REKLAMI GEÇ

Ziraat mühendisleri isteklerini sıraladı

Ziraat mühendisleri isteklerini sıraladı

Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şubesi Başkanı İbrahim Gür, yaptığı yazılı açıklamada, oda olarak yerel yönetimlerden beklentilerini sıraladı. Gür, belediyelerin, çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamak, gıda ile ilgili müesseseleri ruhsatlandırmak ve denetlemek, yiyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere laboratuvarlar kurmak ve işletmek gibi görevleri yürütmekle yükümlü olduklarını hatırlattı.

/ DENİZLİHABER / 9 Mart 2009 Pazartesi, 01:00

Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı İbrahim Gür, 29 Mart’ta yapılacak yerel seçim öncesinde, yerel yönetimlerden beklentilerini, yaptığı yazılı basın açıklaması ile aktardı. Gür, belediyelerin, çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamak, gıda ile ilgili müesseseleri ruhsatlandırmak ve denetlemek, yiyecek ve içecek maddelerinin tahlillerini yapmak üzere laboratuvarlar kurmak ve işletmek gibi görevleri yürütmekle yükümlü olduklarını hatırlattı.

Kentlerin plansız yapılaşması nedeniyle, verimli tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması ile karşı karşıya kalındığını belirten Gür, “Belediyelerce hazırlanan imar planlarında kent içi tarım alanları rant uğruna ve “Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu”na aykırı olarak imara açılmaktadır. Diğer taraftan Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu hükümlerine aykırı olarak yapılan uygulamalar ve bu uygulamalara karşılık Toprak Koruma Kurullarında alınan kararlar ile mahkemelere intikal etmiş ve sonuçlandırılmış kararlar yerel yöneticiler tarafından uygulanmamaktadır. Yerel yönetimler, yukarıda izah edilen durum çerçevesinde kent içi ve çevresindeki tarımsal alanlar için doğrudan ve dolaylı tehdit oluşturacak her türlü planlamadan kaçınılmalıdır” dedi.

Kentleşme ve sanayileşme tehdidi altındaki yüksek verimli topraklara sahip bölgelerde, korunması zor alanların, tarımsal sit alanları olarak ayrılması gerektiğini ifade eden Gür, “Kırsal ve kentsel sınır kesin olarak belirlenmeli, toprak ve su kaynakları envanterleri çıkarılarak, genel kullanım nitelikleri saptanmış toprakların, sınıfsal özelliklerine bakarak hangi amaçla kullanılacaklarını, nerenin tarım alanı, neresinin yerleşime uygun, neresi turizme açılabilir, neresi ağaçlandırma alanıdır şeklinde araziyi kullanma haritalarının kamu-özel her kesimi bağlayan bir ulusal arazi kullanma ve imar planı çıkarılmalıdır” dedi.

Sanayi atıklarının tarım topraklarına zarar vermesinin engellenmesi ve arıtma tesisleri kurulması gerektiğini söyleyen Gür, “Kentlere katılan köy arazilerinin ve köy yapısının yerel yönetimlerce mutlaka korunması sağlanmalıdır. Bu köy yerleşimlerinde kentsel bütünlük gözetilerek yatırım ve planlama yapılması yerine doğal dokuya zarar verilmemesine özen gösterilecek uygulamalara gidilmelidir” dedi.

Meslek kuruluşlarının temsilcilerinin, yerel yönetimlerce çalışmalara davet edilmesinin, kanunla zorunlu hale getirildiğini vurgulayan Gür, “Yerel yönetimler, kentlerin doğal yapısının, ormanlarının, yeşil alanlarının ve sahillerinin zarar göreceği uygulamalardan kaçınmalı, kamuya ait arazi ve yapıların satışı ve özelleştirilmesine yönelik anlayışa son verilmelidir. Kentlerin içme ve tarımsal sulama kaynaklarının yer aldığı su havzalarında yapılaşmasının önüne geçilmeli, suyun temin edildiği kaynaklar ve havzalar korunmalı ve kirletilmemelidir. Havza ağaçlandırma ve su değerlendirme projeleri hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Dere yatakları yapılaşma dışı bırakılmalı ve yeşil alan olarak düzenlenmelidir” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı