REKLAMI GEÇ

ASKERİN DEĞERİ …

5 Mart 2010 Cuma

2 Dünya Savaşı sonrası, çok partili sisteme geçilmiş, Adnan Menderes’in Başbakanlığında Demokrat Parti ezici çoğunlukla iktidara gelmiş. Türkiye NATO üyesi olabilmek için başvuruda bulunmuş. Bu sırada patlak veren Kore Savaşı’na katılması halinde üyeliğe kabul edileceği söylenmiş. ABD Dışişleri Mr. Dalles NATO’ ya en ucuz mal olan askerin Türkiye’ den temin edebileceğini ve maliyetinin de “23 CENT” olduğunu söylemiş. Başbakan Adnan Menderes’ te, askere verdiği değeri “BEN BU ORDUYU YEDEK SUBAYLARLA İDARE EDERİM” diyerek pekiştirmiştir. Sonrasını hepimiz biliyoruz malum, “Askeri darbe!”. Kısaca 1950’ li yıllarda askerimiz ABD’nin biçtiği değer “23 cent” .

12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar geçen süreçte ABD, muhtemelen askerimize yatay seyir izleyen bir değer biçmiştir. Bu tarihte askeri darbe yapan ordu için ABD’li yetkililerin “BİZİM ÇOCUKLAR” tabirini kullanması ise askerin paha biçilemez olduğunun göstergesi olmuştur.

Özal’ın, 1’ inci Körfez Savaşı sırasında ABD isteklerine paralel olarak “BİR KOYUP, ÜÇ ALMAK” maksadıyla ikna edemediği orduya karşı bakışın yeniden değişmesine neden olmuştur. Hatta askeri bir tören kıtasını “BERMUDA ŞORTLA” denetlemesi ise borsa endeksi gibi askerin değerini düşürmeye yönelik bir spekülasyon niteliğinde olduğu otoritelerce değerlendirilmiştir.

RP-DYP koalisyonu ile Erbakan’ın başbakanlığı döneminde, askerin hiçbir zaman affetmeyeceği irtica tehlikesine karşı, 28 Şubat sürecini başlatarak, Erbakan’ın alaşağı edilmesi ve sonrasında Anayasa Mahkemesinin Refah Partisini “laikliğe karşı eylemlerin odağı olmaktan” dolayı kapatması ve birçok üyesine de siyasi yasak getirmesi, askerin değerini artırmış ve cumhuriyet ve onun temel değerlerinin bekçisi olması konusundaki tekelciliğine de vurgu yapmıştır.

2002 genel seçimlerinden sonra, iktidara gelen AKP hükümetinin 8 yıllık iktidarı döneminde değişen konjonktür içerisinde, ABD olan ikili ilişkilerde yegane muhatap kendisini görmesi nedeniyle “BİZİM ÇOCUKLARIN TACA ÇIKARILDIĞI” anlaşılmıştır. Bu süreçte ABD’ nin Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) eş başkanı olarak RTE’yi seçmesi ise, kapısında tırmalamaktan helak olduğumuz AB ve ABD’nin gözünde askere verilen değerin taban seviyelere indiğini göstermektedir.

Ergenekon davası, gömülü bulunan silahlar, ıslak mı, kuru mu imzalı olduğuna hala karar vermekte zorlandığımız “Fetullah Gülen ve AKP’yi bitirme ve irtica ile mücadele planı”, askerlerin ararken bulamadıkları, adresini ezberleyemedikleri bilgisayar satış firmasının krokisi ile Bülent Arınç’a suikast planladıklarının ortaya çıkması ve Seferberlik Tetkik Dairesi ya da diğer adıyla “Özel Harp Dairesinin” kozmik bürosunda suikast planlarının aranması, denizci askerlerin buzdolabının motor bölümüne sakladıkları iki satırlık imzasız suikast planları, Balyoz Darbe Planı iddiaları ile gözaltına alınan emekli ve muvazzaf askerler nedeniyle iyice abandone olan Orduyu ABD’nin son dönemde gözden çıkardığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde askere ABD’nin biçtiği değeri nasıl değerlendirmek gerektiği konusunda yorum yapmaktan kaçınan uzmanlar, borsada tabelasının gizlice kapatıldığı konusunda görüş birliğinde olduklarını da açıklamaktan çekinmektedirler. Sahi, ABD açısından askerimizin değeri şimdi nedir, bilen var mı acaba? Ya halkımızın gözündeki değeri?

Lütfen, ABD Dışişleri Bakanı Mr. Dalles’in askerimize biçtiği “23 cent”lik değere karşılık Nazım Hikmet’in “23 SENTLİK ASKER” şiirini okumanızı salık veririm. Askerimize verilen değer orada bulacağınızı umuyorum.

(ÇOBAN RIFAT’TAN…)

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı