REKLAMI GEÇ

MİLLİ PİYANGO BİLETLERİNİN HEPSİ SAHTE

25 Aralık 2015 Cuma

Prof. Dr Hakkı Gönül Gözü’nün Mutluluk Reçetesi’nin bir bölümünün özeti şöyle. Lütfen sabırla sonuna kadar okuyunuz. Az ya da çok hepimize iyi gelecek.

Bakınız neler yapıp, nelere önem verecekmişiz.

“Asla ve hiçbir nedenle kimseyi kınamıyoruz. Herkes için iyilik güzellik dileyeceğiz. Hiç kimseye zarar vermeyeceğiz.

İnsanlar üzerinden konuşmayacağız. Belki olaylar üzerinden değerlendirmeler yapabiliriz. En doğrusu ise yalnızca ilkeler üzerinden görüş bildirmekmiş.

Dedikodu yok. İftira asla.

Seveceğiz insanları. İlişkilerde KASMAyacağız. Ne o öyle “aman beni yanlış anlama sakın” muhabbetleri falan. Samimi, net olup, kendimizi yeteri kadar kontrol ediyoruz, gerisi gereksiz. Doğal olmak yeter.

Asansörde herkese selam veriyoruz. Selamı almayanlar olsa bile sorun etmiyoruz, devam. Hoşgörünün minik bir kırıntısı bu.

Trafikte yayalara yol veriyoruz, yol hakkı senin olmasına rağmen bunu yapacaksın. Gülümseyen yüz sana da iyi gelecek. Herkes evine daha relax girecek. Bu evdekilere yansıyacak. Dolaylı güzel sonuçları çarpan etkileri tahmin bile edemeyiz. Dönüp sana bile güzellik üretebilir.

Mideyi yüzde yüz doldurmadan sofradan kalkmak, en çok 6-8 saat uyumak, günde yarım saat sıkı yürüyüş mutluluğa giden yoldaki sağlık konuları.

Paraya yalnızca mutluluğa ulaşmamızı kolaylaştırabilecek bir araç olarak bakacağız.

Para konusunda hassas konulardan biri zekat borcumuz. Bunu yerine getirmiyorsak mutluluk bizden uzakta.

Bu bağlamda ibadet konusuna devam edebiliriz. Erkek müslüman, mazereti olmaksızın cuma namazına gidip yaradanla buluşmuyorsa mutluluk kaf dağının arkasında. Beş vakit namazında samimiyetle rabbine dönebilen kadın/erkek herkes için ise mutluluk avuçlarının içinde.

DUA, DUA, DUA Her bir şeyin ilacı, çözümü, barometresi. Bir durup düşünelim. Hangi sıklıkta dua edebiliyoruz? Aksiliklere sövüp sayarken en büyük çözüm noktasına dönüp yardım isteyebiliyormuyuz? Hadi samimi cevaplayalım kendimize.

Ne kadar çok dua, o kadar mutluluk. Sıkıştığında bile olsa yaradana dönmüyor, çareyi güç sandığımız başka yerlerde arıyorsak olmayacak, olmayacak, debelenip duracağız.

Fiili dua diye de tanımlanan çalışmak, gayret göstermek, elinden gelen mücadeleyi yapmak tabiiki zorunlu. “Bunlarla beraber” asıl güç sahibine yakarmaktan bahsediyoruz. Zaten hatırlamayız ki bakışımızın temeli, mutluluk kapısına açılan temel anlayışta şu.

‘Elimden gelen her şeyi yaparım, haksızlıklarla mücadelemi sonuna kadar yaparım, aldığım sonuçlar umurumda değil, onu yaradan takdir eder ve o adildir, hiçbir hesabı ortada bırakmaz.’

Haram lokma asla. Ver Allahım, ne olursa bu kulun yer Allahım geri zekalılığında isen bittin sen. Hiç umut yok. Allah ıslah etsin, tabii ki bu duayı alıyorsan belki, aklın başına dönebilir.

Bu reçeteyi uygulamak için bir engeliniz var mı? Para pul gereklimi? Hayır. O halde mutluluk ya da mutsuzluk bizim tercihlerimize bağlı, ne isyan etmeye hakkımız var, ne sağa sola saldırmaya.

Bir başka ilacımız şu. Hiç değilse yılda bir check-up yapmak. Ne yapıyorum, ne ediyorum, nasıl yaşıyorum bir düşünüp bakmak, doğrulayıp devam etmek. Aman buda önemli, buda bedava.

Yine yılda bir alınması gereken hayati bir ilaç.

Gün hep 24 saat, hafta 7 gün, yıl 365 gün, ömürlerde üç aşağı beş yukarı aynı. Ama vaktini bana ayır diyen yaşama ilişkin uğraş, öneri, bilgi kaynağı oyuncak ve benzerleri o kadar çoğalıp çeşitleniyor ki müthiş, takip edilemez boyutta. Eğer 24 saatte neye ne kadar zaman ayıracağımızı, bilgi kirliliğinden, yaşam biçimi sanmaya başlayabileceğimiz garipliklerden nasıl korunabileceğimizi saptamaz ve bunu ciddiyetle uygulamazsak eyvah. Yandı gülüm keten helva. Bir bakmışız, yıllar ömür tükenmiş biz onarılmaz bir boşluk içindeyiz. Uzaylı yaratıklar gibi bir garip tip. Aman ha… Kumanda bizde olmalı, sürüklenip gitmek çok kötü bir durum.
Mutluluğa dair önemli detay da şu. Mutluluk yolun sonunda daha net değerlendirilir. Güç sahibiyken ezip geçenler unutmasın, bir gün mutsuzluğun ensenizden yapışacağı kesin. Demedi demeyin.

Kıymetli okurlar, piyango biletleri mutluluk vadediyor. Hocamın yukarıdaki analizine göre bu vaad yalan, öyle olunca sizce de tüm biletler sahte değil mi?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı