Yanıldıklarımız…
9 Ekim 2012 Salı
Biz insanlar, doğal yapımız gereği yanılma payı yüksek varlıklarız…
‘Yanılma payı’ndaki en büyük payı ise, aklımıza olması gerekenden çok daha fazla güvenmemiz almaktadır…
Olması gerekenden, diyorum; çünkü provoke bir çok duygunun (hırs, kibir, öfke v.b) esiri olmaya her zaman hazır ve nazır olan aklımız, bilgiye dayanmaktan daha çok hislerimize ve ön yargılarımıza veya hayalini kurduklarımıza göre şekillenmekte, doğalar olarak da yanılgı dediğimiz yıkıcı sonuca sıkça toslamamıza neden olmaktadır…
Şöyle bir çevremize baktığımızda, bunun bir çok örneğini görmemiz mümkün…
Mesela: (!)
1 Denizli’yi AKP’nin elinden alacağını söyleyenlerin, bunu gerçekleştirmek için AKP’nin neden başarılı olduğunu anlamak yerine, sürekli olarak onun başarısızlıklarına odaklanması…
2 Siyasette partinin değil, kişilerin başarılı olması gerektiğini sananların, bir süre sonra kendi ayaklarına kurşun sıktığının bile farkına varmaması…
3 Gerçek başarının, küçük de olsa insanın kendi beyni ve eliyle hayata geçirilen başarı olduğunu anlamayanların, vefa duygusunu olabildiğince abartarak, başkalarının başarılarının arkasına saklanıp, farkında bile olmadan kendi kişiliğini sıfırlaması ve sonunu hazırlamaya başlaması…
4 Güçlü olabilmenin yollarından birinin de, gerektiği zaman güç birliği yapabilecek fedakarlıklara sahip olmaktan geçtiğini, iş işten geçtiği zaman anlaşılması…
5 ‘Ezber bozan’ insanların önemini ve toplumsal gelişimdeki yerini anlamakta zorluk çekenlerin, bu gibi insanlara destek olmak yerine, karşısına dikilerek aslında kendisine ve içerisinde bulunduğu topluma büyük kötülük etmesi…
……………
Yukarıdaki tespitlerin hemen karşısına, aslında Denizli’den çok güçlü kişi ve kuruluş isimlerini (siyasi parti, siyasetçi, bürokrat, işadamı v.b) koyarak örnek vermemiz mümkündür… Fakat benim amacım bu kişi ve kuruluşları rencide etmek değil, onları uyarmak ve şapkalarını önlerine koymalarını sağlamaktır… (Yarası olanın gocunmasında da, benim için bir sakınca yoktur…)
İnşallah amacıma ulaşırım…
NOT: Haftaya “Adnan Keskin’in işi zor…” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz…