REKLAMI GEÇ

AKP DEĞİL, MİLLET KAN KAYBEDİYOR

Gezi eylemlerinin Türkiye genelindeki havası biber gazlı, tazyikli su ve eli sopalı sivillerin kovalamacası ile sürüyor. Polisin çok sert müdahalesine halk aynı kararlılıktaki direnişi ile cevap veriyor. Sokaklarımız, “yaralıları ve göz altıları” saymıyorum; artık ölümleri de gördü. Üç haftadır devam eden Eylemler; Biber Gazı ve Tazyikli suya alışan, adeta bağışıklık kazanan “çapulcular”, kendilerine ışıkları yakıp söndürerek, tencere tava kaşık çalarak evlerinden destek veren “tavacılar”…

/ DENİZLİHABER / 18 Haziran 2013 Salı, 12:06

Gezi eylemlerinin Türkiye genelindeki havası biber gazlı, tazyikli su ve eli sopalı sivillerin kovalamacası ile sürüyor. Polisin çok sert müdahalesine halk aynı kararlılıktaki direnişi ile cevap veriyor. Sokaklarımız, “yaralıları ve göz altıları” saymıyorum; artık ölümleri de gördü.

Üç haftadır devam eden Eylemler; Biber Gazı ve Tazyikli suya alışan, adeta bağışıklık kazanan “çapulcular”, kendilerine ışıkları yakıp söndürerek, tencere tava kaşık çalarak evlerinden destek veren “tavacılar” ile “Gezi Anneleri” nin meydanlara çıkışı “sabrı kalmayan” emniyet güçlerinin müdahalesi ile son bulur denirken, “Duran Adam” protestosu ile halen Türkiye sokaklarında devam ediyor.

Bu arada yandaş medya, olayları başından beri belgesel yayınlayarak es geçerken; eylemlerin ikinci gününden itibaren “kendilerine verilen emir ile” oturumlar yapmaya başladı. Adını sanını duymadığımız, hal ve hareketlerinden iktidarı destekleyen insanlar oldukları anlaşılan yeni yüzler, Başbakan kadar sert konuşmaları ve yorumları ile veli nimetleri olan Türk halkını ve Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençleri yerden yere vurmaya başladılar. İstanbul’dan, masa başından Anadolu haritasını çizmeye kalktılar.

Bu arada, halkımızdan kesilen paralarla yayın yapan bir iktidar yandaşı televizyon kanalı ise, hala Başbakanın konuşmasını iki gündür halka ezberlettirmekle meşgul..

Olaylar yaşanırken İktidar, “Türkiye maden ve petrollerinin yabancılar tarafından aranması ve çalıştırılması” şeklinde özetlenebilecek bir kanunu meclisten geçiriverdi.

PKK, Tunceli kırsalından çekilmeyeceğini açıkladı.
Bitlis kırsalında PKK militanları iş makinaları yaktı ve iki kişiyi kaçırdı.

Şırnak’ta bir PKK’lının cesedi ailesi tarafından alınmak istenildiği gün PKK yandaşları saldırıya geçti. TOMA’lar ve diğer polis araçları Molotoflar atılarak yakıldı. Polis bırakın müdahale etmeyi, kendi araçlarını bile zor kurtardı. İstanbul ve diğer şehirlerde halkın üzerine biber gazlı su sıkan TOMA’lar, Şırnak’ta itfaiye aracı olarak görev yapabildi.

Ordu’da sahile kurulan eylem çadırlarının bulunduğu yere elinde ekmek bıçağı ile gelen bazı kişiler polis tarafından gözaltına alındı. Bu karışık kişiler eylem alanındaki Türk Bayrakları ile Atatürk posterlerini aldılar.

Anlayacağınız, Türk halkı Gezi Parkı eylemlerine kilitlenmişken, perde arkasında daha vahim olaylar yaşandı, ama biz bunları kaçırdık.
“İlkeli, Tarafsız ve Özgür habercilik” anlayışından taviz vermeyen medyamız sayesinde torbaya koyduk.
AKP uzun süredir kan kaybediyordu.

Açılım sürecinin “sonu meçhul” çekilme süreci ile devam etmesi, İmralı görüşmeleri, T.C.’nin kaldırılması girişimleri, Türk Bayrağı’nın ve Milli Bayramların yasaklanması gibi, halkımızın kırmızı çizgilerine dokunduğu için, Ekonominin hızla çöküntüye sürüklenmesi, Adalet ve Hukuk konusunda endişelerin ortaya çıkması gibi olaylar yüzünden iktidar partisi hızla kan kaybediyordu.

Özellikle çok güvendiği Kürt oyları da PKK ve Cani başının arkasında duran BDP tarafından al aşağı edilmişti. BDP Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde “Açılım ve Geri Çekilme olaylarının galibi olarak” güç kazanmış, barajı aşacak oy potansiyeline sahip olmuştu.
Suriye’de Lübnan menşeyli Hizbullah ve İran Devrim Muhafızlarının Esad tarafında yer almaları ile savaşın seyri değişmiş, sokak savaşını bilmeyen PKK militanları Hizbullah karşısında hezimete uğramıştı. Bu durum, Suriye olaylarında açıkça taraf olan AKP’yi zor duruma sokmaya başladı. (İsrail bile, ilk kez Esad’ın iktidarda kalabileceğini açıkladı.)

Durum böyle olunca, Anayasa meclisten geçemez. Başbakan Erdoğan’ın başkanlık rüyası gerçekleşemez. Üç dönemi dolduran milletvekilleri partide huzursuz ve ikbal beklerken, kan kaybını önleyemezdi. Kısacası, AKP istediği oyları alarak, iktidarını gerçekleştiremezdi.
Her seçim öncesinde mağdurları oynayan Başbakan ve partisi, bu kez de kan kaybını önlemek için çareler ararken; bu eylemler imdadına yetişti.

BDP ve CHP’nin “istemeseler de “ eylemlere sahip çıkması ile Başbakan Erdoğan’ın istediği ortam meydana geldi.
AKP bu eylem oyununu, Başbakan’ın sert söylemleri, miting düzenlemesi, Emniyet güçlerinin Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar sert müdahalesi gibi gerekçelerle devam ettirecek gibi gözüküyor.
Zira, Başbakan Erdoğan, bir halk ayaklanması olarak yorumlanan eylemleri durdurmak isteseydi, bu kadar sert açıklamalarda bulunmazdı.

AKP, bu eylemler sürerken, BDP’ye ve Kürtlere “Geri çekilme ile verilen sözlerin yerine getirilmesi için 2015 Genel seçim sonuçlarına kadar öteleme” çağrısı yapabilir. Emekli ve memurlara seçim rüşveti vererek gönül alabilir. Zaten Gençleri ağzından düşürmüyor.
Anlayacağınız, AKP yerel seçimlerden galip çıkabilmek ve genel seçimlerde tekrar iktidar olabilmek ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istediğini alabilmek için eline koz geçirdi. Bu kozu en iyi şekilde kullanacaktır. Kullanıyor da….

Kısaca bu eylemlerin sonucunda AKP değil, Türk Milleti kan kaybetti.
Değişen hiçbir şey olmayacaktır. AKP yine yüzde 40 ve üzeri bir oyla iktidara gelecektir.
Durmak yok… Uyumaya ve yola devam..

Yorumlar

ramiz   -  Bağlantı 29 Haziran 2013, 21:23

Sayın İmamoğlu işinize geldiği şekilde yorum yapıyorsunuz biraz etrafınıza bakın söylenecek söz çok ceremeye verecek param yok derler aynen öyle,iyi çalışmalar.

turgut   -  Bağlantı 19 Haziran 2013, 12:27

Yorum meselesi kişilerin siyasi düşüncesinin dışa vurumudur, doğru olması şart değildir, örneğin Ak parti’nin %50 civarı bir oyla gelmesinden mutlu olmayan muhalefet bunu milletin uyumasıyla ilişkilendirebilir. Milletime uzak geçmişte hasta dediler, yakın geçmişte aptal dediler, şimdilerde uyuyor diyorlar. Ancak unutulmamalıdırki Büyük Türk milleti aynı zihniyete hep aynı cevabı vermiştir.

saniye   -  Bağlantı 19 Haziran 2013, 08:50

helal olsun be 🙂

metin   -  Bağlantı 19 Haziran 2013, 08:42

Şimdide kendi düşüncemi söyleyim 3 haftadır bu sokakta olanları hak olarak gören varsa şayet Allah bu ülkeyi o düşünceden korusun siz malbora içeceksiniz viski içeceksiniz levis giyeceksiniz mecedes bineceksiniz 3 köprüye hayır boğaz istanbula hayır 3 hava alanına hayır nükleer enerjiye hayır ondan sonra memleketi sevdiğinizi ve hak aradığınız söyleyeceksini buna bizim cenahta Kargalar bile güler…

hakan   -  Bağlantı 18 Haziran 2013, 20:22

elinize kaleminize sağlık sn imamoğlu.birçok yazarın söylemeye korktuğu gerçekleri yazmışsınız yine.yahu anlamak mümkün değil bu akp yi ve akp yi savunanları.bir bakıyorsunuz ileri demokrasi diye yola çıktık diyorlar,eee iyi kardeşim inandık,o halde neden tepkilere,eleştirilere,protestolara tahammül edemiyorsunuz?haa evet yakıp,yıkan protestolara biz de hepimiz karşıyız ama duran adam yada akp yi istemiyoruz diyene neden müdahale ediyorsunuz o halde?herkes sizi alkışlamak,istemek zorunda mı bu ülkede?başbakan kendini alkışlayan şakşakçılara alışmış olmalı ki en ufak bir eleştiriye tahammül edemiyor artık.diğer yandan gezi parkı protestosu yapan çocuklara(sadece protesto yapanlara terörist dediler.o halde “bu teröristlerle”de masaya oturun pazarlık yapıverin.siz alışkınsınız teröristlerle pazarlık yapmaya.30 yıllık tescilli terör örgütü ile pazarlık yapıp,gidin hadi sınırlardan çıkın biz de görmezden gelelim diyen hangi iktidar Allah aşkına,bu soruya cevap verecek bir AKP li var mı acaba?PKK ya kaç sen biz sizi görmezden gelelim diyeceksiniz,gezi parkında sizi protesto eden yada tencere-tava çalanları küçümseyip terörist diyeceksiniz,yazıklar olsun.birçok medya da hala başbakanın şakşakçılığını yaparak halkın gerçekleri görmesini engelliyor.haaa bir de çözüm önerisi getireyim,bakın AKP iktidarı artık su almaya başlamıştır ve batmaktadır.Ama sandığa gidecek vatandaş AKP nin yerine oyumu kime vereceğim diye alternatif aramaktadır.yani illa AKP ye değil başka çaresi olmadığı için oyunu AKP ye vermektedir.Zaten başbakanın yılların partileri ANAP-DYP ve DP yi bitirerek ve hatta Rahmetli Özal ve Menderesin üzerinden siyaset yapması buna örnektir.Diğer yandan MHP ve CHP yi sözde kaset komplolarıyla yıpratmaktadır.İşte bunun için AKP ye karşı yeni bir lider çıkarılmalı ve yeni bir oluşum ortaya konmalıdır işte o zaman görün AKP nin oyları kaça düşecek?80 darbesinin Anayasası diyen başbakan acaba bu anayasanın seçim ve siyasal partiler yasalarını neden değiştirmiyor bir de bunu sorun.Çünkü baraj altındaki partilerin oyu AKP ye yarıyor ondan sonra yok oyumuz 42-52-62 diyorlar,değiştirin yasayı da görün oy oranınızı hadi hodri meydan AKPliler…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı