OKUMAK MI?
30 Ekim 2009 Cuma
Ama, kitap okumamak için her türlü bahaneyi uyduran bir milletin, kitap okuma alışkanlığı edinmesini sağlamak hiç de kolay bir iş olmasa gerek…
“İşten geldim, yorgunum…”
“Okuduk da ne oldu?”
“Kitap fiyatlarından haberin var mı?”
Ve buna benzer daha nice bahaneler…
Televizyonda dizi izlemeye, internetin başında sörf yapmaya günde 4-5 saatimizi ayırırken, kitap okumak söz konusu olduğunda bahanemiz bol…
Kitap okuma konusunda gerçekten de berbat bir durumdayız…
Medeniyetin beşiği dediğimiz memleketlerde kitap okumayanlara tuhaf gözle bakılırken, bizim memlekette tam tersini görebilirsiniz.
Nasıl görmeyelim ki…
Öğretmenlerin yüzde 8’inin hiç kitap okumadığı, yüzde 39’unun da bu konuda bilgi vermek istemediği, yüzde 28’inin da ayda bir kitap alabildiği ve okuma oranının yüzde 4,5’da kalan bir ülke düşündüğümüzde, kitap okuyanı gördüğümüzde tuhaf tuhaf ve ayıplarcasına bakmamız çok normal bence…
Bazı Afrika ülkelerinden bile geri kaldığımızı da bütün bunlara eklersek, tam bir “Vay halimize!” vaziyetleri…
*Japonya’da toplumun yüzde 14’ü, bizde 0.01’i,( Dünya sıralamasında Malezya, Libya ve Ermenistan’ın bile arkasındayız…)
*Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyorken, bizde 6 kişiye yılda bir kitap düşüyor.
* Türkiye’de bir kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın, tam 300 katını bir Norveçli ayırıyor.
* Türkiye de çocuklar okuma becerileri açısından 35 ülke arasında 28.
* İhtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada
* Türkiye’de öğrencilerin sadece yüzde 19’u 25’ten fazla kitaba sahip.
* Türkiye’de kitaba yılda harcanan para 45 sent.
* Kütüphaneye gidenlerin sadece yüzde 8’i kitap okumaya gidiyor.
* Sadece dört anne babadan biri çocuklarının okuma alışkanlığını geliştirmek için çaba harcıyor.
Özetle okumayan- anlayamaz, anlamayan- anlatamaz, anlatamayan da öğretemez…
Tabi ki öğrenmeyen bir toplum da gelişemez…