REKLAMI GEÇ

CAFERİLERİN LİDERİ DENİZLİ’DEN SESLENDİ

CAFERİLERİN LİDERİ DENİZLİ’DEN SESLENDİ

Caferiler, Gadir-i Hum bayramını Denizli’de kutladı. Bir gün gecikmeli gerçekleşen kutlamalara Türkiye Carferileri Lideri Selahattin Özgündüz de katıldı. Özgündüz konuşmasında önemli açıklamalar yaptı.

Selami Aydın / DENİZLİHABER / 1 Eylül 2018 Cumartesi, 14:23

Denizli’deki Caferilerin kurduğu Denizli Ehlibeyt Derneği, Fadir’i Hum Bayramı’nı özel bir programla kutladı. Halk Eğitim Merkezi’ndeki kutlamalara Denizli ve çevresindeki Caferilerin yanı sıra yabancı uyruklu çok sayıda Caferi de katıldı. Kutlamalar kapsamında ‘İslam’ konulu bir de konferans düzenlendi. Konferansta Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz konuşmacı oldu.

Gadir-i Hum Bayramı etkinlikleri Kur’an tilaveti ile başladı. Derneğin hocası Muhammet Reza Anhari’nin Kur’an okumasının ardından İran ve Afganistanlı Caferilerin oluşturduğu koro sahne aldı. Küçük çocukların şiirler okuduğu etkinlikte yine çocuklardan oluşan Küçük Ehlibeyt Aşıkları Korosu ilahiler okudu. Her iki koronun ilahiler okuduğu sırada salondaki Caferileri cep telefonlarının kameraları ile sık sık görüntü aldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını Denizli Ehlibeyt Derneği Başkanı Yalçın Bedel yaptı. Denizli’de 6 yıl önce kurulan derneklerinin Kur’an v ehlibeyt sevgisini yaymaya çalıştığını, bu konuda ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Bedel, “Kısıtlı imkanlarımızla, çıktığımız bu yolda karşılaştığımız zorluklarla pes etmeden mücadele etmeye devam ediyoruz. Desteklerle çok daha güzel yerlere geleceğimize inanıyoruz” dedi.

Etkinliği Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Ali Değirmenci ile Kültür Daire Başkanı Hüdaverdi Otaklı da takip etti. Değirmenci, Caferilere yönelik konuşmasında; “Ehlibeyt sevgisini insanlara aşılamak, islam adına bu dünyada ne yapıyorsak kar hanemize onlar yazılacak. Derneğimiz ile birlikte ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu amaç için gayet güzel çalışmalar yapıyoruz. Biz de büyşükşehir belediyesi olarak elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz” dedi.

ZAFER BAYRAMINI KUTLADI
Daha sonra kürsüye Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz geldi. Uzun bir konuşma yapan Özgündüz, Gadir-i Hum Bayramı ile Zafer Bayramı’nın aynı güne denk geldiğine işaret ederek, “Güzel bir tesadüf yaşadık. Bugün burda oturuyorsanız, burada kutlama yapıyorsanız, bu güzel şehrimizde ekmek yiyorsanız, buranın bol suyundan istifade ediyorsanız, o büyük taarruz o büyük zaferin sayesindedir. O zaferi bu millete yaşatan başkomutana, komutanlara, silah arkadaşlarına erinden cephe gerisinde bu zafere katkı yapan bütün eşrafa, bütün ecdadımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun, bayramımız kutlu olsun. Gadir-i Hum bayramımız da kutlu olsun. Tesadüfler bu sene ikiside aynı güne denk geldi” dedi.

MUASSIR MEDENİYET VURGUSU
Özgündüz konuşmasında 30 Ağustos Zaferi’nin önemine değinirken muasır medeniyet vurgusu da yaptı. Caferilerin lideri; “Allah milletimize bundan sonra vatan kaybedip vatan kazanmayı değil; kazandığımız, ecdadımızın al kanıyla kurtardığı bu vatanı kaybetmeden en yüksek güce ulaştırmak, muassır medeniyet seviyesine çıkarmak, ülkemize kötü emeller besleyen düşmana karşı her zaman onun arzusunu kursağında bırakacak gücü göstermek, ekonomi, askeri ve teknoloji anlamında gücü bu millete nasip etsin insallah” dedi.

BİR GELENEKSEL DİN VAR BİR DE…
Gazel’i Hum bayramını kutlayan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, bugün yaşanan İslam’ın Peygamberin yaşadığı İslam ile ilgisi olmadığını söyledi. Bugün yaşanan dinin geleneksel bir din olduğunu söyleyen Özgündüz; “Şimdi bizim geleneksel dinimiz var yaşadığımız bir de Allah’ın resulune indirdiği birinci kuşağın yaşadığı pratize ettiği, bize sunduğu örnek kusursuz bir uygulama, mükemmel bir İslam var. Şiasıyla sünnisiyle kimse kusura bakmasın bugün yaşadığımız İslamı Resül-i Ekrem gelip görürse tanımaz. Bu din onun getirdiği din değil. Bizim dinimize herkes bir şeyler kata kata tanınmaz bir hale getirdiler. Sarayların bunda müdahalesi oldu, şekillendirmesi oldu 1400 sene içerisinde. Fakat çok şükür ki,  Kuran, pek tahribe uğramayan Allah’ınn kelamı orijinali ile elimizdedir. Şiasıyla sünnisiyle Kuran metninde, 114 surenin her bir ayetini harfine iman etmekte çok şükür hem fikiriz. Ümmetin icması vardır” dedi.

HADİS KİTAPLARINDA FARKLILIKLAR OLABİLİR
Özgündüz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hadis kitaplarında farklı şeyler olabilir. Ama ümmet bugün bu konuda hem fikirdir. Dinin yorumunda ise; herkesin kendine göre yorumu vardır. Bu mezhep ile alakalı değil. Ülkemizde bunca mealde açın bakın hepsi birbirinden farklıdır.  Bir de tefsire yoruma girdin mi herkes başka bir alem herkesin kendine göre bir yorumu vardır”

İZAFİYET TEORİSİNİ NEREDEN BİLECEK?
“Mesela 1300 sene bundan önceki alim izafiyet teorisini nereden bilecek. Allah ‘biz dünyayı 6 günde yarattık’ derken onlar bunu nasıl yorumlayacaktı. İzafiyet teorisini bilmiyorlardı. 6 günü başka şeylere yordular çünkü 6 gün çok kısa kalıyordu. Evren 15 milyar yılda yaratıldı. Niye 6 gün diyor. İzafiyet teorisinden sonra anlaşılıyorki zaman farklı ortamlarda farklı algılanmaktadır.  Zaman her yerde aynı değildir. Bu şimdi anlaşılıyor. Veyahut kainatın genişlemekte olduğunu bildiren ayeti o gün nasıl yorumlayacaklardı. Bu eski kitapları okudumuzda Kuran’ı yorumluyor ama kendi yanından farklı şeyler söylemiştir”

BUGÜNKÜ SORUNUMUZ İSLAMI HERKES KENDİ ÖRFÜNE GÖRNE YAŞIYOR
“Bizim bugünkü sorunumuz aziz İslam’ı herkes kendi örfüne töresine göre yaşamakmtadır. Gadir-i Hum islamın müştereklerindendir. Ayrışma noktalarından değil. Gadiri hum birinci ve ikinci halifelerin de kutlamaya katılıp; Ali ve Ebu Talib’i tebrik ederek ‘sen bizim ve bütün kadın ve erkeklerin mevlası oldun’ dediği gündür. Dolayısıyla ben Ömer’i sen Ali’yi seviyorsun diye bu noktada ayrılmamız gerekmiyor çünkü Ömer de bu günü kutlamıştır. Bu günde Ali’yi kutlamış benim de mevlamsın demiştir. Öyleyse bu bizi birleştirmeli. Hakikaten Hz. Ömer’i seviyorsak o bu günü kutlamış, Ali aleyhissalamı tebrik etmiş ve ‘Sen benim ve tüm müslüman kadın ve erkeklerin mevlası oldun’ demiştir. Öyleyse bunu da  ayrılık sebebi saymamaz lazım. Veya Arşı Ra bunu da şiilere mahsus bir şey değil. Kardeş bu böyle bir şey değil. Gelenek böyle okunsa da öz Muhammedi islama dönerseniz böyle değil”

ÜMMETÇE BERABER YAŞAMALIYIZ
“İyi günde sevineceğiz kötü günde üzüleceğiz ümmet olarak . Bu şiaya mahsus bir şey olmamalı. Ümmetçe bunu beraber yaşamalıyız. Veya bir takım diğer konulardaki farklılıklar. Mesela namaz kılmadaki farklılıklar. Şia da sünni de 5 namazdır. Eyvallah. Peki peygamber nasıl kıldı. Medine fakihi İmam-ı Maliki, Maliki meshebinin imamı Medine’de yaşıyor. Peygamberin arkadaşlarıyla yaşıyor. Peygamberin   arkadaşlarına soruyor peygamber bunu nasıl kıldı diye…

İmam Ebu Hanife ise Acem’dir. Fars. Öyleyse az bilir anlamında demiyorum. Fakat peygamberin arkadaşlarıyla yaşayan ehli sünnetin  4 mezhebinden birisinin imamı olarak aynı zamanda İmam Hanefi hazretlerinin de çağdaşı olan ikisi birlikte imam Caferi Sadik’in talebesidir. O diyor ki peygamberin ashabına…. Arasında yaşıyor Medine’de.. Diyor ki; peygamberimiz kolu yanında bu şekilde namaz kılıyor.

Veya İbni Abbas diyor ki, peygamberimiz ümmetini sıkıntıya sokmamak için 5 vakit namazı üç vakitte kılıyordu. Seferde değil, yağışta değil mazeret yokken bunu yapıyordu.  Çiftçi işçi her neyse yorgun argın akşam işinden dönünce akşam namazını kılmak yerine bir kaç saat sonra yatsıyı kılmasını ümmeti sıkıntıya sokuyor diye peygamber bunu beş namazı üç vakite kılmıştır.

Sahihi Müslüm, ehli sünnetin en muteber altı kaynağı içerisnde de en muteber olan iki kaynaktan birisidir.

Şimdi hadislere sahi hadislere döndüğümüzde bakacağız ki; şia ile sünni arasında çok da fazla fark yok. Ama gelenek ilminde herkesin birbiriyle farkı var. Şianın şiayla sünninin sünniyle de farkı var. Yani her konuda itilaf var”

BİZİM ARAMIZDA GÖKTEKİ YILDIZLAR KADAR FARK VAR
“Şia müctehidlerinin de birbiri ile ehli sünnet müctehidlerinin de birbiriyle itilafı var. Fakat bazen klişe laftır. Bizim aramızda pek fark yoktur. Yok babam gökteki yıldızlar kadar bizim farklı düşüncelerimiz var. Birbirimizle aynı mezhebten olanlar bile.. Güneş doğunca o yıldızların hepsi gökten kaybolduğu gibi Kelime-i Şahadet öyle büyük bir nurdur ki bizi birleştirir. Diğer itilafları görmezden gelmeliyiz.

Kelime-i Şahadet’en azemesini anlamayanlar detaylardaki itilafları bahane edip fitne sokarlar milletimizin arasını bozarlar. Türk’ü Türk’e düşman ederler. Azerbeycan Türkü ile Anadolu Türkü’nü birbirine düşman eden zihniyet her ne ise ben onu kınıyorum en azından”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı