REKLAMI GEÇ

LOBİ Mİ, HOBİ Mİ?

3 Ocak 2013 Perşembe

Denizli…

Harika ve dört mevsim bereketli toprakları…

Doğanın sihirli elleriyle ortaya çıkardığı dünya harikası Pamukkale’si…

Binlerce yıllık geçmişi günümüze taşıyan Hierapolis’i, Laodikya’sı…

Tekstili…

Kablosu…

Mermeri…

Kuruyemişi…

Burada sayamayacağım kadar dünyaca kabul görmüş ürün çeşitliliği…

Üretmeye aşık insanı ile Allah’ın dünyada farklı nimetleri bir arada sunduğu ender illerimizden birisi…

Ama bir o kadar da elindeki nimetlerin değerini, ağırlığını, güzelliğini, önemini yeteri kadar algılayamayan, algılasa da bu nimetlerin bu yöreye ve ülkemize katlanarak dönüşü açısından “gerekli dayanışma ve birlikte hareket etme” çalışmalarını hayata geçirmeyen bir Denizli var karşımızda

Muhabbetin yeri geldiğinde, “Biz efeyiz, yalnız oynamaya alışığız” desek de, aslın da bunun Denizlili olarak çok eksik ve yetersiz kaldığımız bir yanımızı saklamak için söylediğimizi de biliriz…

Biliriz; ama bu yanımızın nelere mal olduğunu da, anlamamak için adeta direnç gösteririz…

Gelelim lafın göbeğine…

Diyeceğim şudur ki; biz içinde yaşarken fark etmediğimiz lobicilik, tanıtım ve iletişim faaliyetlerinin yetersizliği yüzünden, gelişim ve kazanç listesinin çok aşağılarında seyretmek durumunda kalıyoruz…

Bu nedenden dolayı da,

50-60 yılda bir bakanımız oldu, diye sevinç çığlıkları atıyoruz…

Konya hattına, sırf Mevlana olduğu için hızlı tren hattı çeken güç, tüm dünyanın tanıdığı Pamukkale’yi es geçtiğinde, şaşırma zahmetinde bile bulunmuyoruz…

Bir çuval leblebi bile üretmeyen Çorum, bizim gönderdiğimiz leblebi ile gözümüzün içine baka baka marka olurken, biz sesi kısık bir şekilde yeni oluşan dost muhabbetlerinde “Aslında o leblebi bizim leblebimiz, biliyor musunuz?” demekten utanç bile duymuyoruz…

Daha çok şey yazmak mümkün…

Ama geçmişin olumsuzluklarına daha fazla takılmadan, yapılması gerekeni dillendirmek isterim…

Denizli, gerçek değerini ortaya çıkarmak ve hem Türkiye’de hem de Dünya’da marka bir isim olmak istiyorsa, lobicilik faaliyetlerini, artık bir hobi zihniyetiyle ele almamalı ve gereğini yapmalıdır…

Eğer biz başta Ankara’da devletin ve hükümetin etkili güçleri arasında güçlü bir lobi faaliyeti oluşturmayı başaramazsak, ne siyaseten, ne de ekonomik olarak hak ettiğimiz aşamalara ulaşamayız…

Bunun içinde lobi+tanıtım+iletişim=güç kavramı üzerinde durulmalıdır…

Çünkü;

1. Lobicilik siyasal karar alma mekanizmalarını etkilemek demektir.

2. Tanıtım somut hedeflere yöneliktir. Yöntemleri, mesajları, bütçesi, eylem planlarıyla kapsamlı bir iletişim stratejisinin temel direğidir.

3. İletişim 21. yüzyılın en önemli ulusal ve uluslararası ilişkiler boyutudur. Birbirine bağlı birçok etkenin bileşkesidir: Bilgilendirme, lobicilik, tanıtım, medya, bilgi teknolojileri, reklam, pazarlama, markalaşma, kültür, edebiyat, müzik, sinema, turizm, insanlar arası ilişkiler…

Lobi etkinliğinin amacı, gündemdeki konuları temsil edilen çıkar grubu açısından değerlendirmektir. (ki bu çıkar gurubunun adı, ortak paydamız olan DENİZLİ’dir.) Araştırma yapmak, bilgi üretmek ve bunları tutum belgelerine ve eyleme dönüştürmek. Çoğu zaman bir yasa tasarısı veya uygulamanın belirli maddeleri veya tamamı hedeflenir. Savunulan görüşlerin siyasetçi veya bürokratlarla görüşme, yazılı bilgi sunma, toplantılarda söz alma gibi doğrudan yöntemlerle etkili olmasına çalışılır. Ayrıca dolaylı etki kanalları da devreye girebilir: medya, kamuoyu yaratma, konferanslar, mektup kampanyaları, diğer baskı grupları ile işbirliği… Genelde bu etkinlikler demokratik sürecin bir gerçeği olarak olumlu görülürler.

Tabi ki iyi bir lobi faaliyetinin temelini sağlıklı fiziki şartlar, bu şartların ısıttığı ortamlarda etkili olabilecek ekipler, beyin fırtınaları ve ortaya konulacak irili ufaklı projeler olmazsa olmaz, bir anlayışla ele alınmalıdır…

Buradan baktığımızda, geçtiğimiz aylarda Denizli Belediyesi tarafından Ankara’da gerçekleştirilen ‘irtibat ofisi’ açılışı beni umutlandırmıştır. Bu ofis, aynı zaman da Ankara’da Denizli için önemli işlere imza atan Denizlim Derneği’nin de evi gibi olacak…

Derneklerin, lobi çalışmalarında ne kadar önemli olduğunu düşündüğümüzde, böyle bir birlikteliğin önemli faydaları olacaktır…

Bu vesileyle de, Denizli Belediyeciliğin tarihinde ilk kez bir Başkanın, Ankara gibi önemli bir kentte lobi faaliyetlerinin yürütülmesi için gayet güzel donatılmış bir irtibat ofisi açmaya ihtiyaç duymuş olması bence küçük gibi görülen, büyük ve önemli adımlardan biridir…

Bundan sonraki süreç de, bu güzel donatının, dost muhabbetlerinin yapıldığı bir yer olmasının yanı sıra, lobi faaliyetlerinin Denizli için projelendirilerek hayata geçirileceği bir merkez gibi kullanılmasını da önemsemek gerekir…

Ben, böyle bir ofisin önemini görüp Denizli’ye kazandıran Başta Denizli Belediye Başkanımız Osman Zolan olmak üzere,  katkılarını esirgemeyen Valimiz Demir’e, milletvekillerimize, Ankara Denizlim Derneği Başkanı Hasan Oymak’a ve tüm emeği geçenlere, Denizli adına teşekkürlerimi iletiyorum…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı