AYAKÜSTÜ YASA ÇIKARIR OLDUK!

Emekli Hakim İsmail AĞAR www.denizlihaber.com okurları için referanduma sunulacak anayasa maddelerindeki değişiklikleri inceliyor, değişikliklerin negatif ve pozitif yönleri, hangi madde değişikliği nelere yol açıyor, iktidar neden eleştiriliyor, yargının yapısı evet denilirse ne denli değişiyor gibi soruları bir uzman gözüyle yaptığı incelemeyle yanıtlıyor, Denizlili vatandaş öğreniyor.

İşte İsmail Ağar’ın kaleminden Anayasa değişikliği;

AYAKÜSTÜ YASA ÇIKARIR OLDUK!

12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa değişiklikleri halkoyuna sunulacaktır. Otuz yıl sonra 12 Eylül 1980 ihtilalını ve 1982 Anayasasını birlikte gereksiz yere yeniden tartışıyoruz.

1982 anayasası bu güne kadar 16 defa değişmiştir. Hiç biri referanduma götürülmeden, Halkı kamplara ayırmadan ve toplumu germeden, Trilyonlarca lira harcanmadan,TBMM de tüm siyasi partilerin katılımı ve toplumun görüşü doğrultusunda yapılmıştır. Değişikliğin yedi tanesi önceki meclis ve geri kalan dokuz tanesi mevcut AKP iktidarı döneminde gerçekleşmiştir. Bu sekiz yıl içinde hiç akla gelmeyen değişiklik bir anda meclisin ve halkın önüne getirilmiştir. Bunun sebebi iyi düşünüldüğünde kolayca sonuca gitmek mümkündür. Yargı geleneksel yapısı ile hukuka bağlı olarak ve objektif karar vermekte ve keyfi davranışı önlemektedir.Yürütme özelleştirme, ihale, atama vs gibi konularda hukuka ters işlem yapmaktadır.Bütün idari işlemler idari yargıdan dönmektedir. Ayrıca özel yetkili mahkemelerin kararlarının temyiz edilmesi halinde gerçeklerin açığa çıkacağı, anayasa mahkemesine parti kapatılması davası açılabilme durumu ve çıkarılan kanunların anayasa mahkemesinden dönme ihtimali düşünüldüğünde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısı mutlaka değiştirilmeli ve yerindelik denetimi ile idari yargının inceleme alanı daraltılmalı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruyu sınırlamak için anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkını getirmeli denilerek apar topar bu anayasa değişikliğine ihtiyaç duyulmuştur.

Darbecilerin anayasası kaldırılacak, kadınlar ve çocuklara yeni haklar getirilecek, grev hakkının önü açılacak, toplu sözleşme gelecek, disiplin cezasına yargı yolu açılacak, yurt dışına çıkış özgürlüğü genişleyecek, fişlenme tarih olacak, darbecilere yargı yolu açılacak gibi sözlerle halkın önüne çıkılmıştır.. Sekiz yıldır mutlak iktidar olan hükümet bu konuları dokuz defa değiştirdiği anayasa değişikliğinde neye getirmemiştir? Amaç yargının yürütmeye mutlak bağlanması ve anayasa yargısının yürütmeyi engelleyen kararlarının iptalinin önüne geçilmesi, olası parti kapatılması davası ve yüce divana gelecek dosyaların sağlama alınmasından başka bir şey değildir.

Gelişmiş ülkelerin yasama geçmişine bakıldığında yasalar akşamdan sabaha, aydan aya ve yıldan yıla değişmez. Son 15 yılda ülkemizde Avrupa birliğine “uyum” adı altında değiştirilmeyen kanun, yönetmelik vs kalmamıştır. Sanki geçmişte hiç doğru bir iş yapılmamış, şimdi ise yeni bir devlet kurulmuş gibi bazen bir gece de 400-500 kanunda torba kanun adı altında değiştirilmedik mevzuat kalmamıştır. Türk Ceza Kanunu, CMK, Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu, Mali mevzuat, sosyal güvenlikle ilgili kanunlar, Askeri kanunlar, Tarımla ilgili kanunlar, Bankalar mevzuatı gibi nerede ise tüm yasalar değiştirilmiştir.

Anayasalar tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve çeşitli sosyal gurupların uyum sağlayıp çıkaracağı temel yasadır. Bu usule uyulmadan bir partinin hazırlayıp, çoğunluğuna ve sayısal üstünlüğüne güvenip çıkardığı metinler halini aldığı için sorunlar yaşanmaktadır. Anayasalar; bazen bir toplantıda, bazen de bir seyahatte ayaküstü önerilip, hemen çok kısa sürede kabul edilen metinler halini almıştır.

DEVAM EDECEK