REKLAMI GEÇ

SDP ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ SAVUNDU

SDP ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ SAVUNDU

Yeni ve Sivil Anayasa çalışmalarını, ülke genelinde yaygınlaştırarak devam eden Sivil Dayanışma Platformu’nun Ege Toplantısı, ‘Denizli Forumu’ ile gerçekleştirdi. Belediye Sanat Merkezi’nde düzenlenen forumda Hak-İş Başkanı Salim Uslu ve Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan yargıyı eleştird

/ DENİZLİHABER / 27 Mart 2010 Cumartesi, 17:08

Yeni ve Sivil Anayasa çalışmalarını, ülke genelinde yaygınlaştırarak devam eden Sivil Dayanışma Platformu’nun Ege Toplantısı, ‘Denizli Forumu’ ile gerçekleştirdi. Belediye ve Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen foruma Hak-İş Başkanı Salim Uslu, Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı Necati Ceylan, TGTV Denizli Şube Genel Sekreteri Fevzi Özdemir, MÜSİAD Başkanı Ayhan Doğruyol, bazı sivil toplum örgütü liderleri ve davetliler katıldı. Forumun dinlemeye gelen kişilerin salonun yarısını bile dolduramamış olması dikkat çekerken, TGTV Denizli Şube Genel Sekreteri Fevzi Özdemir, sivil toplum örgütlerinin Türkiye’nin son dönemde konuştuğu en önemli gündem maddesini oluşturan anayasa değişikliğine ilişkin toplantı düzenlediklerini dile getirdi.

Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, artık herkesin ne yaptığını ve arkasında hangi adresler olduğunu milletin bildiğini söyledi. Oğan, “Yargı kurumları, burada bütün yargıyı kastetmiyorum. Dikkat ederseniz yargı üzerine vesayet koyan yüksek yargı diye adlandırılan yüksekliği kerameti kendinden menkur, 150-200 kişilik bir şebekeden bahsediyorum. Bütün yasal düzenlemeleri, anayasal değişiklikleri adeta bir muhalefet partisi gibi anında bozuyor, yetkisini de aşıyor zaman zaman, sınırlarını da aşıyor zaman zaman ve bu düzenlemeleri durdura biliyor. Yürütmesini durduruyor. Şimdi hükümetin yaptığı bir paket var. 26 maddelik bir paket. Bu paketin esas özü, bu yargı reformunu içeriyor. Onun için günlerdir paket açıklandığından bu tarafa, yüksek yargı birbiri ardına, “Devletin çatısı çöker, devletin temelleri sarsılır, yargı kuşatılıyor, yargı ele geçiriliyor” diye feryat ediyorlar. Ben bunlara şu soruları sormak istiyorum. Yargı kimin elinde? Kim ele geçirmek istiyor. Eğer yargı bir başkasının elindeyse bu gelen pakete göre millet eline geçirmek istiyor. Eğer birileri ele geçirecekse elbette millet adına karar veren yargının millet egemenliğini millet idaresini de saygı göstermesi ve bu geniş tabanlı yapıya bu iradeyi dikkate alarak, kavuşturulmasına itiraz etmemesi gerekiyor. “Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı zedelenir” diye feryat ediyorlar. Şimdi bu yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına bu kadar önem verenler, sormak istiyorum niçin Genel Kurmay Başkanın emriyle bir Cumhuriyet savcısını meslekten men ettiniz? Avukat bile olamaz şekilde meslekten ihraç ettiniz? Bu yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını bu kadar önem verenler soruyorum size. 28 Şubat döneminde niçin genelkurmay basamaklarını adeta koşarcasına tırmandınız? Aldığınız talimatları gözyaşları içerisinde ayakta alkışladınız? Bu yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını zedelenir diye bağıranlara neden bir Cumhuriyet savcısı terör örgütü yöneticiliğinden soruşturma yapmak istedi, bir ordu komutanına gittiği zaman bu cumhuriyet savcısının ve savcılarının yanındaki ekibinin özel yetkilerini aldınız bunları da meslekten atmaya çalıştınız. Bu bağımsız yargı ve tarafsız yargı diyenlere şunu da sormak istiyorum. Daha 1,5 yıl öncesinde Danıştay kat sayı konusunda karar vermek YÖK’ün inisiyatifindedir diye kararı varken, ne oldu da 1,5 yıl sonra YÖK’ün kararını siz durdurmaya kalktınız?” diye konuştu.

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ise, “Şimdi millet iradesi yeniden kuşatılıyor. Şimdi demokrasi kuşatma altında, tehdit altında, geleceğimiz tehdit altında, hatta Cumhuriyet diye sahiplendiğimiz, ama gerçekte, otoriter, halkına tepeden bakan bir anlayış kuşatıyor toplumu. Halkada zarar veriyor, Cumhuriyete de zarar veriyor. Eee böyle bir yerde bizim acaba olanı biteni seyretmemiz, hele hele 33 tane örgüt gitsin örgütlerin başkanları gitsin bizde arkalarından gideriz demesi benim açımdan anlaşılır bir şey değildir. Yargı siyasallaşmamıştı. Katsayı kararları alınırken yargı siyasallaşmamış mıydı türban yasağı kararı alırken yargı siyasallaşmamış mıydı partileri kapatırken seçilmişleri sustururken yargı siyasallaşmamış mıydı. İktidara karşı gün aşırı toplanıp politik parti gibi açıklama yaparken yargı siyasallaşmamış mıydı, Meşrutiyetin vatandaşları değil, darbelerden alırken yargı siyasallaşmamış mıydı, darbecilerin brifinglerine katılırken merdivenleri koşar adım çıkarken hazır olda dinlerken yargı siyasallaşmamış mıydı Değerli dostlar pakette yar alan değişiklik önerilerini son derece makul ve demokratik geliyor bize. Türkiye’nin düşük standartlardan kurtarılmasının başlangıcını oluşturuyor diye düşünüyoruz. Kuşatma altındaki halk iradesi şimdi zincirlerini kırıyor ve vesayeti darbeyi halk red ediyor diye inanıyoruz. Varlığını darbeye, krize, kaosa, yasağa, korkuya ve sadakata borcu 12 Eylül’ün gayri resmi partileri kapatılıyor. Resmi partilerini biliyorsunuz zaten halk kapatmıştı. Şimdi gayri resmi partileri kapanıyor. Ve değerli dostlar Türkiye istikrara koşuyor. Vesayetçi bir yapı tasfiye ediliyor. Kurumları geniş tabanlı ve çoğulculaşıyor. Bireysel özgürlükler gelişiyor. Parti kapatmalar evrenselleşmeye bağlanıyor. Bunlara karşı çıkmak yerine alınması gereken doğru tutum, yeni önerilerle, yeni eklemelerle paketi zenginleştirmek ve en önemlisi yüz karası bir darbe anayasasından bu ülkeyi biran önce kurtarmaktır” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı