REKLAMI GEÇ

REFERANDUM ÜZERİNE…

Artık EVET çıktı ya, ağzı olan konuşmaya başladı. Kimisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yetersizliğinden, oy kullanamayışının acizliğinden dem vurdu; kimileri de MHP’nin referandum da kaybeden parti olduğunu dile getirmeye başladı. Biz de zaten hep böyledir. Her zaman “Dini istismar etme” diye, dinin yanından bile geçmeyenler yazıp çizmeye başlar. Sen yazarsın “Tu kaka” yaparlar. Ama yalakalığın ve yağcılığın danıskasını yapan zihniyet, “ekmek yediği” kapıya…

/ DENİZLİHABER / 15 Eylül 2010 Çarşamba, 14:59

Artık EVET çıktı ya, ağzı olan konuşmaya başladı.
Kimisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yetersizliğinden, oy kullanamayışının acizliğinden dem vurdu; kimileri de MHP’nin referandum da kaybeden parti olduğunu dile getirmeye başladı.

Biz de zaten hep böyledir.
Her zaman “Dini istismar etme” diye, dinin yanından bile geçmeyenler yazıp çizmeye başlar. Sen yazarsın “Tu kaka” yaparlar.

Ama yalakalığın ve yağcılığın danıskasını yapan zihniyet, “ekmek yediği” kapıya nankörlük yapmamak için de “başarısız” bile olsa, “başarılı” olmuş gibi yalanlarına devam ederler. Dün ANAP’a, Tansu Çiller’e yağ çekenler, bugün AKP kapısında nöbet tutuyorlar.
Ve referandum sonuçlarından “güya” kendilerine göre paye çıkartarak MHP’den intikam alırcasına “MHP kaybetti, AKP kazandı” yorumunu yapıyorlar.
Ama ben şuna eminim; aynı zihniyet; eğer Hayır çıksaydı, bu kez AKP kapısından MHP kapısına gelecek ve orada da “İktidara ders verdiniz” yalakalığını yapacaktı.. Çünkü hayır noktasında kazanan MHP, onlara göre 2011 seçimlerinde iktidar namzedi olacaktı.

Hani şu “eski ülkücü, yeni Türkücü” apoletli olanlar var ya?
Hani şu, sırça köşklerinden çıkmayanlar, MHP camiasında ikbal bulamadıkları için başka meydanlarda “puslu havaları” görünce ortaya çıkan Kurt postuna bürünmüş Çakallar var ya? İşte onlar; referandum sonrasında yeni efendilerinden aldıkları “Emir” doğrultusunda Ülkücü davayı yargılama gafletine düştüler….
Kim olduklarına bakmadan, ne yaptıklarını bilmeden, kime hizmet ettiklerini idrak etmeden kendilerine “eski” bile olsa paye veren bir kutlu davanın eksiklerini gediklerini aramaya başladılar. Yani onlar; kendilerini inkar etmek için birbirleri ile yarışa girdiler.
Ulusal televizyon kanallarına bakın, kim olduklarını göreceksiniz…

İlimizdeki 101 Türk büyüğünü saymama gerek var mı? Artık Denizli, bu riyakar ve iki yüzlü Türk büyüklerini biliyor. Üzerlerinde bile durmak istemiyorum.

Her şeyden önce, Referandum siyasi partilerin oy potansiyelini ölçmez. Halkın iradesini siyaset dışı olarak sandığı yansıtır.
Ancak AKP kurmayları, referandum çalışmalarında konumu AKP’nin aklanması veya aklanmaması durumuna getirdiler. Muhalefet de buna çanak tutunca, durum buralara kadar geldi.
Haliyle referandum sonrasında AKP “Biz kazandık, oylarımızı artırdık” gibilerinden söz etmeye başladı. Kendisinin tek alternatifi olan ve 2011 seçimlerinde de ciddi ölçüde kendisine zarar vereceğini bildiği MHP’yi eritmek için de yine MHP içinden gelme insanları konuşturmaya başladı. Yani, bir siyasi oluşum, kendi çocukları tarafından karşılıklı düello ile halkın gözleri önünde çatışmaya başladı.

Son iki gündür, hangi ulusal televizyon kanalını açarsanız açın, mutlaka MHP sorgulanıyor.
Ve AKP, BBP ile BDP ve onun silahlı kolu pkk, en büyük korkulu rüyaları olan MHP’nin kendi çocukları tarafından yok edilişini sırıtarak izlemeye başladı.

Türkiye’de her zaman “güçlü” olanların yanında olunur. Onun için referandumdan sonra adeta bayram eden AKP ve BDP yanlılarının söylemleri dikkate alındı. Diğerlerinin ki ise basının küçük bir köşesinde cılız bir ses olarak yerini aldı.

Hatta öyle ki, Türk basını referandumdan sonra Kandil’de halay çekerek kutlama yapan terör örgütünü manşete çektiler, yenilmiş gibi gözüken tarafın haberlerini küçük puntolarla sayfaların en ücra köşelerine attılar..

Ama bilmezler ki, referandum da kaybeden taraf AKP’dir. Oyları eriyen, halka eskisi kadar hoş gelmeyen taraf AKP’dir.
Çünkü Marmara, Ege ve Akdeniz bölgesinde, Buzdolabı, çamaşır makinası dağıttığı Tunceli gibi illerde bile hayır çıkması; Doğu ve Güneydoğu illerinde yoğun bir “evet” çıkması AKP açısından çok şey ifade etmektedir. Ve özellikle BDP’nin “boykot” etmesine rağmen, evet oylarının çokluğu manidardır. Referandum sonuçları açıklandıktan sonra evet ve hayır oylarının durumuna bakıldığında, istisnasız 81 ilimizde hatırı sayılır HAYIR oyu vardır. Ama Iğdır, Van gibi PKK’nin ezici bir baskısının bulunduğu illerde EVET oylarının yüzde 90 oranlarında olmasının izahı ne olabilir?

İşte bu noktada referandum sandıklarından çıkan evet ve hayır oylarını tek tek ele alırsanız, AKP’nin kalelerinde oy kaybetmeye başladığını görürsünüz. 2011 seçimlerinde yoğun evet çıkan doğu ve güneydoğu illerimizde ise BDP’nin kazanacağını göreceksiniz.
İşte o zaman refarandumun sonuçlarını iyi okuma fırsatı bulacaksınız..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı