REKLAMI GEÇ

Cüzzam Hastalığına dikkat

Cüzzam Hastalığına dikkat

Halk arasında ‘cüzzam’ olarak bilinen lepra hastalığının, önyargılar, yanlış inançlar ve bilgisizlik nedeniyle hala korkulan bir hastalık olduğu belirtildi.

/ DENİZLİHABER / 26 Ocak 2012 Perşembe, 10:25

Denizli Devlet Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr. Vehip Ertuğrul, ancak erken tanı ve dünya standartlarına uygun bir şekilde tedaviyle bu hastaların topluma kazandırılabileceğini söyledi.

Cildiye Uzmanı Ertuğrul, 25-31 Ocak Cüzzam Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, cüzzamın en sık çevresel sinirleri ve deriyi, bazen de göz, kaslar ve kemikler gibi diğer organları tutarak belirtilerini gösteren kronik seyirli bir enfeksiyon hastalığı olduğunu anlattı. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada her yıl yaklaşık 500 bin yeni lepra vakasının tedaviye alındığını anlatan Dr. Ertuğrul, şöyle konuştu: “Lepraya bağlı çeşitli doku bozukluğu ve sakatlıklar bırakabilen komplikasyonlar gelişmektedir. Ancak, etkin tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde, günümüzde cüzzama bağlı ağır doku bozukluğu önlenebilmektedir. İnsanların çoğu bu hastalığa karşı doğal bir bağışıklığa sahiptir, ancak az oranda kişide bu doğal bağışıklık mevcut değildir. Bu kişiler daha çok bu hastaların yakınlarıdır. Eğer bu dirençsiz kişilerin yakın çevrelerinde halen dışarıya lepra basili çıkaran tedavisiz bir lepralı hasta varsa ve bu kişiyle uzun süreli ve yakın teması olmuşsa bunun sonucu olarak damlacık yoluyla alacakları çok sayıdaki lepra basili nedeniyle hastalığa yakalanabilirler. Bulaşma genellikle aynı aile içindeki büyüklerden 10-11 yaşına kadar olan çocuklara yönelik ortaya çıkmaktadır.”

Hastalığın belirtilerinin, mikrop vücuda girdikten 2-7 yıl sonra ortaya çıktığı için tanı koymanın zorlaştığını belirten Dr. Ertuğrul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vücudun herhangi bir yerinde deriden açık renkte, oval veya yuvarlak, kabarık olmayan, hiçbir şikayet yaratmayan kepeksiz, bazen hafif duyu kusuru gösteren leke, yine vücutta değişik büyüklükte, keskin sınırlı, pembe-kırmızı-mor renkli kabarıklıklar, kol ve bacaklarda his kaybı veya azalması, bazı hareketleri yapmada zorluk ve güç kaybı, burunda tıkanıklık ve zaman zaman görülen hafif kanamalar, kaşların uçlardan dökülmesi bu hastalığın belirtileridir” Cildiye Uzmanı Dr. Vehip Ertuğrul, teşhisi gecikmiş ve düzenli tedavi görülmemiş durumlarda 10-15 yıl sonra sakatlıkların gelişebileceğini, bu yüzden belirtilerden bir kaçının olması halinde bir cildiye uzmanına başvurulması gerektiği uyarısında bulundu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı