REKLAMI GEÇ

Çaputçu’dan direnişçi gençlere mektup

Çaputçu’dan direnişçi gençlere mektup

Denizli Genç İşadamları Derneği Başkanı Sadık Emre Çaputçu, kişisel facebook hesabından yayınladığı ve direnişe katılan gençlere hitaben kaleme aldığı mektupta, “Artık evine dön” çağrısı yaptı. Çaputçu, gençlere enerjilerini, seçim döneminde siyaset sahnesinde kullanmalarını tavsiye eden Çaputçu, “Senin amacın sadece ve sadece gençliğinde saklı kalmış ve henüz açığa çıkmamış potansiyel enerjini ve birikimini artık bu ülkenin geleceği için ortaya dökmek. Elbette sadece ve sadece fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür bir neslin üyesi olarak” dedi.

/ DENİZLİHABER / 17 Haziran 2013 Pazartesi, 13:54

Gezi Parkı direnişinin başından bu yana çıkışlarıyla dikkat çeken Denizli Genç İşadamları Derneği Başkanı Sadık Emre Çaputçu, eylemlerin artık sona ermesi ve gençliğin mücadelesini artık siyaset sahnesinde sürdürmesi çağrısında bulundu. Facebook hesabında eylemci gençlere hitaben kaleme aldığı mektubu yayınlayan Çaputçu, gençlerin eylem sürecinde vermek istedikleri mesajı verdiklerini belirtti.

Çaputçu’nun mektubu şöyle:
GENÇLİĞE…

Kimilerinin hor gördüğü, ötekileştirdiği, aşağıladığı, ahlaksız dediği, cahil dediği…
Kimilerinin provoke ettiği, kışkırttığı, kullandığı…
Kimilerinin de övündüğü, gurur duyduğu ve geleceği adına umutlandığı

TÜRK GENÇLİĞİNE;

Artık Evine Dön

Neden mi?

Artık sokaklar seni haklı çıkarmak için yeterince uğraştı ve yoruldu. Sokaklardaki bu enerjini ve mücadeleni seçim maratonunda siyaset sahnesinde vereceksin.

Vermen gereken mesajı verdin;

Hatalarınla bile, sosyal medya hilelerinle bile, hatta aşırılıklarınla, fakat asıl önemlisi gençliğinle, özgürlük ateşinle, bireysel ve örgütsüz mücadelenle verdin.

Korkmadın;

İstedikleri kadar sana yalancı desinler, terörist desinler, palavracı desinler, provokatör desinler, dış güçlerin muhalif partilerin piyonu desinler. Sen gençlik ateşinle ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjinle gerçek demokrasiye geçişin fitilini ateşledin artık. Bu saatten sonra sana yakıştırılan her sıfat senin için yol arkadaşı olacak.

Aklını kullandın;

Mizah anlayışınla, yaratıcılığınla, kurnazlığınla, teknolojiye olan vakıflığınla, hızlı düşünme ve örgütlenme kabiliyetinle öne çıktın ve artık bu toplum senin yeteneklerini tanıdı. Seni hep ön saflarda tutmaya ve kollamaya da devam edecek. Bu akıl, artık senin önemli koltukları, mevkileri ve yetkileri çok daha genç yaşlarda devralmanı sağlayacak.

Apolitiktin;

Gerçekten de hep öyleydin. Senin demokrat, özgürlükçü siyaset anlayışın ve dünya görüşün şu ana kadar seni bir siyasal çatı altına taşımamıştı. Siyasi partiler gençlik örgütlenmesinin önemini senin bu özelliğin sayesinde artık çok daha büyük bir dikkatle sorgulanacak. Ve sen bu yüzden artık aktif Türk siyasi hayatına gireceksin, bir daha hiç çıkmamak üzere. Çünkü hiç şüphe yok ki bu ülkeye gerçek demokrasiyi senin içinde olduğun siyasal hareketler getirecektir. Seni apolitikleştiren darbeler ve antidemokratik hükümetler, dünyayı çok daha yakından tanıyan Sen’in özgürlüğüne müdahale etmeye başlayınca artık daha fazla apolitik olmaman gerektiğini anladın, idrak ettin. İşte bu bile tek başına bir devrimdir bu ülke için.

Avantajlısın;

Çünkü senin siyasal geçmişin yok ve o yüzden henüz bakir ve masum olan geçmişine yönelecek sahte suçlamalara bu halk prim vermeyecek. Sırtında ne bir parti zihniyetinin mirası var ne bir ideolojinin getirdiği mecburiyetler ne de işlenen suçların mesuliyeti. Menderes’i sen asmadın, darbeleri sen yapmadın, türbanlılara zulümü sen çektirmedin, askeri vesayeti sen getirmedin. Sen sadece oy verecek yaşa geldin ve artık seninde söz hakkın var. En önemlisi sen artık siyaset dünyasının sana ihtiyacı olduğunu ortaya çıkardın. Şunu iyice kavra ki artık sen bu ülke için sadece sıradan bir vatandaş değilsin, sen artık ihtiyaç duyulan taze kansın.

Cesaretlendireceksin;

İnsanlar sende gördükleri cesaret ile cesaretlenecek. Bu ülkede yazamayanı, gösteremeyeni senin sayende gösterecekler, yazacaklar. Senin cesaretin sayesinde ülke özgürleştikçe basın da özgürleşecek ve zincirlerini kıracak.

Karakter sahibisin;

Siyaset dünyası sana saygı duyacak çünkü basit ve alışılagelmiş sıradan siyasetçi kimliği ile senin sağlam karakterin hiç bağdaşmıyor. Popülizme ihtiyacın yok, samimisin. Suçlamalardan kaçmaya ihtiyacın yok, özeleştiriye hep açıksın. Haksız ve acımasız suçlamalarda bulunmaya ihtiyacın yok, delikanlısın. Ve belki de en önemlisi; yalana ihtiyacın yok, bilgili ve yaratıcısın.

Sana çamur atacaklar;

Diyecekler ki sen yabancı güçlerin piyonusun, sen filanca lobisinin uşağısın, muhalif partilerin zihniyetisin, provokatörsün, teröristsin, ahlaksızsın, küfürbazsın. Sen de diyeceksin ki ben sadece ve sadece bireysel özgürlüğünü bu ülkede yaşamak isteyen bir Türk genciyim. Ne geçmişin hataları, ne bugünün kutuplaşmaları beni bağlar diyeceksin. Geçmişin hatalarından ve bugünün sancılarından kendime ders çıkarıp sadece ve sadece geleceğe bakarım diyeceksin.

Seni itibarsızlaştıracaklar;

Sana ahlaksız diyecekler, toplum düşmanı diyecekler, günahkar diyecekler, dinsiz diyecekler ama sen onlara insanlık dersi vereceksin. Bu Halk da senin insanlığından, merhametinden, kucaklayıcılığından şüphe etmeyecek.

Seni ötekileştirecekler;

Onların elindeki silahı alacaksın çünkü halkın her kesimini artık sen temsil edeceksin. Adaletinle ve insancıllığınla muhafazakarı da, türbanlıyı da, seküleri de, ateisti de, işçiyi de, köylüyü de. Bu ülkenin en büyük sancısı olan kültürel sınıf ayrılığından siyasi çıkar devşirenlere karşısında tüm samimiyetinle sen duracaksın.

Ama sen adaletli olacaksın;

Çünkü sen adil ve adaletli olmak için eğitildin. Dünyayı okurken bunu gördün ve zulümden hep nefret ettin. Sadece insanı değil çevreyi de korumak üzere sorumluluklar edindin kendine. Paraya duyduğun ihtiyacın daha fazlasını adalet ve özgürlük için hissettin. İnsana insan olduğu için değer vermeyi belki din kitapları sayesinde belki de bu sahte dünyaya hümanist bir tepki olarak kendiliğinden öğrendin.

Doğru insandan doğru topluma yol alacağımız bu zamanda kaptan koltuğuna oturmaya hazırlan ve kendine güven. Şunu bil ki başarı denen şey öyle bir kaç günde kendiliğinden gelmeyecek. Bitmek bilmeyen mücadele azmi, doğru örgütlenme, yüksek motivasyon, sisteme ve kurallara sadakat, doğru iletişim, akılcı stratejiler, rakibi doğru okuma, çıtayı hep yüksek tutma, doğru danışmanlıklar ve en önemlisi hukuka saygıyla bu süreci sen taşıyacaksın.

Artık kendini daha iyi tanıyorsun, gücünün, zekanın ve bilginin farkındasın…

Senin amacın kimsenin oyununu bozmak değil, kimseyi düşman edinmek değil, kimseyle savaşmak değil.

Senin amacın sadece ve sadece gençliğinde saklı kalmış ve henüz açığa çıkmamış potansiyel enerjini ve birikimini artık bu ülkenin geleceği için ortaya dökmek.

Elbette sadece ve sadece fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür bir neslin üyesi olarak…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı