“Kölelik sistemi sona ermeli”
Eğitim-İş Denizli Şube Sekreteri Kadir Yıldırım, Ak Parti iktidarının öğretmenleri itibarsızlaştırma politikaları sonucu son üç yılda 7 bin 919 eğitimci hakkında soruşturma açıldığını, 4 bin 866 eğitimciye kınama, aylıktan kesme, maaş kesimi, kademe ilerleme durdurulması cezaları verildiğini dikkat çekti.Yıldırım ayrıca,”Kölelik sistemi”olarak adlandırdığı ücretli öğretmen uygulamasından vaz geçilmesi gerektiğini belirtti.
Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 6 Ekim 2014 Pazartesi, 14:30
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla yazılı açıklamada yapan Eğitim-İş Denizli Şube Sekreteri Kadir Yıldırım, Türkiye‘deki öğretmenlerin, OECD ülkeleri ile kıyaslandığında, toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları açısından oldukça geri durumda olduğunu vurguladı.
Öğretmenlerin, OECD ortalamasından her yıl 141 saat daha fazla çalışmalarına rağmen en düşük maaşı aldığını belirten Yıldırım, “Meslek grupları içinde öğretmenlik mesleği 12 yıllık AKP iktidarı döneminde sistematik bir şekilde aşağılara çekilmiştir. 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşından yüzde 100 daha fazla maaş alan öğretmen, bugün en düşük devlet memuru maaşını almaktadır. 10 yıl önce lise mezunu bir polis memurundan yüzde 4 daha az maaş alan öğretmen, bugün yüzde 22 daha az maaş almaktadır” dedi.
“İTİBARSIZLAŞTIRMA POLİTİKALARI DEVAM EDİYOR”
Yıldırım yazılı açıklamasında, “MEB’in ‘2013 Yılı Faaliyet Raporu’ binlerce eğitimcinin yolunun adliyeden geçtiği gerçeğini ortaya koyması bakımından dehşet vericidir. Son 3 yılın rakamlarına göre Bakanlık çeşitli nedenlerle 7 bin 919 eğitimci hakkında inceleme, soruşturma veya ön soruşturma açmıştır. Sonucunda 4 bin 866 eğitimciye kınama, aylıktan kesme, maaş kesimi, kademe ilerleme durdurulması cezaları verilmiştir. Söz konusu rakamlar MEB’in öğretmenleri itibarsızlaştırma politikasının bir sonucu olarak önümüzde durmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“KÖLELİK SİSTEMİNE SON VERİLMELİ”
Yıldırım, Eğitim-İş olarak taleplerini şöyle sıraladı:
“Okullarda “kölelik sistemi” veya “mevsimlik işçi” olarak adlandırılan ücretli öğretmen uygulamasına son verilmeli.
Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmeli.
Eğitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çıkartacak ithal müfredat programları yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasını, eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını istiyoruz.”