Denizli Uğur Mumcu’yu anıyor

Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü nedeniyle çok sayıda kişi ve kurum mesaj yayınladı.
/ DENİZLİHABER / 24 Ocak 2012 Salı, 08:30
Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun 19. ölüm yıldönümü nedeniyle Denizli’deki bazı parti ve sivil toplum örgütleri mesaj yayınladı.
Cihaner “Dink davası aydınlanırsa Mumcu cinayeti de aydınlanır”
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, “Uğur Mumcu davasının aydınlanabilmesi için Hrant Dink davasına pilot olarak görebiliriz” dedi. “Ülkemiz aydınlar mezarlığına döndü ve hiç biri net bir şekilde ortaya çıkarılmadı” diyen Cihaner, “Sivas ve Maraş olayları da aynı şekilde, üzerlerinde hep bir fluluk var” dedi.Uğur Mumcu’nun “rabıta skandalı”nı ortaya çıkardığını anımsatan Cihaner “İstihbarat örgütlerini, gerici örgütlenmeleri soruşturuyordu. Kürt sorununu araştırıyordu. 12 Eylül’deki hak ihlallerini araştırıyordu. Çok geniş bir yelpazenin hedefindeydi” dedi. Türkiye’de yargı sisteminin sorunlu olduğunu ifade eden Cihaner, “Türkiye’de yargı hiçbir zaman bağımsız olmadı. Yargı, ‘gelene ağam, gidene paşam’ dedi. 12 Eylül’de darbecilerin emrine girdi. Bugün gelinen noktayı ise hepiniz biliyorsunuz, yargı siyasi iktidar ile aynı çizgiye geldi” diye konuştu. Cihaner, Türkiye’de yargılama kültürünün yanlış olduğunu belirterek, “Özel Yetkili Mahkemeler adil ve etkin sorgulamanın önündeki en büyük engellerdir. Dink Cinayetinde ‘Örgüt var ama delillendiremedik’ demek etkin bir soruşturma yapamadık demektir. Özel yetkili mahkemeler mutlaka kaldırılmalı. Yani aslında Uğur Mumcu cinayetinden bu yana yargıda değişen bir şey yok” değerlendirmesinde bulundu. “Uğur Mumcu davasının aydınlanabilmesi için Hrant Dink davasına pilot olarak görebiliriz” diyen Cihaner, “Bu davada her şey aydınlatılabilirse Uğur Mumcu ve üstü örtülen cinayetler de aydınlığa kavuşur” diye konuştu. Yaşanan olaylarda istihbarat örgütlerinin rolünün hiç tartışılmamış olmasını çok önemsediği belirten Cihaner, şöyle devam etti, “Devletin birçok istihbarat örgütü var. Örneğin şimdi içinde işadamı, askeri, gazetecisi, bilim adamı çok geniş kitleyi kapsayan bir yapılamadan, sözde illegal bir durumdan Ergenekon’dan bahsediyorlar. Maden bu kadar büyük ve geniş bir kapsamlı oluşum var. O zaman devletin istihbarat birimleri nerededir? Görevi nedir? diye sormak lazım.”
ZAFER GÖNENÇ MUMCU İÇİN YAZDI “ADALET VE DEMOKRASİ BİZDE KALMADI SİZDE VAR MI?”
Yavaş, “Mumcu’yu unutmayacağız”
CHP İl Başkanı Himmet Yavaş, gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun katledilmesinin 19. Yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Yavaş, yayınladığı mesajında şunlara yer verdi, “Biri Demokrasinin savunucusu, biri ise adaletin savunucusu, iki büyük gazetecimiz katledildi. Onlar için bu hafta Adalet ve Demokrasi haftasıdır. Türkiye bu hafta için de çok değerli demokrasi şehitleri verdi. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Gaffar Okkan. Kalpaksız kuvvayı milliyeci, Uğur Mumcu’muzu kaybedeli 19 yıl oldu. Uğur Mumcu, toplumumuzun gözü, kulağı, beyniydi. Doğru bildiği yolda, her türlü tehdide rağmen yürüdü. Bu düzeni, haksızlıkları, sömürüleri, adaletsizlikleri kimseden korkmadan, çekinmeden, tek tek sergiledi. 24 Ocak 1993 günü öldürülene dek! Onun tüm yazıları, araştırmacılığı yaşama biçimine dönüştürmüş bir aydının duyarlığını yansıttı. Ulus ötesi çıkar çevrelerini ve güçlerini sorgularken 1980 sonrası giderek yükselen ayrılıkçı terörü, tarihsel köklerini ve güncel bağlantılarını belgeleriyle ortaya koyarak bugüne ışık tuttu. Uğur Mumcu’yu, Muammer Aksoy’u ve tüm demokrasi şehitlerini saygı ve rahmetle anarken; Adaletin ve Demokrasinin ülkemiz için vazgeçilmez olduğunu, Adalet ve Demokrasiye, Laikliğe ve Tam Bağımsızlığa sahip çıkmak zorundayız”
Eğitim-İş “Sakıncalı Piyadeyi katledilişinin 19. yılında saygıyla anıyoruz”
Eğitim-İş Denizli Şube Basın Yayın Sekreteri Sabri Kasapoğlu, Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü ile ilgili açıklama yaptı. Kasapoğlu ”24 Ocak 1993 tarihinde bundan tam 19 yıl önce alçakça bir saldırı ile katledilen, devrimin, bağımsızlığın, demokrasinin, laikliğin ve özgürlüğün, kısacası aydınlanmanın cesur kalemi araştırmacı yazar Uğur Mumcu’yu bir kez daha özlem ve saygıyla anıyoruz. Gericiliğin ve bölücülüğün at oynattığı günümüzde bu yiğit kalemi halkımız unutmamıştır,unutmayacaktır” dedi. Kasapoğlu, açıklamasının devamında ”Bugün Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Libya’dan Mısır’a, Irak’tan İran’a kadar birçok ülkenin doğal zenginliklerine daha kolay ulaşmak için Emperyalizm bölgeyi kendine göre yeniden şekillendirmek istemektedir. Emperyalist güçler ve işbirlikçileri, ülkemizde de boş durmamakta, bir yandan dinsel, diğer yandan ise etnik farklılıkları kaşıyarak ulusumuzun birlik ve bütünlüğünü tehdit etmektedir. Böyle bir ortamda ”Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben antiemperyalistim…” diyen kalemlerin katledilmelerini, tutuklanmalarını çok daha iyi anlayabiliriz. Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin maskelerini düşüren Uğur MUMCU’nun, terör üzerine yaptığı araştırmalar, yazdığı makaleler niçin katledildiğini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Artık şu çok iyi anlaşılmıştır ki, ister dinsel, ister etnik olsun her türlü terörün arkasında emperyalizm ve işbirlikçileri vardır. Bugün hala Uğur Mumcu’nun katledilmesinin üzerindeki sis perdesinin bilinçli olarak aralanmamasını bu çerçevede değerlendirmek gerekir” diye konuştu. Kalemlerin açık artırmaya çıkarıldığını, ısmarlama yazıların yazıldığını, tek merkezden hazırlanan haberler ile beyinlere uyuşturucu bombardımanının yapıldığını, halkın haber alma özgürlüğünün yok edildiğini ileri süren Eğitim-İş Denizli Şube Basın Yayın Sekreteri Sabri Kasapoğlu ”Böyle bir ortamda Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy gibi aydınlarımızın değeri daha iyi anlaşılmaktadır” dedi. Uğur Mumcu’nun yazdığı bir makalesinden alıntı yaparak açıklamasını sürdüren Eğitim-İş Denizli Şube Basın Yayın Sekreteri Sabri Kasapoğlu şöyle devam etti:”Mumcu ne diyordu, Çağımız kurtuluş savaşları çağıdır. Türk Kurtuluş Savaşı, bütün “mazlum milletler” için örnek olmuştur. Bu savaşım, antiemperyalist niteliği ile Kurtuluş Savaşımızın, devrimci ve ilerici özü, uluslararası kapitalizmin ve çağdışı gericiliğin elinde bozuk para gibi harcanıyor.Kurtuluş Savaşı’ndan yarım yüzyıl sonra, bu savaşın kutsal amacı suç sayılırsa, söyleyin: 23 Nisanları, 30 Ağustosları, 29 Ekimleri, ne adına ve kim için kutluyoruz? Hortlayan Damat Ferit midir? Vahdettin midir? Anzavur mudur? Kimdir acaba?”
MMO Denizli Şubesi Başkanı Bolat Ferhat Arıkan “Karamsarlığımız artıyor”
Makine Mühendisleri Odası Denizli Şubesi Başkanı Bolat Ferhat Arıkan Uğur Mumcu’nun öldürülmesinin üzerinden 19 yıl geçmesine karşın faillerinin bulunmamasının karamsarlığımızı artırdığını söyledi. Gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun bombalı bir saldırı sonucu yaşamını yitirmesinin üzerinden tam 19 yıl geçtiğini belirten Makina Mühendisleri Odası Denizli Şube Yönetim Kurulu Başkanı Bolat Ferhat Arıkan; “Bugün tüm ülkeyi yasa boğan bu hain saldırının üzerinden 19 yıl geçmesine karşın faillerin bir türlü bulunamaması üzerinde en fazla düşünülmesi gereken konuların başında gelmektedir. Türkiye’de Uğur Mumcu’dan Ahmet Taner Kışlalı’ya, Bahriye Üçok’tan Muammer Aksoy’a birçok aydınımızı faili meçhul saldırılarda kaybettik. Bu suikastların aydınlatılması için yapılan soruşturmaların hep eksik kaldığını ve bir yerde tıkandığını görmek karamsarlığımızı gittikçe arttırmaktadır “dedi.Türkiye’nin özellikle son 30 yılında birçok aydınını siyasi cinayetlere kurban verdiğini de ifade eden Bolat Ferhat Arıkan; “Bu cinayetlerin tüm sorumluları belirlenemedi. Belki bazılarında tetikçiler yakalandı, ancak bunların arkasında ki güçler ise hiçbir zaman tam olarak ortaya çıkartılmadı. Uğur Mumcu cinayeti de 19. yılında hala aydınlatılamadı. Eğer biz çağdaş, bir ülkede başımız dik yaşayacaksak, aydınlarımıza yapılan suikastların sorgulanmasını istiyoruz. Bu dünyanın en demokratik ve insani taleplerinden birisidir. Ama aydınlarımıza yönelik hiç bir cinayette, özelikle azmettiricileri yönünden, bu işe karar verenler yönünden sonuca gidilemiyor. Bu konuda gerçek faillerin ve gerçek azmettiricilerin bir an önce ortaya çıkartılması en büyük beklentimizdir” diye konuştu. Uğur Mumcu’nun Türkiye’de gazetecilik anlamında büyük değişim ve dönüşümleri gerçekleştiren güçlü bir kalem olduğunun da altını çizen Arıkan, açıklamasını şu sözlerle noktaladı: “24 Ocak 1993 tarihinde bundan tam 19 yıl önce alçakça bir saldırı ile katledilen, devrimin, bağımsızlığın, demokrasinin, laikliğin ve özgürlüğün, kısacası aydınlanmanın cesur kalemi araştırmacı yazar Uğur Mumcu’yu bir kez daha özlem ve saygıyla anıyoruz. Bu yiğit kalemi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız”