“Yargıçlık sınavında yolsuzluk iddiaları gerçeklik kazandı”

Ak Parti iktidarı sırasında partizanlık ve yolsuzluk olaylarının en üst düzeye çıktığını iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanı Yıldırım Aycan, “ Siyasal iktidar devlet içerisinde kadrolaşmayı her alanda yapmaya devam etmektedir. AKP 10 senedir tek başına iktidardadır. Parlamentoda mutlak çoğunluğa sahiptir. Yasamadaki ve yürütmedeki hâkimiyeti AKP’ye yetmemiştir. Şimdi de yargıda mutlak hâkimiyeti sağlamaya çalışmaktadır. 12 Eylül 2010 referandumu ile gerçekleşen anayasa değişikliği AKP’ye yargıda da hâkimiyet sağlama imkânı vermiştir. Ama siyasal iktidar bununla da yetinmemektedir. 06 Mayıs 2012 tarihli yapılan yargıçlık sınavlarında yolsuzluk yapıldığı açık olarak ortaya çıkmıştır. Soruların belirli kişilere verildiği yönündeki şüpheler, üzülerek görmekteyiz ki, doğruluk kazanmıştır. Adaleti sağlayacak kurumda, adaletsizlik yapılması ciddi bir olaydır. Bireyin, en son sığınacağı kurum adalettir. Adaletin de güvenilirliğini yitirmesi halinde, bireydeki hukuk inancı sarsılır. Bugün, bu tehlikeyi ciddi bir biçimde yaşamaktayız. Adalete güvenin sarsıldığı bir toplumda, bireyin insan olmakla kazandığı bütün hakları güvencesiz kalmış demektir” dedi.

Konunun üzerinin kapatılmaması gerektiğini, halkın devlete güvenini yitirmemesi için sorumluların tespit edilerek cezalandırılması gerektiğini ifade eden Aycan, “Sınavda yolsuzluk yapıldığının tespit edilmesi ciddi bir olaydır. Sınavın iptal edilmesi önemli bir gelişmedir, ancak yeterli değildir. Bu yolsuzluğu yapanların derhal tespit edilmesi gerekmektedir. Hile ile sınav kazanma, yargıç ya da savcı olmak isteyenlerin de hukuk mesleğini yapacak ehliyeti olmadığının da tespiti gerekir. Hukukçu için bilgi önemlidir. Ancak bilgi kadar önemli olan başka bir konuda ahlaki değerlerdir. Hile ile sınav kazanan insanların hukukçu olma ehliyeti de yoktur. Bu konuda tüm kurumları duyarlı olmaya çağırıyoruz. ÖSYM Türkiye’nin en güvenilir kurumlarında birisi iken, ÖSYM başkanlığına getirilen Sayın Prof. Dr. Ali Demir’in görevi sırasında benzer çok olayın olması, siyasal iktidara da birçok sorumluluk yüklemektedir. Sayın Cumhurbaşkanı, Prof. Dr. Ali Demir’i ÖSYM’nin başına atadığı için elbette hukuken sorumsuzdur. Ancak, bu sonuçlardan acaba vicdanen sorumluluğu yok mudur? Cumhuriyet Halk Partisi olarak yargının yansızlığı ve bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha toplumun gündemine getiriyoruz” diye konuştu.