REKLAMI GEÇ

KIYAMET DEDİĞİN…

20 Aralık 2012 Perşembe

Tutturduk bir kıyamet muhabbeti gidiyoruz…

Hem sonumuzdan korkuyoruz, hem de hiç sonumuz gelmeyecekmiş gibi yaşıyoruz…

Büyüklerimizi dinlemiyor,

Küçüklerimizi korumuyor,

Muhtaca el uzatmıyor,

Doğaya sahip çıkmıyoruz…

Yaradan’ın sonsuzluk mesajlarını kulak ardı yapıyor,

Kul hakkını peynir ekmek gibi yiyor,

O’nun tüm insanlık için gönderdiği kitabı, hem siyasete hem de ticarete alet ediyoruz…

Birbirimizi düşman belliyor,

Kinimize, nefretimize, kibrimize ve hırsımıza engel olamıyor, nefsimize yenik düşüyoruz…

Yaradan’ın emanetlerini ehil olmayanlara teslim ediyor, hem toplamsal yaşama hem de varoluş gerçeğine ihanetle cevap veriyoruz…

Ondan sonra da kalkıp, kıyamet korkusunu yüreğimizde ve beynimizde yaşatıyoruz…

Aslında, yukarıda saydıklarımı bir an için düşündüğümüzde ve birazcık da olsa dönüp kendimize baktığımızda, Yaradan’ın bizden beklediği “Kur’an-sal kul olma” kriterlerinden ne kadar da uzağa düştüğümüzü ve her Allah’ın günü milyonlarca kıyamet ortamını tüm hücrelerimizde yaşattığımızı anlamakta hiç de zorluk çekmeyiz…

Diğer türlü, bu dediklerimi anlamayanların, Mayaların 21 Aralık 2012 tarihini, 144.000 gün içeren Haab Takvimi’nin son günü olarak belirlemesini ve beyinlerimizde gerçekleşecek olan ‘toplu ruhsal değişim süreci’ni, (Affedersiniz ama…) kıçından algılayıp, sadece ve sadece Allah’ın tayin edebileceği gün olan KIYAMET GÜNÜ ile karıştırarak ortalığa düşmesini normal karşılamak gerekmektedir…

Ne diyeyim;

Allah böyle düşünenlere akıl fikir versin…

Düşünmeyenlere de, O gün geldiğinde, O’nun huzurunda yüreği temiz, alnı ak dimdik durabilecek kul olmayı nasip etsin…

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı