REKLAMI GEÇ

ÇOCUKLARDA OKUL FOBİSİNE DİKKAT!

ÇOCUKLARDA OKUL FOBİSİNE DİKKAT!

Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, okul korkusu taşıyan çocuklara karşı aile ve öğretmenlerin yaklaşımının çok önemli olduğunu söyledi.

/ DENİZLİHABER / 7 Eylül 2010 Salı, 17:45

Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, okul korkusu taşıyan çocuklara karşı aile ve öğretmenlerin yaklaşımının çok önemli olduğunu söyledi.

Okula başlamanın çocuklar için aileden uzun süreli ilk ayrılma olmasından dolayı büyük önem taşıdığını söyleyen Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, okulun aynı zamanda çocuğun dış dünya ile ilk karşılaşma dönemi olması açısından da önemli olduğunu belirtti. Çocukların büyük bir çoğunluğunun okula uyum sürecini sağlıklı bir biçimde atlatırken, bazı çocuklar için okula gitmenin sürekli bir kaygı kaynağı olduğunu kaydeden Uz. Dr. Şermin Yalın, “Okul korkusu, okul çağındaki

çocuklarda okula gitmek istememe şeklinde kendini gösteren bir davranıştır. Okul reddi 3 farklı durumda ortaya çıkabilir. İlki okula yeni başlayan çocukların anne-babalarından ayrılmaktan dolayı duydukları endişe durumudur. Genellikle kısa bir süre sonunda çocuğun uyum sağlaması beklenir. İkinci durum ise çocuğun okul ortamında rahatsız eden ya da korkutan bir durumdan dolayı okula gitmek istememesidir. Örneğin arkadaşları tarafından zarar gören bir çocuğun okula gitmekten korkması olağandır. Üçüncü de ise, aileden ayrılma endişesinin yoğun olarak yaşandığı durumlardır. Yeni okula başlayan 5-6 yaş dönemindeki çocuklar için anne-babalarından ayrılmak, yeni bir sosyal ortama uyum sağlamak, sosyal ilişkiler kurmak zorlu bir süreçtir. Bu dönemde anne-baba tarafından aşırı korunan, kural ve sınırlamalar öğretilmeyen, duygusal olarak yaşının olgunluğuna sahip olmayan çocuklar yaşıtlarına göre daha fazla zorlanmaktadırlar” dedi.

AİLE VE ÖĞRETMENLERİN YAKLAŞIMI ÖNEMLİ
Okul korkusu taşıyan çocuklara karşı aile ve öğretmenlerin yaklaşımının önemine vurgu yapan Uz. Dr. Şermin Yalın, “Çocuğun okula gitmesi konusunda ödün verilmemeli, mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır. Bu çözümün yarısıdır. Ayrıca çocuğa, okulun amacını açıklamak, okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertlerinin kararlı ve tutarlı olması işe yarar. Okula gitmemesi halinde yapılan çalışmalardan geri kalacağı ve bunun kendisi için bazı aksaklıklara yol açacağını anlatmaya çalışılmalıdır. Çocuk okula geç kaldığında, servisi kaçırdığında, mutlaka onu okula göndermek için başka çözümler geliştirilmeli ve en kısa zamanda okula gönderilmelidir. Bazen çocuklar kendiliğinden eve dönebilir, bu durumda da yapılması gereken onu okula geri göndermektir. Çocuğun kendini terk edilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak davranışlardan kaçınmalıdır. Okula gitmediğinden dolayı çocuğu suçlamamalı, korkusu ve gözyaşlarıyla alay edilmemelidir. Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir. Çocuğun endişeleri, duyguları üzerinde konuşmak, hem sıkıntısını paylaşmasını hem de anlaşıldığını hissedip rahatlamasını sağlar. Bu sıkıntılı durumun geçici olabileceği, kendisiyle aynı durumda olan başka çocukların da olduğu anlatılabilir” ifadelerini kullandı.

OYUN BECERİLERİ KAZANDIRILMALI
Çocuklara oyun becerileri kazandırarak anne-babaya bağımlılığın azaltılabileceğini kaydeden Uz. Dr. Yalın, arkadaş toplantıları düzenleyerek, sosyal beceriler kazanmasına fırsat tanınabileceğini söyledi. Öğretmene de önemli görevler düştüğünü ifade eden Yalın, “Öğretmenlerin de çocuğun okulda kendini terkedilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak davranışlardan kaçınması gerekir. Okulda çocuğun ilgisini çekecek sınıf içi aktiviteler çoğaltılabilir. Çocuk sınıf içi çalışmalara katılmaya zorlamaktan kaçınılmalı, başlangıçta kolaylıkla üstesinden gelebileceği görevleri alması için yüreklendirilmelidir. Okullar, anne ve babaları eğiterek okulda yeterli bakım ve eğitim olmadığı yolundaki inancı yok edip, aşırı koruyucu tavırlarından kurtulmalarını kolaylaştırılabilir. Bu inanç kaybolursa otomatik olarak çocuklarda rahatlayacak ve okula başlamadan önce başlayan kaygılı konuşmalardan etkilenmeyeceklerdir” diye konuştu. Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, çocuğun okula gitmeyi reddetmesi ve diğer yakınmaların 2 hafta ya da daha fazla sürmesi durumunda bir çocuk ruh sağlığı uzmanından yardım almanın faydalı olacağını belirtti.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı