REKLAMI GEÇ

Zeytin Yaylası’nda Neler Oluyor?

Zeytin Yaylası’nda Neler Oluyor?

Zeytin deyince aklımıza ilk gelen sağlıklı beslenme olur. Ama gelin görün ki, içinde “zeytin” adı geçen ne kadar arazi, mekan ve bitki varsa, son yıllarda hem kamu kurumlarının hem de rant peşinde koşan doğa tahribatçısı işletmelerini tüyleri diken diken oluyor. Önce altın arayıcılarının hedefine yerleşiyor. Sonra hazine arazisini mülkiyetine geçirme heveslilerinin yangın yeri oluyor, yetmedi HES kurmak için talan ediliyor, daha başka işler için binlerce ağacı köklemek mübah sayılıyor.

Yaşar TOK / DENİZLİHABER / 1 Eylül 2018 Cumartesi, 14:57

Yurt çapında sayısız örneğe gerek yok. Geçen birkaç yıl içinde Zeytinlibahçe olayını hatırlıyoruz. Servergazi’de Zeytinlibahçe olarak bilinen son yeşil alan Büyükşehir Belediyesi’nin radarına girmiş, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı sonrası geri adım atılmıştı. Şimdi ne olacak belli değil. Olması gereken, Büyükşehir’in o alan için yeşillendirme projesi hazırlayıp uygulaması. Ama inatlaştı ya, ben yakın zamanda bir şeyler olacağına ihtimal vermiyorum.

Son haftanın başka bir “zeytinli” vakası, Zeytinköy Yaylası’nda yaşanıyor. Denizli Orman Bölge Müdürlüğü, 2011 yılı Mart ayında 1. derece arkeolojik SİT alanı olarak koruma altına alındığı bilinen bölgede su borusu döşemek için kilometrelerce güzergahı hallaç pamuğu gibi atıyor. Amaç, doğal kaynak suyunu yer altına döşenen borularla taşıyıp havuz yapmak, yürüyüş yolu çeşmelerine su sağlamak vs. olarak açıklanıyor.

Bu olay sadece zeytin meselesi değil elbette. Girişte yer verdiğimiz alegori, işin traji-komik yanı. Burada asıl önemlisi yaklaşık yedi buçuk yıl önce Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu (o dönemdeki tam adı Aydın Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’ydu) tarafından birinci derecede arkeolojik sit alanı olarak korunması gerektiğinin tescil edilmiş olması. Kurulun karar tarih ve numarası 18.03.2018/3555

Olayın asıl önem arz eden kısmı bu olmasına rağmen, başka boyutları da yapılan işin yaratacağı tahribata dahil edilerek tartışılabilir. Yaban hayatın zarar görmesi olasılığı, tahribatın asıl sonuçlarından biri olacak.

Başka bir sorun, taşınmak istenen suyun nasıl tasarruf edileceği meselesi. Yaban hayvanları için can suyu sayılması gereken böyle bir kaynağın taşınarak kurumasına yol açma ihtimali tabiatta nelere yol açacak? Arazi sahipleri etkilenecek mi, ne kadar etkilenecek?

Daha fazla soru üretilebilir. Ama can alıcı soru şu: Eğer orası koruma alanı içindeyse, böyle bir su kanalı için koruma kurulundan izin alındı mı? Bölge koruma kurulları bu işler için var. Siz projenizi hazırlarsınız, burada kamusal yararın önemini ortaya koyarsınız, koruma kurulu projenize bakıp gerekirse raportör gönderip inceler ve kararını verir. Peki bu işlemler yapıldı mı?

Geçen aylarda ortaya çıkan Honaz Dağı Milli Parkı koruma alanı ihlalinden farklı değil bu. Orada da Koruma Kurulu kararı var mı, yok mu belli değil. Yazdığımız yazıda sorduğumuz 17 ayrı soruya yetkililer hala yanıt vermedi. Tıpkı Honaz Milli Parkı gibi, Zeytinköy Yaylası’nda da Kurul kararı yok.

Biz yine de konuyu kurumlar nezdinde irdeleyelim. Yapılan işin kim tarafından hangi gerekçelere dayandırılarak yapıldığı ve ne gibi bir kamusal amaca hizmet ettiğini kurcalayalım. Bakalım altından neler çıkacak.

Bir de Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun bu işlerden haberi var mı, yoksa haberdar edilebilir mi, kurul bu konuyla ilgilenir mi, ilgilenirse ne gibi sonuçlar çıkar; anlamaya çalışalım.

Girişimizi şu notla bitirelim: Konunun peşini bırakmak, bölgede kendini sorumlu hisseden mahalle muhtarlarını yalnız bırakmak anlamına gelecek. Oysa onların duyarlıklarına ortak olmaya devam etmek, belki de doğaya gösterilen hoyratlığa karşı sürdürdükleri koruma çabasının başarısına giden yolu açacak.

ZEYTİN YAYLA’DE NELER OLUYOR?
Konu ilkin sosyal medyada gündeme geldi. Dalaman Çayı üzerine 2016 yılında düzenlediğim gezilerden; çevreci, korumacı niteliğiyle tanıdığım Mustafa Ünal kendi platform hesaplarından paylaşmaya başladı. Bu paylaşımlar doğa tutkunlarının dikkatini çekti, onlar da tepki gösterdi. Bayram sonrası ise yerel medya konuyla ilgilendi ve geçtiğimiz tüm hafta boyunca haberlere konu oldu.

Denizlihaber.com’da bu konuyu özellikle haberleştirmedik. Çünkü sorun sadece doğaya gösterilen hoyratça tutum muydu, yoksa başka bir derinlik mi vardı, anlamak istedik. Tarafların; Orman Bölge’nin, Koruma Kurulu’nun, Denizli Müze Müdürlüğü’nün açıklaması neydi? Nitekim işin sadece doğal kaynak suyunun bir noktadan yer altına alınarak taşınması meselesi olmadığı görüldü.

Öncelikle belirtelim, bölge 2011 yılında Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmiş. Halen Kültür Bakanlığı internet sitesinde yer alan bilgiye göre 18.03.2018 tarih ve 3555 sayı ile koruma kararı alınmış.

Kararla ilgili Bakanlığın sitesinde yer alan özet bilgi şöyle: “Denizli ili, Pamukkale ilçesi, Zeytin Yaylası, Ören Mevkii’nde yer alan arkeolojik yerleşim alanında; mermer sütunlu bir yapının tahrip edildiği, yaklaşık 3.5-4 metre derinliğe kadar inildiği, çevreye yayılmış vaziyette yazıtlı mermer parçaları, sütun parçaları gibi bol miktarda mimari plastik malzemeler görülmektedir, yüzeye yayılmış olarak Helenistik, Roma, Bizans Dönemine ait seramik parçalara rastlanan alanda geniş bir alana yayılmış çok sayıda mimari yapı parçaları, kayaların oyulmasıyla kutsal mekan oluşturulmuş yerler ve ana kayanın düzleşmesiyle oluşturulmuş yol ve ol ve Hellenistik Dönem özelliği taşıyan örgüsüne sahip sur duvarları bulunmaktadır. 1. derece arkeolojik sit olarak koruma altındadır.”

KAZMAK O KADAR KOLAY DEĞİL!
Anlaşılan o dönemde bir kaçak kazı sonrası yapılan şikayet üzerine kurul bu kararı almış. Bölgenin arkeolojik koruma altında olduğunun tescilidir bu. Ve şu anlama gelir ki, hiç kimse, ama hiç kimse, hiçbir kurum ve kuruluş, Bölge Koruma Kurulu’na başvurup yeni bir karar çıkmasını sağlamadan oraya çentik dahi atamaz. Yeni karar çıkması da o kadar kolay değildir. Proje hazırlayacaksın, bu projenin kamu yararını belirleyeceksin, koruma altındaki kültür varlığına zarar vermeyeceğini ispat edeceksin… ki devamı var. Ondan sonra ancak Kurula gidip başvuruda bulunabilirsin. Yoksa her önüne gelen kurum ya da kişi ben buraya kazma vuracağım deyip keyfince iş yapamaz.

Ayrıca burası doğal tabiat parkı olarak tescil edilip bırakılmamış. Öyle olsa bile, iş yapmak isteyenin aynı yolu takip etmesi gerekir. Burası 1. derece arkeolojik SİT alanı. Yani asıl koruma kararı alınan şey yerin altındakiler. Antik yerleşim kalıntılarının emareleri, izleri, mimari örnekleri ve eski çağların tarihini okuyabileceğiniz başta keramikler olmak üzere muhtelif toprakaltı zenginliği. Hal böyle olunca yerin üstündeki ağacı kesmenizle, oraya kazma vurup kazmanız arasında fark var. Yasaya göre bölgede, elinizde kazmayla dolaşmak bile suç teşkil eder.

FAİL KİM?
Medyaya düşen ve birkaç gündür haberlere konu olan kazı işleminin faili anlaşıldığı kadarıyla Orman Bölge Müdürlüğü. Zeytin Yaylası’nda halen devam eden yeraltına su borusu döşeme işlemi Müdürlüğün tasarrufuyla yapılıyor. İşin yasal bir açıklaması var mı yok mu bilemiyoruz. Ama belli ki, bayram tatili boyunca yapılan çalışmalar, konuyu aceleye getirdiklerinin göstergesi. Bir tür oldu-bittiye getirme çabası diyelim. Yoksa bu türden bir çalışma için neden muhtarlıklara bilgi verilmez? Neden kamunun başka temsilcilerinin haberi olmaz?

Böyle bir çalışma için başvurulacak asıl mercii Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu. Oysa kurulun bundan haberi yok!

SORUMLU VE İLGİLİ KURUMLAR
Bu konuyla ilgili olabilecek kurumların başında Orman Bölge Müdürlüğü geliyor. Çalışmayı yapan onlar. Orman Bölge Müdürü Mustafa Korucu’ya yapılan çalışmayı sorduk. Bölgedeki beş ayrı mahallenin muhtarıyla görüştük. Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama Denetim Bürosu’nun ilgisi var mı, Şube Başkanı Nurhayat Aydın’a sorduk. Kurul kararı var mı, Aydın Bölge Koruma Müdürü Mehmet Yılmaz’a sorduk. Devamında, asıl ilgili olarak Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Başkanı sıfatıyla Prof. Dr. Celal Şimşek’e sorduk.

MUHTARLARIN ENDİŞESİ
Dün bölgede bir araya gelip kamuoyuna sesini duyurmaya çalışan muhtarlarla görüştüm. Tümü de yapılan çalışmadan kaygılı. Zeytinköy Muhtarı Serkan Kar, Zümrüt Mahallesi Muhtarı Recep Aksoy, Kervansaray Mahallesi Muhtarı Döne Tuna Bilgen, Gökpınar Mahallesi Muhtarı Kadir Özen ve Tekke Mahalle Muhtarı İlker Ona kendi bölgelerinde yapılan çalışmaların yaratacağı sonuçlar konusunda tedirgin bir bekleyiş içindeler. Özellikle doğal hayatın göreceği zarara dikkat çekiyorlar. Ayrıca su borusu döşemek için yapılan kazılarda ortaya çıkan –tarihi eser olması muhtemel- malzeme konusunda yetkililerin gelip inceleme yapmalarını talep ediyorlar. Bir de boru hattı kazılarını yapan ekipten yeterli açıklamayı alamamış olmaktan şikayetçiler.

Bu konuda hazırladıkları bir dilekçeyi, Aydın Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kuruluna iletmek üzere Denizli Müze Müdürlüğüne verdiler.

KUDEB’İN HABERİ YOK
Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin tarihi eserleri koruma ve restorasyona dönük çalışmalar yapmak üzere kurduğu Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB) bu konudan haberli olabilir mi? Zorunlu değil ama kamu yöneticileri bu tür konularda birbirlerini haberdar edebilir düşüncesiyle KUDEP Müdürü Nurhayat Aydın’ı aradık. Neden? Çünkü KUDEB aynı zamanda Kültür ve Turizm bakanlığı ile ilişkili bir kurum. Tıpkı Koruma bölge kurulları veya müze müdürlüğü gibi. Nurhayat Hanım bu konuyla ilgili kendilerine bilgi verilmediğini, bunun doğal olduğunu, KUDEB’in bu ya da benzeri çalışmalarda bilgilendirme veya çalışma düzeyinde rolü bulunmadığını belirtti.

BÖLGE KORUMA’NIN HABERİ YOK!
Aydın Bölge Koruma Kurul Müdürü Mehmet Yılmaz’a sorduğumuzda, koruma bölgesinde su borusu döşenmesine ilişkin bilgileri olmadığını belirtti. Kendilerine böyle bir başvuru yapılmadığını ve kurulun bu yönde bir kararı bulunmadığını açıkladı.

Daha sonraki saatlerde görüştüğümüz Kurul Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, konunun Zeytinköy Muhtarı Serkan Kar tarafından kendisine iletildiğini, kendisinin de kurul müdürünü bilgilendirerek ilgilenmesini istediğini açıkladı. Bölgede Orman Bölge Müdürlüğünün yaptığı çalışma ile ilgili olarak kurula herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle kurulun böyle bir karar almadığını belirtti. Önümüzdeki günlerde yapılacak Kurul toplantısında bu konuyu görüşeceklerini ve gerekirse raportörlerin gözlem yapmak üzere bölgeye giderek hazırlanacak rapora göre karar vereceklerini söyledi.

ORMAN BÖLGE MÜDÜRÜ NE DİYOR?

Son olarak Orman Bölge Müdürü Mustafa Korucu ile görüştük. Mesai saati dışında yaptığımız kısa telefon görüşmesinde Müdür Bey, orada su taşıma işlemi için çalışma yaptıklarını belirtti. Taşınmak istenen suyun ¼ oranında alınacağını, yangın önleme çalışmaları için kurulan helikopter pisti yakınına yangın söndürme havuzu yapılacağını, çamlık yürüyüş yolu üzerindeki çeşmelerin suyunun arttırılacağını, ayrıca şehitler çeşmesi yapma planları olduğunu özetledi. Koruma kurulundan izin alınıp alınmadığı konusunda ise, kendi çalışma alanlarının koruma alanında olmadığın ama yine de ilgili arkadaşlarıyla bu konuyu görüşeceğini belirtti.

SONUÇ

Aslında şu anda hiç kimse bir şey bilmiyor. Ne koruma kurulu yapılan çalışmanın sınırlarından haberdar, ne de Orman Bölge Müdürlüğü koruma alanına tecavüz edilip edilmediğinden bihaber.

Bölgedeki yerleşim alanı muhtarları haklı olarak kendilerinin sorumlu oldukları doğal hayat alanı konusunda endişeliler. Bilgileri yok. Çalışma yapan ekipten yeterli bilgi alamıyorlar ve başvuracakları merci konusunda şaşkınlık içindeler. Son olarak Müze Müdürlüğüne verilen dilekçe ile işin resmi kanallardan soruşturulmasının önünü açmış durumdalar, bu da bir başlangıç sayılmalı.

Doğaseverlerin çekip sosyal medya sayfalarından yayınladıkları fotoğraflar, yapılan hat döşeme çalışmaları kazısında ciddi miktarda keramik parçalarına rastlandığını gösteriyor. Bu keramiklerin alınıp bir laboratuvarda incelenmesi kolay iş değil. Ancak bir arkeolog gidip o buluntuları okuyabilir ve analiz edebilirse tarihlendirme yapılabilir. Bu da PAÜ Arkeoloji Bölümünden gönüllü arkeologların yapacağı bir geziyle mümkün olabilir. Ya da Koruma Bölge Kurulunun raportörlerinin incelemesiyle ortaya çıkabilir.

Her halükarda Orman Bölge Müdürlüğü sürdürdüğü çalışmaya ara verip, Aydın Koruma Bölge Kurulu’nun görüş bildirmesi veya karar almasını beklemesi gerekir. Yoksa Orman Bölge Müdürü Mustafa Bey’in “orasının koruma alanı içinde olduğunu sanmıyorum” varsayımı kifayetsizdir.

Bu arada, Çevre İl Müdürlüğü “bizim doğrudan sahamız değil” diyebilir ama Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu diye bir komisyon var kendi bünyesinde. Tutup Karahayıt’ta kırmızı su noktasını koruma alanından çıkarma kararını alabiliyorsa, burada da çevre zararı var mı, doğal hayat tahrip ediliyor mu diye harekete geçebilir. Bunun için mutlaka dürtüklenmesi mi gerekiyor?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı
 

Hava Durumu

PamukkaleSıcaklık (°C)Durum
En
Düşük
En
Yüksek
26 Nisan 2024 Cuma 13 26Parçalı Bulutlu
27 Nisan 2024 Cumartesi 12 30Parçalı Bulutlu
28 Nisan 2024 Pazar 15 29Parçalı Bulutlu
29 Nisan 2024 Pazartesi 13 30Parçalı Bulutlu
30 Nisan 2024 Salı 15 32Parçalı Bulutlu