfeksiyonunun bulaş yollarını bilmek, korunmayı öğrenmek, öğretmek ve davranış değişikliğinde bulunulmasını sağlamak, HIV/AIDS’li hastaları toplumdan dışlamadan hep birlikte el ele vererek yaşamakla bu hastalığa karşı savaşım verilebilineceğini ifade etti ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa, hastanın yaşam süresinin o kadar uzun olabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle hastalık belirtileri göstermese bile ‘HIV pozitif’ olanların bu konuda uzman doktorların denetimine girmesinin yararlı olacağını sözlerine ekledi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı