REKLAMI GEÇ

Dikkat! Göğüs ağrısıdır geçer demeyin

Dikkat! Göğüs ağrısıdır geçer demeyin

Özel Sağlık Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Şirin, göğüs ağrısının kalp krizi gibi ciddi bir rahatsızlığın belirtisi olabileceğini belirterek, bu tür sağlık sorunları yaşandığında ihmal edilmeden tanı konulabilecek yetkin bir sağlık kurumuna gidilmesi gerektiği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Şirin, kroner by-pass ameliyatlarının kalp rahatsızlıklarındaki önemine de değinerek, “Amerika ve Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde her yıl nüfusun binde 1′ ine koroner by-pass ameliyatı uygulanmaktadır. Bu da kroner kalp hastalığı nedeniyle ölümlerde ciddi azalmalar sağlamaktadır” dedi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 5 Eylül 2016 Pazartesi, 15:52

Özel Sağlık Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Şirin, koroner kalp hastalığının (KKH) halen dünyada ve ülkemizde insan ölümlerinin en sık nedeni olduğuna dikkat çekerek, bu rahatsızlığın kalbi besleyen atar damarlarda daralma ve tıkanmalar sonucunda ortaya çıktığını söyledi.

“Tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, kan yağlarında (kolesterol vb.) metabolik düzensizlikler, sigara-tütün kullanımı, şişmanlık, genetik yatkınlıklar ve hareketsiz yaşam tarzını” başlıca risk faktörleri olarak sıralayan Prof. Dr. Şirin, “Sonuçta koroner arterlerde darlıklar ve tıkanıklıklar ortaya çıkar ve yeterli kan alamayan kalp bölgelerinde hasarlar ve fonksiyon bozuklukları oluşur. Kalpte ani ritim bozuklukları veya durmalar ortaya çıkabilir ya da iyi kasılamayan kalp bölümleri nedeniyle kalp yetmezliği izlenebilir” dedi.

ÇOĞU KEZ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİYLE GELİYORLAR
Hekimlerin kroner kalp hastalığıyla çoğu kez acil servislerde karşılaştığını, pek çok hastanın ilk kez kalp krizi tablosu içinde acil servislere başvurduğunu ve daha denizli-ozel-saglik-hastanesi-gogus-agrisi-1öncesinde herhangi bir belirti olmadığını ifade ettiklerini anlatan Prof. Dr. Şirin, şöyle devam etti:

“Polikliniklerimize göğüs ağrısı nedeniyle başvuran hastalarımızın bir kısmında yapılan muayene, tetkikler ve girişimler sonucunda KKH saptamaktayız. Böyle hastalardaki göğüs ağrısı genellikle efor sırasında ya da heyecan-stres durumlarında ortaya çıkar, göğüs ön duvarında hissedilir, çeneye, kollara ve boyna yayılabilir. Genellikle birkaç dakika sürer, dinlenme ve sakinleşme sonucunda hafifler veya geçer. Bu durum daralmış koroner arterlere bağlı ortaya çıkmaktadır. İstirahat durumunda yeterli olan kan akımı, kalbin kan ihtiyacının arttığı durumlarda (efor, stres) yetersiz kalmaktadır. Tanı koymada kan tahlilleri, istirahatte ve bazen efor sırasında yapılan EKG (elektrokardiyografi) kayıtları yardımcıdır. Böyle durumlarda KKH nın kesin tanısı koroner anjiografi ile mümkündür.”

KORONER ANJİOGRAFİ KOLAY YÖNTEM
Teşhis amaçlı uygulanan koroner anjiografi işleminin halk arasında sanılanın aksine çoğu kez kolay ve güvenli bir yöntem olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hayrettin Şirin, “Koroner anjiografi sırasında veya sonrasında daraldığı saptanan bazı uygun damarlara ameliyatsız girişimler yapılabilmekte (stent-balon uygulamaları) ve KKH başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Ancak önemli koroner atardamarlarda daralma saptanması halinde veya darlıkların birden fazla damarda yaygın olması durumunda cerrahi girişim (koroner by-pass ameliyatı) gerekli ve uygun olmaktadır” diye konuştu.

HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN MÜDAHALE
Çeşitli seviyelerde daralmış hasta atardamarların ani tıkanmaları sonucunda ortaya çıkan klinik tablonun daha ağır ve ağrı şiddetli olduğunu, aynı zamanda ağrının uzun sürdüğünü, bunlara çeşitli ritim ve tansiyon değişiklikleri eşlik ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şirin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu durum ‘kalp krizi’ olarak adlandırılır. Böyle durumlarda hastanın mutlaka bir hastanede yatırılarak izlenmesi gerekir ve bazı girişimlere ihtiyaç vardır. Kalp krizi tanısı muayene, EKG ve kan tahlilleriyle kesin olarak konabilir. Hastanın istirahat durumunda tutulması, ağrı kesici, kalbi destekleyici ve kan sulandırıcı ilaçlar kullanılması standarttır. Yeterli alt yapıya sahip merkezlerde genellikle hasta hemen anjiyografiye alınır ve tıkalı damara girişim hedeflenir. Böyle durumlarda ilk saatler içinde tıkalı damarın açılabilmesi, kalpteki hasarın azaltılması bakımından hayati önem taşır. Anjiyografi sırasında balon-stent uygulamaları ile damarların açılamadığı ve hayati tehlikenin sürdüğü durumlarda koroner by-pass ameliyatına gerek duyulur. Acil cerrahi girişim gerektirebilecek diğer nadir nedenler kalpteki hasar bölgesinde ortaya çıkan yırtılma veya kopmalardır. Önemli büyük atardamarların ani tıkanması sonrasında o damarın suladığı sahada ortaya çıkan büyük hasarlar böyle komplikasyonlara yol açabilmektedir.”

BY-PASS OPERASYONU ÖLÜM RİSKİNİ AZALTIYOR
Kroner kalp hastalığının tedavisinde by-pass operasyonlarının önemini dile getiren Prof. Dr. Hayrettin Şirin, “Kroner by-pass operasyonları dünyanın hemen hemen her yerinde giderek artan sayılarda yapılmaktadır. Günümüzde Amerika’da ve Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde her yıl nüfusun binde 1’ine koroner by-pass ameliyatı uygulanmaktadır ve KKH nedeniyle ölümlerde ciddi azalmalar kaydedilmiştir. Ülkemizde de son yıllarda nitelikli hastanelerin sayısında ve girişimsel uygulamalarda ciddi artışlar izlenmektedir” dedi.

KRONER BY-PASS RİSKLİ BİR OPERASYON DEĞİL
Koroner by-pass operasyonlarının kalp çalışırken ya da durdurularak yapılabildiğini, kalbin durdurulması durumunda kalp ve akciğerlerin fonksiyonunu geçici olarak üstlenen bir makine kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Şirin, sözlerine şunları ilave etti:

“Koroner by-pass ameliyatlarında tıkalı veya daralmış koroner damarlara köprüleme işlemi (by-pass) yapılmaktadır. Bu işlem için vücudun diğer bölümlerinden uygun damar parçaları alınır ve kullanılır. Dünyada ve ülkemizde en sık kullanılan damarlar bacak toplar damarları ve göğüs duvarı altında seyreden meme atardamarlarıdır. Bunun dışında gerek duyulduğunda kol atardamarları da iyi bir seçenek olarak kullanılabilinir. Bu damarlar uygun kullanıldığında çok uzun sürelerce açık kalmaktadır. Koroner by-pass operasyonu, gerekli durumlarda KAH tedavisinde diğer tüm tedavi yöntemlerinden belirgin olarak üstündür.

Koroner by pass operasyonları sanılanın aksine yüksek riskli operasyonlar değildir, dünyada ve ülkemizde yüzde 5’den daha düşük risk oranlarıyla yapılmaktadır. Genellikle hastalar 1 günlük yoğun bakım sonrasında hareketlenirler, ardından 3-4 günlük servis takibi sonrasında taburcu edilirler. Geçirilmiş olan ameliyat nedeniyle özel bir bakım veya diyet söz konusu değildir. Riskler özellikle hastanın ileri yaşta olması, önceden geçirilmiş kalp krizleri, ilave hastalıklar taşıması (karaciğer, akciğer, böbrek hastalığı vb.) ve aşırı kilolu olması ile ilgilidir.

Görüldüğü gibi günümüzde KAH nedeniyle ölümlerin ülkemizde hala çok yüksek oranlarda seyretmesinin asıl nedeni bu hastalığın tedavi edilmesindeki zorluklar değildir. Sağ kalmada erken tanı ve uygun tedavi seçimi, tütün kullanımının hemen kesilmesi ve diğer risk faktörlerinin takibi büyük önem taşımaktadır.”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı