
ANAYASAL BİR TÜRK FİLMİ…
5 Nisan 2010 Pazartesi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa yapmanın veya değiştirmenin kanun yapmaya benzemediğini, çok zor olduğunu belirterek, “Virgülü, noktası, ‘de’si, ‘da’sı, her kelimesi önemli. Anlamı, yorumu etkiler” demişti geçen hafta içinde.
Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zardari’nin resmi davetiyle İslamabad’a giderken uçakta sorularını yanıtlayan Gül, “TBMM, Anayasa konusunda üzerine düşeni yapacak. İmbikten geçirme titizliğiyle Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi doğru olur” mesajını da vermeyi ihmal etmedi.
Bende bu “İMBİKTEN GEÇİRME” olayının ne olduğunu çok merak ettim. Girdim internete ve araştırdım. Bakın neyle karşılaştım.
İMBİK: İçki yapmakta da kullanılan, ısı ve damıtma işlemini ayni anda gerçekleştirmek için kullanılan genelde metalden (tercihan bakır) çeşitli yuvarlak şekillerdeki alet. Çok büyükleri fabrikalarda bulunur. Kaçak içki yapımı için evlerde küçük modelleri de mevcuttur.
İnsan ister istemez düşünüyor haliyle. TBMM’ de halen AKP’ nin 337 milletvekili bulunuyor. AKP’ nin Anayasadan sorumlu vekili Burhan Kuzu’ nun, “KUZU KUZU DURAN” bu millet için, “daha fazla demokratikleşme ve özgürlük” adına Meclis Başkanına bile taslağı hazırlayan olarak imzasını attırdığı değişiklik paketini, Cumhurbaşkanına göre, “imbikten geçirme titizliğiyle” gerçekleştirecekler. İmbikten geçirme işleminin alkollü içki yapımında kullanıldığını da düşünürsek, bizim AKP’ li vekiller bizi sarhoş etikten sonra da bize ve durmadan uğraştıkları BAĞIMSIZ!!! YARGIYA, ne yapacaklar bilemiyoruz. Üstüne bir de Başbakanın bu anayasa değişiklik paketini “HAP” şeklinde hazırladıklarını, paketteki maddelerin tamamını, ya “EVET” ya “HAYIR” diye oylanarak tek bir seferde yutulabileceğini söyleyince ister istemez düşünmeden edemiyor insan. CHP lideri Deniz Baykal’ın da bu “HAP” şeklindeki hazırlanan taslağın millete, Nuri Alço’ nun oynadığı filmlerindeki gibi, gazozun içine “HAP” atarak, kötü emellerini genç ve saf kızlara gerçekleştirmesindeki gibi kullandığına benzetmesi de çok isabetli olmuş nedense? Burada saf ve temiz duygularla, 22 Temmuz seçimlerinde AKP’ ye % 47 oy vererek yeniden seçen milletimizin, bu saf ve temiz duygularını yine gazozuna “HAP” atarak mı, yoksa “İMBİK” ten geçirerek damıttığı içkiyi sunacağı kadehten BİR DİKİŞTE içirerek mi kötü emellerine alet edecek iktidar partisi, diye düşünmeden de edemiyor insan.
Bu anayasa değişiklik olayını ben, Baykal’ ın benzetmesinden de esinlenerek, eski Türk Filmlerine benzetiyorum. Başrollerinde Hulusi Kentmen, Filiz Akın veya Hülya Koçyiğit veya Türkan Şoray ile Nuri Alço’ nun oynadığı bir Türk Filmi. Yapılan açıklamaları dinlediğimizde, filmde rol alan sanatçılar;
Hulusi Kentmen: Milleti sürekli uyarması ve doğruları göstermede her yolu denemesi nedeniyle babacan tavırlı iyi adam rolünde, “Bağımsız YARGININ!!! en üst seviyedeki organları ve muhalefetin bu role biçilmiş kaftan olduğunu değerlendirdim.
Filiz Akın veya Hülya Koçyiğit veya Türkan Şoray: Saf ve temiz duygularıyla, köyünden çıkıp gelmiş genç kız rolünü, milletimize benzettim.
Nuri Alço: % 47 oyu alarak iktidara gelip her tür icraata imza atarken bunu millet adına yapan AKP ve PKK’ nın meclisteki sözcülüğüne soyunmuş gibi durmadan beyanatlar veren BDP’ lileri ve durmadan iç ve dışişlerimize karışmaktan bitap düşen EMPERYALİSTLERİ (AB ve ABD) de bu rol biçilmiş kaftan olurdu herhalde.
Hap: Hazırlanan anayasa paketinin İMBİKTEN geçirilerek uyuşturucu etkisi ile millete prospektüsü dahi okutulmadan yutturulacak tek kullanımlık “YEŞİL REÇETE” ile alınan halidir.
Bu filmde HAP’ı yutarken, asla suya gerek kalmayacak. Ya boğazımızda kalacak, ya midemizi delecek ama sonuçta bizi, öyle ya da böyle derin bir uykuya daldıracak ve ne yazık ki, birilerinin kötü emellerine de alet edilmiş olacağız eninde sonunda.
Bu arada konuyla ilgisi yok ama, Başbakan, Obama’ nın başkan seçildiğinde kendisine yapması gerekenleri “Dik duracaksın ama asla diklenmeyeceksin” diye verdiği öğüde, bizzat kendisi nezaketen de olsa uyuyor tüm Kasımpaşalılığına rağmen. Sözde Ermeni Soykırımını, Temsilciler Meclisinden geçiren ve Washington Büyükelçimiz Namık Tan’ ı geri çağırıp ta diğer eyaletlerdeki elçilerimizi çağırmayarak bir süredir tavır aldığımız ABD’ ye, Obama’ nın daveti üzerine “Konuşulacak çok konu var. Bu nedenle kesinlikle gitmem gerekiyor” diyerek gitme kararı almış. İsrail Cumhurbaşkanına gelince “ONE MİNUTE” çeken Başbakan, nedense ABD Başkanına gelince “GEMİCİĞİNİN YELKENLERİNİ SUYA İNDİRİVERİYOR” nedense!!!
Son olarak, Cumhurbaşkanının, anayasa değişiklik paketini hazırlayanlar arasında Meclis Başkanı M.Ali Şahin’ in de imzasının bulunması nedeniyle çıkan krize, son noktayı da koymuş. “Eğer böyle bir durum varsa, üzerine ÇİZİK atarız” demiş. Benim bildiğim çizik, ya “KESTANE”ye ya da “UYUŞTURUCU HAMMADDESİ” olan “HAŞHAŞ”a atılır. Cumhurbaşkanı, Çankaya köşkünün bahçesinde haşhaş ekimi yaparsa, kıyamet kopacağına göre, muhtemelen “KESTANECİLİĞE” soyundu demektir.
“ANAYASA PAKETİ KEBAP, İMBİKTEN GEÇİRİLMİŞ HAP GİBİ YUTMASI SEVAP, GELDE BİR KERECİK TADINA BAAAAAKKKKK”
(Çoban Rıfat’tan…)