REKLAMI GEÇ

Hastane çalışanlarına AIDS eğitimi

Hastane çalışanlarına AIDS eğitimi

Denizli Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Yusuf Polat, AIDS hastalığını bir konferansla hastane çalışanlarına anlattı.

/ DENİZLİHABER / 12 Aralık 2009 Cumartesi, 16:56

Denizli Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Yusuf Polat, ilk olarak, 1981 yılında ABD’de tanımlanan AIDS hastalığının (Acquired Immuno Deficiency Syndrome), HIV (Human Immunodeficiency Virus) denilen virüs tarafından oluşturulduğunu ve bu virüsün insanlarda bağışıklık sistemini bozarak, kişiyi bazı enfeksiyonlara karşı duyarlı hale getirdiğini söyledi.

Uzman Dr. Yusuf Polat, “HIV, vücudun bağışıklık sistemini bozduğu için, kişiyi bazı enfeksiyonlara karşı zayıflatır. Vücudunuzda, HIV virüsü olması, AIDS olduğunuz anlamına gelmez. HIV virüsünün vücudu, hasta duruma getirecek kadar, bağışıklık sistemini zayıflatması birçok yıl alabilir. Bu zaman süresince HIV’li bir kişi hasta olmayabilir ve AIDS’e dönüşmeden yıllarca sağlıklı olarak yaşayabilir” dedi.

AIDS’de temel bulaşma yollarının cinsel ilişki, kan ve anneden bebeğe geçiş olduğunu belirten Polat, AIDS mikrobunun dış ortam şartlarına çok dayanıksız ve dezenfektanlara çok duyarlı olduğundan, dokunma, öpüşme, solunum, evcil hayvanlar, ortak tuvalet, tabak ya da bardak kullanımı sonucu bulaşmasının söz konusu olmadığına dikkat çekti. Hastalığa yakalananların yüzde 85’inde HIV’in cinsel yolla bulaştığının tespit edildiğini, bu oranın cinsel ilişkide prezervatif kullanımının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Polat, Türkiye’de toplumun bu konuda duyarlı davranmadığını, erkeklerin prezervatif kullanmaktan, kadınların da ”niye kullanmıyorsun” diye erkeği sorgulamaktan kaçındığını kaydetti.

AIDS ve aynı virüs tarafından meydana gelen diğer hastalıkların belirtilerinin hemen hemen aynı olduğuna dikkat çeken Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Yusuf Polat, “AIDS ya da ilgili hastalıklarından birine yakalanmış bir kişi için bu belirtiler çok ısrarcıdır ve nedeni yok gibi görünebilir. Kişinin hiçbir zaman kendisini neyin hasta ettiğini bulamaz ve hastalığın üstesinden gelemez. Dikkat edilmesi gereken bulgular şunlardır: Fiziksel ve zihinsel aktiviteleri etkileyen, sebebi açıklanamayan aşırı bir yorgunluk, zayıflama ya da diyet gibi herhangi bir aktivite söz konusu olmadan iki aydan kısa bir sürede 7–10 kilo kaybı, birkaç haftanın sonunda ateşin açıklanamayacak bir şekilde 39 derecenin üstüne çıkması, uyku sırasında kişinin üstünü sırılsıklam edecek derecede terlemesi, sebebi bilinmeyen bir şekilde vücuttaki salgı bezlerinin kabarması (Özellikle boğazda, boyunda ve koltuk altında bulunan lenf bezlerinin kabarak en geniş halini alması), dilin üzerinde ve ağız içinde beyaz noktalar ya da lekelerin oluşması, ısrarla devam eden ishal, herhangi bir solunum enfeksiyonuyla meydana gelen ve çok uzun süren kuru öksürük, özellikle öksürükle birlikte oluşan nefes darlığı, deri üstünde ya da altında oluşan kat kat, ya da yükselen bir şekilde leke ve şişliklerin meydana gelmesi” diye konuştu.

Yusuf Polat, AIDS’ten korunmak için dikkat edilmesi gereken temel noktaları ise şöyle anlattı: “Tek eşlilik ve sadakat önemsenmeli, kondom kullanımı teşvik edilmeli. Özellikle para karşılığı cinsel ilişkide bulunanların yüksek oranda risk taşıdığı unutulmamalı. Çocuklar ve gençler, cinsellik konusunda aydınlatmalı ve korunma yolları konusunda bilgilendirilmeli. HIV’e yakalananlar dışlanmamalı, onlara destek olunmalı. Kan naklinde AIDS testi yapılmamış kan asla kullanılmamalı, test sonucu negatif olan kan kullanılmalıdır. Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga, iğne ve cerrahi aletler, diş hekimliği aletleri, dövme aletleri, akupunktur iğneleri, jilet ve makası kesinlikle kullanmayın, size uygulanmasına izin vermeyin. HIV pozitif kişi, test sonucunu öğrendikten sonra kesinlikle kan vermemelidir. HIV’li sperm sıvısı, genital sıvı ve kan bulaşmış alet ve eşyanın yaralı dokuya teması ile de HIV’nin bulaşabileceğini unutmayın. Yaralarınızı bantla kapayarak kendinizi koruyun” dedi.

Polat, “HIV / AIDS görülme yaşı, her geçen gün düşmektedir ve günümüzde 15 yaş altı görülme sıklığı giderek artmaktadır. Özellikle çocuklarımız, aileleri tarafından bilgilendirilmelidir” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı