TÜRKAV’dan tepki

Türkiye Kamu Çalışanları Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Denizli Şube Başkanı Ahmet Aykol, hükümetin demokrasi açılımı politikası çerçevesinde, Kandil ve Mahmur Kampları’ndan gelen teröristler için tören düzenlenmesine tepki gösterdi. Aykol, “Son iki gündür hangi televizyonu açsak, hangi gazete sayfasını çevirsek, hangi internet sitesini tıklasak bir başka kabusla karşılaşıyoruz. Kuzey Irak’taki Kandil ve Mahmur Kampı’ndan gelen 34 kişilik terörist grubu için düzenlenen törenler, yollarda beklemeler, seferber edilen avukatlar, yargı mensupları, sözde vekiller, yapılan görüşmeler…Bu nasıl bir çelişki, bu nasıl bir anlayış? Anlamakta güçlük çekiyoruz. Yollarda çadır kurularak beklenilen bu şahısların ellerinden, otuz bin şehidimizin kanı damlıyor. Üzerlerine, bir haftalık bebeklerin de içinde bulunduğu 40 bine yakın bölge insanının kan kokusu sinmiş. Döşedikleri mayınlarda sakat kalan binlerce gazimizin ahı, şehit ailelerinin 25 yıldır dinmeyen gözyaşları var” dedi.

Aykol, “Bütün bunlara rağmen eli kanlı terör örgütü mensupları pişmanlık duyup, af dileyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şefkatli kollarına kendilerini bıraksalar olanları belki makul karşılayabilirdik. Gelip cezalarını çekmeleri kaydı şartıyla yaşadığımız travmayı unutmaya çalışırdık. Ama onlar ne yaptı? Üzerlerindeki elbiseleri bile çıkarmaya tenezzül etmediler. Terör ve teröristlerin elebaşını övdüler. Dahası kesinlikle pişmanlık yasasından faydalanmak istemediklerini belirttiler. Sözde barış elçileriymiş… Silahsız, masum insanları katledenlerden, bir haftalık bebeğe kurşun sıkanlardan barış elçisi mi olur? Otuz bin güvenlik kuvvetimizi şehit ederken barışı hiç hatırladınız mı? Daha önemlisi bütün bunları niçin yaptınız? Amacınız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yüceltmek ve yükseltmek miydi? Yoksa işgale uğramış vatan topraklarını kurtarmak için mi savaşıyordunuz? Amacınız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölmek ve parçalamak değil miydi?” diye konuştu.

Aykol, “Bizler bütün bu soruların cevabını çok iyi biliyoruz. Siz eli kanlı katillerin amacını da kimlere hizmet ettiğini de bu ülkede bilmeyen yok. Bizleri asıl üzen bu eli kanlı katiller için devlet imkanlarının seferber edilmesidir. Sınırdan içeri alınırken bölücülere sağlanan imkanlardır. Özel oda hazırlanması, orada olmayan bir mahkemenin jet hızıyla oluşturulması, hatta nüfus kağıtlarının çıkartılabilmesi için sınır kapısına memur görevlendirilmesi bizleri derinden yaralamıştır. İlimiz Honaz ilçesinde yaşayan Ahıska Türkleri için yıllardır mücadele ediyoruz. Daha hepsi Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlığına kavuşamadı. Bu sebeple çocukları okul, kendileri iş ve aş problemi yaşıyor. Türk olmaktan gurur duyuyorlar, devletimize minnettarlar ama bir nüfus kağıtları bile yok. Suçları devlet ve milletimizi sevmek mi?” dedi.

Aykol, “Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Denizli Şubesi olarak özellikle son iki gündür bizlere bu travmayı yaşatanlara şimdi soruyoruz; Otuzbin şehidin ardından “vatan sağ olsun” diyen anne babalara ne diyeceksiniz? Taburların başında dimdik duran küçük nazlı’lara, asker selamı ile babalarına veda eden oğullara verecek bir cevabınız var mı? Sınırlarımız dışında her türlü zulme rağmen “TÜRK” olduğunu haykıran insanlar sizlere nasıl güvenecek? Terörün ve teröristin mutlaka hak ettiği cezayı alacağına çocuklarımızı nasıl inandıracağız? 25 yıldır bu ülkenin maddi manevi kaynaklarının heba edilmesine sebep olanları, çocuklarımızın yarınlarını çalanları normal insanlarmış gibi aramıza salıverilmesini nasıl açıklayacaksınız?
Millet olarak zor günler yaşıyoruz. Öfkeliyiz. Haksızlığa uğradık… Bize bu acıları yaşatanları protesto ediyoruz. Terörü ve teröristi övenleri, terör örgütünün reklamını yapanları, vesile olanları kınıyoruz! Bebek katilleriyle aynı havayı solumayı, vergilerimizle onları beslemeyi reddediyoruz. Son olarak Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Denizli Şubesi olarak buradan tüm üyelerimize ve halkımıza da bir uyarımız olacak. Olası provokasyonlara karşı dikkatli olalım. Sabır ve metanetimizi koruyalım. Bizleri yasadışı yollara itmeye çalışanlara asla izin vermeyelim. “Adalet Mülkün Temelidir” sözüne güvenip yasal yollarla hakkımızı sonuna kadar arayalım!” dedi.