DEĞERİNİ BİLENE…

Mayıs’ın ilk haftası Denizli’deydik…

Türkiye’nin en büyük çevre vakıflarından biri olan TÜKÇEV’in (Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı) her yıl gerçekleştirdiği Çevre ve İnsan Sağlığı Sempozyumu’nu, bu yıl Denizli’de yapalım istedik…
İstedik; çünkü bu vakfın başkanı, Denizli’nin yakından tanıdığı, aynı zamanda da Denizlili ve Denizlililer tarafından sevilen bir isim olan, eski vekillerimizden Av. Beyhan Aslan’dı…
Vakıf basın müşaviri olarak ise bendeniz birkaç aydır görev yapmaktaydım…
Durum böyle olunca da, bilim çevreleri ve çevreci STK’lar tarafından çok önemsenen ÇEVSA’13’ü Denizli’de yapmaya karar verdik…
Hem de İzmir başta olmak üzere, birçok büyük kent devlet ve özel üniversitelerinden, valiliklerinden yoğun talep gelmesine rağmen…
3 gün boyunca Türkiye’nin dört bir yanından gelen bilim insanları, medya mensupları ve siyasetçiler belirlenen alanlarda görüş bildirdiler, tartıştılar…
Gerçekten de dolu dolu bir sempozyum geçti…
Elektromanyetik yoğunluğun, iklim değişikliklerinin, kullanımda israfın, medya ve yerel yönetim yaklaşımlarının, içme ve kullanıma yönelik su kaynaklarının değerlendirilmesinin, şehir yaşamı etkisinin, kamusal faaliyetlerin, yeşil alanların varlığının, katı ve sıvı atıkların, genetiği değiştirilmiş besin maddelerinin, sivil toplum kuruluşlarının çevre-insan sağlığı üzerine etkileri ve hukuksal boyutları tartışıldı…
3 gün süren 2. Ulusal Çevre ve İnsan Sağlığı Sempozyumu boyunca 11 adet panel, 15 adet sözlü bildiri ve 12 adet poster bildiri sunumu gerçekleştirildi…
Buraya kadar bir sıkıntı yok…
Ama; ne yazık ki her zaman olduğu gibi, bu sefer de belediye başkanları, oda başkanları, işadamları, siyasetçiler ve STK yöneticileri beni hiç şaşırtmadı…
Yurdun en uzak bölgelerinden insanlar bu sempozyuma paralarıyla kayıt yaptırıp gelirken, bizim ahali, davetiye gönderildiği halde zahmet buyurup teşrif etmedi…
Sempozyumun etkisi bilim çevrelerinde ve medya kuruluşlarında bir hafta boyunca kendisini gösterdi…
Başlarken ve bittikten sonra da TÜKÇEV’E ve Vakıf Başkanı Beyhan Aslan’a telefonla, mail yoluyla Türkiye’nin birçok kentinden destek ve teşekkür mesajları yağdı…
Biz de kendilerine çok teşekkür ediyoruz…
Böylesine önemli bir sempozyumun değerini bilmeyerek, TÜKÇEV gibi yıllık bütçesi trilyonlara varan Türkiye’nin en büyük çevre vakfını, Denizli’nin Kanarya Sevenler Derneği ile karıştıranlara ise liyakat-i müstahak, şahsiyetle eşdeğerdir, diyerek yazımı noktalıyorum…