REKLAMI GEÇ

30 MART’IN ŞİFRELERİ

1 Nisan 2014 Salı

Denizlihaber.com’da yazmaya başlamam 12 Haziran 2011 seçimlerinden sonra olmuştu. Sonrasında Degiad başkanlığı görevim dolayısıyla yazılarıma ara vermiştim. Umuyorum ki 30 Mart gibi kritik bir seçimden sonra yine yazmaya başlamak ve analizler yapmak demokrasi birikimimize naçizane bir katkı olabilir.

Öncelikle seçim ile ilgili ilk tespitim şudur;

30 Mart, her ne kadar yerel seçim olsa da, bu seçimin belki de ülke tarihindeki en yüksek katılımlı, ciddi bir genel seçim havasında yapıldığını kimse inkar edemez. Özellikle AKP’nin bu seçimi genel seçim havasına sokup seçim kampanyasını sadece Recep Tayyip Erdoğan figürü çerçevesine odaklaması bilinçli bir stratejiydi. Tüm illerde ve özellikle büyükşehirlerde, adaylardan çok başbakanın fotoğrafları vardı. Seçmenin odağı hep büyükşehirlere çekildi. Örneğin Anadolu’nun küçük illerinde dahi İstanbul’a yapılacak köprüden ve havalimanından bahsedildi. Genel seçim havasına sokmak için bu argümanlar önemliydi.

Elma ile elmayı karşılaştırmak için 2009’a gitmek isteyen olacaktır ancak analitik bakarsak duruma, karşılaştırmanın 2011 genel seçimleriyle yapılması sağlıklı olur hem muhalefet hem iktidar açısından. Ayrıca şu bir gerçektir ki AKP açısından 2011 yılı tam bir kırılma dönemidir. 2011’den sonra alınan %49,6lık oy oranından sonra AKP’nin demokratlığı ve otoriter eğilimi ciddi anlamda sorgulanır olmuştur.

ic

Yorum: Yukarıdaki rakamlara bakarsak, Denizli CHP İl Yönetimi’nin bayram etmesi gerekmektedir. Zira rakamlar belli değil mi? AKP düşmüş, MHP düşmüş CHP yükselmiş. Ama maalesef bunu bir başarı olarak yorumlamak züğürt tesellisidir.

İki büyük muhalefet partisinin toplam oyu %48,18’den %50,7’ye çıkmıştır ancak toplamdaki bu %2,5’luk artış muhalefet partileri açısından hiçbir başarı ifade etmemektedir. Sadece, MHP seçmeni içinde, büyükşehiri kazanma şansının zaten olmadığını idrak edebilmiş ve seçmen tabanı olarak da zaten CHP’ye uzak olmayan cidd bir kesim Kazım Arslan’a oy atmıştır ve seçmen dayanışması ortaya koymuştur. AKP’deki küçük düşüş de ve CHP’deki diğer artış farkı da belki cemaat oyları olarak açıklanabilir. Dolayısıyla CHP İl Yönetimi’nin muhtemelen yapacağı başarı açıklamasının şimdiden garip bir açıklama olacağı aşikardır. Yani MHP’den ve Cemaat’ten gelen bu destek oylarının CHP’nin hanesine yazılması açısından sağlam temelli oylar olduğu şüphelidir. MHP seçmeninin bu desteği her zaman garanti midir? Cemaat’in desteği konjönktürel değil midir? Bu sorgulamalar bilimsel olarak yapılmadan başarı hikayeleri anlatmak saçmadır. Kaldı ki 20 ilçenin 16’sının AKP’ye karşı kaybedilmiş olması durumu ortadayken başarılı olunduğunun savunulması çok trajikomiktir.

Velhasıl, Denizli açısından değişen birşey yoktur. Ortada muhalefet açısından yeni bir açılım, bir başarı hikayesi, farklı yaklaşımlar yoktur.

Keza özellikle CHP de bu açılımı,Türkiye çapında çok sınırlı olarak farklı aday stratejileri ile yapabilmiştir. Bu şehirler de malum, İstanbul, Ankara ve Hatay’dır. Seçimi kaybetse dahi, özellikle iki büyükşehirde CHP, Türkiye ortalamasının çok çok üzerine çıkarak bu stratejinin doğruluğunu bence tescillemiştir. Bu stratejiden ve CHP’nin yapması gereken düşünsel değişimlerden sonraki yazılarımda bahsedeceğim.

Bir diğer önemli sonuç da şudur ki; Türkiye’nin metropol olarak adlandırılabilecek illerinde (İstanbul, Ankara, İzmir) MHP seçmeni çok büyük bir oranda ya AKP ya CHP adayına destek verip seçimi iki partinin yarışı haline büründürmektedir. MHP seçmeni bu gibi metropollerde kendi adaylarının kazanma şansının olmadığı idrakını iyice içselleştirmiş ve yerel seçimlerde taban olarak kendisine hiç de uzak olmayan CHP’yi desteklemekten çekinmemiştir. Denizli’de de bu görüntü oluşmaya başlamıştır ve 2019 yerel seçimleri için şimdiden söylemek çok rahattır ki yarış AKP ve CHP arasında geçecektir!

Muhalefetin yapması gereken ideolojik, fikri, düşünsel, felsefi ve stratejik revizyonlardan sonraki yazılarımda bahsedeceğim.

Bu vesile ile de, başbakan gibi öfke, kin ve nefret diline sahip olmayan, demokrat gelenekten gelmiş Sn Osman Zolan’ı gönülden tebrik ediyor ve kendisinin tüm Denizli’yi kucaklayacağına dair içimde de bir şüphe taşımadığımı ifade etmek istiyorum.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı