TERÖRÜ LANETLEDİLER

Diyarbakır’da, 13 askerin şehit olması ve 7 askerin de yaralanması ile sonuçlanan çatışma sonrasında, çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler, terörü lanetleyen açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalar:

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Denizli Şubesi Başkanı Mehmet Emin Öztürk:
“Terörü siyasileştirerek masum insanların kanını ellerine bulaştırmaya devam eden canilerin, sözde demokratikleşme ve barış çabalarının asıl maksadı, her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Olay, şehit aileleri ve malul gazileri derinden üzdü. Eli kanlı bebek katili Öcalan ve terör örgütünün siyasi uzantıları, barış ve demokratikleşme adı altında sahte ve yalan sözlerini ve ülkemiz üzerindeki çirkin emellerini bir kez daha sergilemişlerdir. Demokratik özerklik adı altında ülkemizi bölünme sürecine sokacak bu hayalleri asla gerçekleşmeyecektir. Terör karşısında güvenlik güçlerinin kararlılığını ve haklı mücadelesini destekliyoruz. Şehit aileleri ve malul gaziler olarak, her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini isteriz. Hain saldırıda şehadet şerbeti içen 13 vatan evladına Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve Türk milletine sabır, yaralı askerlerimize de acil şifalar dileriz.”

AKP İl Başkanı Avni Örki:
“Yaşanan bu olay karşısında üzüntümüz büyük, birlik ve bütünlüğümüze yapılan hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Türk Milletinin ve şehit ailelerinin başı sağ olsun. Burada gördüğünüz bu tablo da maalesef bu oyunun bir parçası. Her zaman söylediğimiz gibi bu tür oyunlarla, kirli planlarla, senaryolarla kandan beslenen bu insanların emellerine ulaşması mümkün değildir. Bu memlekette burada şehit olan kardeşlerimiz gibi 74 milyon insan yaşıyor. 74 milyon vatandaşımız kardeşçe, huzur içerisinde, hep birlikte ortak kaderi paylaşarak ortak geçmişi paylaştıkları gibi bundan sonra da ortak geleceği paylaşmaya kesinlikle kararlılar. Bundan rahatsız olan, birtakım kirli oyunlardan aslında kendi halkının, insanlarının, çocuklarının eline silah vererek, dağa salarak, kan dökerek bir yere varmayı umanların bu gafletten uyanmaları, bu sinsi emellerini gerçekleştirme hususunda başvurdukları bu kirli tezgahları artık bırakmaları gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu kötü niyetli insanlara, bu hainlere asla pabuç bırakmaz. Hükümetimizin terörle mücadeledeki kararlılığı her vesileyle zaten ortaya konulmakta ve ifade edilmektedir. Sayın Başbakanımız olsun diğer hükümet üyelerimiz olsun, güvenlik birimlerimiz, polisimiz, askerimizle bu hainlere her zaman haddini bildirmektedir. Umuyorum ki bu acı son olur. Umuyorum ki bu hainler bundan sonra bu tür kanla beslenme adetlerini bir kenara bırakırlar, vatandaşlarımıza eziyet etmeyi, huzursuz etmeyi ve bu şekilde bir yere varmayı akıllarından çıkarırlar. Böyle bir yöntemle, kirli tezgahlarla bir yere varamayacaklarını anlarlar. İnanıyorum ki bu hainler kısa zamanda hak ettikleri cezayı bulacaklardır.”

AKP Denizli Milletvekili Bilal Uçar:
“14 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakır Silvan’da 13 askerimiz hainler tarafından kalleşçe şehit edildi. Aynı gün bir eğitim uçağının düşmesi sonucu iki askerimiz şehit oldu. Bu iki olay bizleri millet olarak tarifi imkansız acıya boğdu. Yüreğimize ateş düştü. Büyük Türk milleti bu olayların üstesinden mutlaka gelecektir. Acımız ne kadar büyük olursa olsun, asla umutsuzluğa kapılmayacak, bu hainlerle mücadele kararlılığımızı arttırarak yolumuza devam edeceğiz. Ak Parti iktidarı döneminde demokratik hak ve özgürlükler noktasında çok mesafeler alındı. Bölgeler arası ayrımı ortadan kaldırarak yurdumuzun her köşesine hizmetleri götürdük. Hiçbir vatandaşımızı ötekileştirmedik. Terörün çözümünün demokrasi içinde aranmasını hep savunageldik. Ancak terörün devamından medet uman ve bundan rant elde eden iç ve dış mihraklar bu gelişmelerden çok rahatsız oldular. Geçmişte yapılan yanlışlar telafi edilmiş olmasına rağmen sağlanan demokratik gelişmeleri, getirilen hak ve özgürlükleri görüp takdir etmek yerine bunu istismar ederek terörle ve teröristle arasına mesafe koyamayanlar, hak arayışı içinde olduklarını kimseye inandıramayacaklardır. Artık karınlarından konuşmayı bırakıp saflarını ve taraflarını açıkça ortaya koymak zorundadırlar. Bu ülkenin her karış toprağı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sınırları içindedir. Türkiye Cumhuriyetini içine sindiremeyenler varsa hiç kusura bakmasınlar, biz bu ülkede ameliyat yaptırmayacağız. Terör var diyerek demokrasiden, yıllardır özlemini çektiğimiz hak ve özgürlük arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ancak demokrasiyi istismar ederek, bu ülkede bölücülük yapmaya kalkanlar yasalar çerçevesinde hak ettikleri cezayı bulacak ve kirli emelleriyle birlikte yok olup gideceklerdir. Millet olarak bize düşen terör olayını siyaset malzemesi yapmadan el ele vererek kararlılıkla devletimizin bu mücadelesinde destek olmaktır. Yıllardır bize bu acıları yaşatan bölücü hainler döktükleri kanda boğulacaktır.
Tüm şehitlerimize Allahtan rahmet kederli ailelerine sabırlar, milletimize de başsağlığı diliyorum.”

CHP İl Başkanı Himmet Yavaş:
“Diyarbakır’da 13 askerimizin şehit, 2 askerimizin ağır yaralı, 6 askerimizin de yaralandığı bizleri derinden üzmüştür. Terör bir insanlık suçudur, terörle herhangi bir yere varılamayacağı ve herhangi bir sonuç alınamayacağı apaçık ortadadır. 12 Haziran genel seçimleri bitti, özellikle hükümetin zaman geçirmeden, terör konusunda ne yapmak istediğini, ne yapacağını ve seçim öncesi ne pazarlıklar yapıldığını çıkıp halkın huzurunda açıklamak zorundadır. 15 Temmuz’a kadar ateşkes ilan eden PKK terör örgütünü eylemsizlik kararını 2 askerimiz kaçırarak eylemlere başlamış olduğunu, PKK terör örgütü eylemlerden vazgeçmeyeceğini ve hatta tırmandıracağını bir kez daha göstererek 13 askerimizi şehit etmişlerdir. Maalesef hükümetimiz bunları görememiştir. Olan yine şehitlerimize ve şehit ailelerine olmuştur. Bu terör olayları hepimizi üzmüştür. Terör olaylarını şiddetle kınıyor, şehitlerimize rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar dileriz.”

ADD Denizli Şube Başkanı Gülizar Biçer Karaca:
“14 Temmuz 2011 günü meydana gelen ayrılıkçı terör örgütünün saldırısı sonucu 13 askerimiz yaşamını yitirmiştir. Birlik ve bütünlüğümüzü, toplumsal barışımızı ve demokratik düzenimizi tehdit altında tutmayı amaçlayan ayrılıkçı terör örgütü, son yıllarda toplumun bütününe meydan okurcasına, terörist saldırılarını artırmıştır. Daha düne kadar, “terörle bir sonuç alınamaz” “terör amacına ulaşamaz” denilen ülkemizde, terör, siyasal düzlemde koz olarak kullanılmakta ve -ne yazıktır ki- göreceli bir başarıya ulaşmış bulunmaktadır. Ülkenin demokratikleşmesi ve çoğulcu, katılımcı, çağdaş bir demokrasinin sağlanması adına birtakım yasal düzenlemelerin ve uygulamaların yaşama geçmesi herkesçe savunula gelen bir durum olmakla birlikte, bu olumlu çabalar sarf edilirken Ülkemizde yaşanan ayrılıkçı terör gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Ülke gerçekleri ve güvenlik boyutu hiçe sayılarak çözüm üretme arayışı içinde olunması halinde, niyet iyi olsa dahi, sonucun facia olması kaçınılmazdır. Ayrılıkçı terörün bu derece cesaretlenmesinin ardındaki nedenler nelerdir ? Ayrılıkçı terörün halen dahi varlığını korumasını Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında nereye oturtabiliriz? Bu saldırılar, Türkiye’nin, sancılı coğrafyamızda birtakım serüvenlere girmesi veya sürüklenmesi adına mı yapılmaktadır ? Bazı siyasal aktörlerin terörü koz olarak kullanması demokratik bir düzende meşru sayılabilir mi ? Ve çadır mahkemelerinde haklarında işlem yapılanlar, törenlerle karşılananlar, el üstünde tutulurken, terörle bugüne kadar mücadele edenlerin neden eli kolu bağlanmıştır ? Başta siyasal iktidar olmak üzere konunun aktörlerinin bu sorulara, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak biçimde yanıt vermesi ve çözüm üretmesi zorunludur. Bu tür terör saldırılarının bir daha yaşanmaması umuduyla Ulusumuzun başı sağ olsun.”

Eğitim İş Denizli Şubesi Basın Sekreteri Yasemin Koptur:
“14 Temmuz Perşembe günü, Diyarbakır-Silvan ilçesi Dolapdere kırsalında emperyalizmle işbirliği halinde olan teröristlerin saldırısı sonucunda 13 yurtsever, körpe fidanımız şehit edilmiş, 2’si ağır olmak üzere 7 askerimiz de yaralanmıştır. Demokratik açılım diyerek ülkemizde etnik ayrımcılığın ateşini yakanlar ve onu her fırsatta körükleyenler, ektikleri ayrılık tohumlarının meyvelerini, her gün Türk ulusuna acı çektirerek, gözyaşı döktürerek toplatmaktadırlar. Yaşadıklarımız, emperyalist güçlerin ve AKP iktidarının şehitlerimizin kanı üzerinden sürdürdüğü pazarlıkların acı sonuçlarıdır. Siyasal iktidar terör konusunda net bir irade ortaya koymalıdır. Aksi takdirde ulus olarak şehit cenazesi uğurlamaktan, gözyaşı döküp hayıflanmaktan başka bir şey yapamaz hale geleceğiz. Bu yaşananlar, kardeş kavgasının gerçekleştirilmesi için uygulanan sinsi planın bir provasıdır. Ulusal birlik ve bütünlüğümüz, üniter devlet yapımız çok ciddi bir tehdit altındadır. Eğitim-İş Sendikası olarak hükümeti bir an önce daha duyarlı, daha tutarlı olmaya ve net bir irade ortaya koyarak, gerekli her türlü önlemi almaya davet ediyoruz. Artık terör örgütünü cesaretlendirecek adımlar atmaktan vazgeçilmelidir. Bu kahpe saldırıyı ve Terörü bir kez daha şiddetle ve lanetle kınıyoruz.
Tüm ulusumuzun başı sağ olsun.”