REKLAMI GEÇ

KİME OY VERELİM

28 Ekim 2015 Çarşamba

Seçmen olarak tercihlerimizde hataya düşmemek için her partiyi yakından incelemek zorundayız. Gaza gelerek değil aklımızı kullanarak, biraz kafa yorarak oyumuzun yönünü belirlemek gerek.
Partiler hakkında şunlara bakmak gerek;
1-Şimdiye kadar siyasi yaşamdaki söz ve davranışları, sergilediği tutum.
2-İktidar olmuşsa icraatları.
3-Seçim vaatleri ve bu vaatlerin ülke/dünya siyasi ve ekonomik gerçekleriyle ne kadar uyumlu, gerçekçi olduğu…
4-Partinin, liderinin (kadrolarının)gerçek bir vatansever olması ve dünya arenasındaki uluslararası satranç oyununda ne kadar başarılı olabileceği…

Son maddeyi vurgulamak, biraz açmak için küreselleşme dedikleri şeyi tekrar hatırlayalım.
Kısaca tarif edersek; “Tüm dünya bir ülke gibi, her ülke pek çok açıdan birbirine bağlı.”
Bu bağlılık berbat bir gerçeği içinde barındırıyor. Küresel dünya düzeninde büyük ülkelerin çok açık bir hakimiyeti, sömürünün bir başka versiyonu var.
Böyle bir ortamda çok cılızlara Allah selamet versin. Bizim gibi orta boy ülkeler için ise liderinin uluslararası arenada usta oyuncu olması müthiş önemli. Ekonomimiz, geçimimiz ve refahımız asgari ücretimiz inanın hep buradan geçiyor.
Her şey uluslararası arenadaki bu oyunda az verip çok alabilmeye bağlı. Durum bu olunca; mesela, benim gibi bir romantiği bu ülkeye lider yapamayız..
Bu konuyu son madde olarak değil, belki de ilk madde olarak ele almak gerek. Bu kadar önemli. İktidar olmuş, denenmiş partileri değerlendirmek daha kolay. Yaptıkları var, yapmadıkları var. Yapamadıkları için ortaya koyduğu ya da bizim görebileceğimiz mazeretleri var ya da yok. Sonuçta icraatları var, işimiz epey kolay.

Muhalefette kalmış partiler için bir parça zorluğumuz olsa bile sağlıklı bir değerlendirme imkansız değil. Şöyle yapabiliriz. Muhalefette olsa bile bir siyasi partinin kuruluşundan bugüne kadar geçen zaman içinde ülkenin yaşadığı siyasal gelişmeler karşısındaki duruşu ve verdiği tepkiler iktidar olduğunda neleri yapacağı, nasıl bir iş çıkaracağını görmemizi sağlar. Darbeler, muhtıralar olduğunda nasıl bir duruş sergilemiş, özgürlükler çeşitli biçimlerde kısıtlandığında ilkeli mi, çifte standart içinde mi idi?
Ekonomi ve refah için sürekli projeler öneren bir parti miydi, yoksa heeep eksik kalan noktalara dikkat çekmekten öteye geçmeyen bir görüntüsü mü önümüzde?
Muhalefetteki partilerin iktidar olduğunda ne yapacaklarını kestirmek pek zor değil yani.
Partilerin vaatlerine, hele hele cebimize yönelik vaatlerine gelince işimiz özellikle bu seçimlerde pek zor, neredeyse hiçbiri kırılmasın diye hepsine oy vermek içinizden geçiyordur.
Ağızlarından bal (para) damlıyor. Kanaatimce biraz ekonomi bilen güvendiğiniz abi, ablanıza sormadan, uzman görüşü okumadan bu vaatleri pek kolay değerlendiremeyiz. Yok yok ben epey ölçüp biçebilirim diyenlerdenseniz sorun yok.

Bendeniz seçmen olarak değerlendirmeye HDP olarak adlandırılan partiden başladım. En kolay onları çözümleyebildiğim için.
Bu partinin Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısından yana olmadığını, özerklik ve benzeri tercihleri olduğunu biliyoruz. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası sistemde Ankara’dan tek bir ses olarak yer almasını da kabul etmeyen bir anlayıştır. Sonuçları da ülkemizin güçsüzleşmesi kaybetmesidir.
Terör örgütü ile aralarına net bir mesafe koyamadıkları da ortadadır. Çünkü terör örgütüne “silahları bırakın”çağrısı yapamıyorlar. Silahlar sussun demek asla aynı şey değil.
Türkiye partisi olmak iddialarına inanmak ise imkansız. Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin sembolü bayrağımızı parti kongrelerinde göstermelik olarak dahi bulundurmayan bir partidir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı