Denizli’de mimari tasarımın dahi çocuğu Ferhat Demirten

Müteahhit baba İbrahim Demirten’in küçük oğlu Mimar Ferhat Demirten’in yaptığı mekanlar, Denizli’de dillere pelesenk oldu. Son yıllarda sayıları hızla artan yeme içme sektörüne yönelik yeni mekanlar özellikle mimari yapıları ve tasarımlarıyla resmen dudak ısırtıyor.

Önemli bir kısmı ulusal ve veya uluslar arası mağazalar zincirinin parçası olan mekanlar, hizmet ve ürün kaliteleri kadar iç ve dış dizaynlarıyla da büyülüyor. Neredeyse haftanın 7 günü dolup taşan bu mekanların en çok merak edilenleri ise, müşterilerine büyükşehir havası yaşatan mimari tasarımları yapanlar.

Big Chefs ve Casa Bianca’nın ardındaki imza
Denizli’de son zamanlarda en çok konuşulan Big Cehfs, Casa Bianca Otel, Köz Restoran ve Bianca Cafe Bistro gibi mekanların ardından genç bir mimar ve ekibi çıktı. 20’ye yakın ekibi ile Denizli’de yalnızca bu birkaç yeme içme mekanını değil birçok önemli projeye imza atan mimar Ferhat Demirten, Demirten Mimarlık ve Motto İnşaatla adı son zamanlarda hızla parlayan genç yeteneklerden.

Müteahhit İbrahim Demirten’in oğlu
Babası İbrahim Demirten’in inşaat sektöründe temiz 33 yılı var. Ağabeyi Murat Demirten’in de müteahhit kimliğiyle yürüttüğü baba mesleğini mimarlık okuyarak çok farklı bir noktaya taşıyan Ferhat Demirten, Demirten Mimarlık ile ailenin 33 yıllık inşaat sektörü deneyimini modern mimari ile buluşturmayı başardı.

20 kişililik dev kadro
Mimarlar, inşaatından elektriğine mühendisler, pazarlama ve Ar-Ge uzmanlarından oluşan profesyonel bir tasarım ve inşaat timi kuran 32 yaşındaki genç mimar, baba İbrahim Demirten ve ağabey Murat Demirten’i de yapıya dahil ederek Motto İnşaat’ı kurdu. Denzlihaber.com’un sorularını yanıtlayan genç mimar Demirten, “Demirten İnşaat’ın vermiş olduğu güveni Demirten Mimarlık ile birleştirerek daha iyi noktalara getirdiğimizi düşünüyoruz. Ar-Ge’ye çok önem veriyoruz. Cesaretliyiz, farklıyız, bunun sırrı ekibimizin çok kuvvetli olması. Saha ekibiyle beraber toplamda 20 kişilik bir ekibimiz var. Bünyemizde peyzaj mimarımızdan statikçimize, elektrik mühendisimizden makine mühendisimize kadar her alanın olduğu ve herkesin kendi alanında uzman olduğu çalışma arkadaşlarımız var. Disiplinliyiz, heyecanlıyız ve ne nasıl yapmalıdır iyi biliyoruz. Denizli’de şu anda güzel bir noktaya geldiğimizi duyuyoruz, bu da bize mutluluk ve umut veriyor” diye konuştu.

Hacı Şerif’le Türkiye’nin dört bir yanındalar
Hacı Şerif mağazalarıyla ile Türkiye’nin dört bir yanında eş zamanlı mimari çalışmalar yürüten Demirten&Motto İkilisi, İstanbul İzmir gibi kentlerde projeler gerçekleştiriyor. Yalnızca Denizli’de değil farklı kentlerde de adından bahsettiren Demirten&Motto ikilisi, kentte ADM’nin yeni yönetim binası, yapımı devam eden Petek Pastaneleri’nin Denizli binası, kendi projeleri Lora Demirten ile de adından bahsettirmeye devam edeceğe benziyor.

Başarıyı ödülle taçlandırdılar
Yaptıkları başarılı projeler kadar, estetiği kadar kullanışıyla da puan alan mimari çizimleriyle kente yen yepi bir soluk getiren Demirten Mimarlık, başarılı çalışmaların ilk ürünü ödülü Uşak’a yaptıkları santral garaj projesiyle aldı. Mimarlık alanında Denizli’ye daha önce gelmemiş bir ödülü getiren firma, bunun da haklı gururunu yaşıyor.

Ofislerini gören hayran kalıyor
29 Ekim Bulvarı Adliye Sarayı’nın karşı çaprazına yaptıkları Ofis Demirten binasıyla modern iş merkezi yaşamını Denizli’ye taşıyan genç yetenek, kapıda güvenliği, tüm kiracıların kullanımına açık spor salonu ile şık, zevkli ve kullanışlı ofisleri kentin hizmetine sundu. Binanın en üst katındaki dubleks şeklindeki kendi ofisleriyle de görenleri 12’den vurdu. İç mimaride ne kadar usta ve yetenekli olduklarını gösteren Demirten Mimarlık&Motto merkezi kelimenin tam anlamıyla büyülüyor. Işıklandırmasından mobilyasına kadar çok farklı bir çalışma atmosferi yaratmayı başaran genç yetenek Ferhat Demirten, özellikle kendi ofisleri için, “Nasıl bir iş çıkaracağımızı anlatmaktansa, müşteriye kendi ofisimizle yaşatmayı tercih ettik” diye konuşuyor. Başarı konusunda mütevazi bir değerlendirme yapan genç yetenek, “İlham kaynağımız; proje ne olacaksa ilk başta o projeyi yaşıyoruz. Yerine gidiyoruz, nasıl olmalı diye uzunca düşünüyoruz, bazen bir hafta on gün bekliyoruz, yapacağımız örnek projenin içini yaşıyoruz ve yapacak olduğumuz işi çok iyi irdeliyoruz. Çok iyi ve çok fazla fikir birlikteliği yapıyoruz ki zaten en büyük başarı da buradan geliyor. Sonrasında tecrübe çok önemli, detayı çok iyi bilmek önemli, oraya koyulacak malzemenin nasıl duracağını hissetmek önemli, bunun en büyük artısı da geçmişimizden bu zaman çok büyük projelerde yer almış olmamız. En büyük ilham kaynağımız tecrübedir” diyor.