İftardan sonra yürüyüş önerisi

PAÜ Baş Diyetisyeni Selami Helvacıoğlu, Ramazan ayında oruç tutma niyetinde olan bireylerden; kalp damar sistemi, diyabet, tansiyon ya da benzeri rahatsızlığı olanların, mutlaka hekimlerine danışıp, onay aldıktan sonra oruç tutmaları gerektiğini söyledi.

“Su kaybını telafi edilmeli”
Helvacıoğlu, “Bu sene Ramazan ayının yaza denk gelmesiyle sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısında bir artışa neden olur ve metabolizmamız bu duruma adapte olmaya çalışır. Sıcaklıkla beraber terleme oranımız artar ve bu artışa bağlı olarak vücudun su ve mineral kaybı artış gösterir. Bayılma hissi, baş dönmesi, bulantı gibi sağlık problemleri yaşanabilir. Bu sağlık problemlerinin oluşmaması için kaybedilen su miktarı mutlaka telafi edilmeli ve günde en az 2-2.5 litre (12-15 su bardağı) su tüketilmelidir. Ayrıca soda, ayran, taze sıkılmış meyve suyu, yeşil çay vb. içecekler sıklıkla içilmelidir. Hatta oruçla beraber aşırı hareket varsa mineral kaybı da yüksek oranda olacağından (sağlığımız el veriyorsa) tuzlu ayran ve soda tüketimi mutlaka tercih edilmelidir” dedi.

“Sahurda hafif bir öğün tercih edin”
Helvacıoğlu, “Ramazan ayında beslenme sayımız sahur ve iftar olmak üzere 2 ana öğün ve bu iki öğün arasında 2-3 ara öğün olacak şekilde düzenlenmelidir. Sahur asla atlanmamalı ya da sahurda sadece su içilmemelidir. Çünkü sahur yapılmazsa bu yaklaşık 20 saatlik bir açlık süresi oluşturur ve kan şekeri çok düşük olacaktır. Sahurda, o saatlerde metabolizmamız dinlenme seviyesinde olacağından yani yavaşlamış olacağından, süt, yoğurt, peynir, haşlanmış yumurta içeren bir kahvaltı ya da çorba, zeytinyağlı sebze yemekleri ve yoğurt, salata içeren hafif bir öğün tercih etmek gerekir” diye konuştu.

Sütlü tatlıları önerdi
İftarda fazla yemek yenmemesi ve besinlerin hızlı tüketilmemesi gerektiğini ifade eden Helvacıoğlu, “Kan şekerimizdeki düşüklük hızlı ve fazla yemek yeme isteği uyandırır ancak sağlık açısından risklidir. Ayrıca iftar sofrasında ağır ve çok yağlı yemekler tercih edilmemelidir. İftar yemeklerinde peynir, domates vb. kahvaltıyla veya çorbayla yemeğe başlanmalı 10-15 dakika sonrasında az yağlı et yemekleri veya sebze yemekleri tüketimi tercih edilmelidir. Zengin posa içeriği açısından muhakkak salata soframızda bulundurulmalıdır. Ayrıca düşük olan kan şekerimizi dengelemek açısından glisemik indeksi düşük olan bulgur pilavı, kepekli makarna ve kepekli ekmek tüketimi tercih edilmelidir. Ayrıca bu besinler beslenmemizde zengin bir posa içeriği sağlayarak bağırsak aktivitemize faydalı olacaktır. Tatlı olarak hamurlu ve yağda kızartılmış tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Bu tercih hem metabolizmamız için önemlidir hem de oluşacak sağlıksız kiloları engelleyecektir” dedi.

“Meyve yemeyi unutmayın”
Ramazan’da meyve tüketiminin de çok önemli olduğunu ifade eden Helvacıoğlu, “Oruç metabolizmamız (özellikle sindirim sisteminde) açısından dinlenme ve toksinlerden arınma sağlayacaktır. Eğer iftarda, sahurda ve ikisi arasındaki tercih edilen 2 ara öğünde birer porsiyon meyve tercihi yaparsak bu anlamda orucun bu işlevlerine çok büyük destek sağlamış oluruz. İftardan sonraki ara öğünlerimizin sayısını yüksek tutmak (3 kadar) ancak bu ara öğünlerde tüketilen besin miktarını düşük tutmak çok faydalı olacaktır. Unutmayın ki tüketilmesi gereken besin miktarında Ramazan ile birlikte bir artış söz konusu değildir. Vücudumuza gerekli olan enerji tüketimi ramazandan önce ne ise aynen devam etmektedir. Besin tüketiminde eskiye oranla bir artış gösterirsek fazladan kilo olarak karşımıza çıkacaktır ki bu durum oldukça sağlıksız bir durumdur” dedi.

“İftar sonrası yürüyüş çok önemli”
Helvacıoğlu, iftardan sonra yürüyüş tavsiye etti. Helvacıoğlu, “Ayrıca iftar yemeğinden sonra dinlenmeye çekilmemeli, televizyon karşısında oturulmamalı veya koltuğa uzanılmamalıdır. Bu durum her ne kadar keyif verici de olsa da sağlıksız bir durumdur ve zaten Ramazan’da oruçla beraber azalmış olan hareket sonucu kilo almamıza neden olacaktır. İftar yemeğinden sonra yürüyüşe çıkmak, sağlığımız açısından çok önemlidir” dedi.