2 PERDELİK SATIŞ HİKAYESİ

2 perdelik satış hikayesi

 PERDE-1

Anlatım, gerçek bir satıştan yola çıkılarak yapılmaktadır.

Söz konusu olan İl Özel İdaresi, dolayısıyla kamunun ve 1971 yılında buraya birikimlerini yatıran 1.867 vatandaşın hakkıdır.

Diyoruz ki;

Dönemin Denizli Valisi Hasan Canpolat, 2007 yılında İl Özel İdaresi’ne izafeten Denizli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nden ASTAŞ Azim Cıvata Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ait arazilerin değer tespiti talebinde bulunmuş. Bilirkişi de üç parseldeki 49 bin 172 metrekare araziye 61 milyon 825 bin lira değer biçmiş.

Denizli İl Genel Meclisi Başkanı Hüseyin Gürlesin yanıt veriyor;

Rakam afaki.

Diyoruz ki;

Mahkemenin talebi üzerine emlak bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda 49 bin 172 metrekare araziye 61 milyon 825 bin lira değer biçilmesine karşın, 4 bin 203 metrekare daha bonus yapılıp toplamda 53 bin 375 metrekare arazi Nisan-2013’te YEDEKS Tekstil Sanayi A.Ş’ye7 milyon dolara satılmış. Bu durumda İl Özel İdaresi ekonomik kayıpta.

Gürlesin yanıt veriyor;

Arsalar gerçek değerinde satılmıştır.

Diyoruz ki;

İl Özel İdaresi yüzde 26.45 payla, 1.867 kişi yüzde 0.26 hisseyle küçük ortak olabilir. Ancak, ASTAŞ Yönetim Kurulu’nun satış ile ilgili karar aldığı toplantıya Özel İdare Temsilcisi katılmamış. İl Özel İdaresi, 61 milyon 825 bin lira değere karşılık 7 milyon dolara gerçekleşen satışa her hangi bir itirazda bulunmamış.

Gürlesin yanıt veriyor;

Çoğunluk hissesine sahip şirket yönetimi, Türk Ticaret Kanunu’nun sağladığı yetkiyle satışı yapmıştır. Küçük ortak olarak bizim bir şey yapmamız mümkün değildi.

Diyoruz ki;

Mitaş, çoğunluk hissesine sahip olabilir ama siz hukuki yollardan bu satışa itiraz edebilir, yeniden bir değer tespiti isteyebilirdiniz.

Gürlesin yanıt veriyor;

Şirket arsalarını niye ucuza satsın?

Diyoruz ki;

Madem öyle, 53 bin 375 metrekare arsa 7 milyon dolara elden çıkarılırken, arazileri alan YEDEKS, sadece 38 bin 565 metrekarelik tek parseli 10 milyon dolardan satışa çıkardı. Alan küçülürken rakam büyümekte ve ortaya 3 milyon dolarlık fark çıkmaktadır.

Gürlesin yanıt veriyor;

Bu durumda, taşınmazın gerçek piyasa rayiçlerine uygun satıldığı ortadır.

 PERDE-2

“Ucuz” ve “afaki” iddialarının ardından, konu İl Genel Meclisi’nin gündemine taşınır.

Arazilerin değer tespiti için inşaat mühendisi, yeminli mali müşavir, harita mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı, şehir plancısı, mimar ve mülk bilirkişisinden oluşan bir komisyonu kurulur.

Komisyon değerlendirme yapıp dedi ki;

7 milyon dolara satılan (güncellenmiş kurla 15 milyon 288 bin lira) 53 bin 375 metrekare arsaların bugünkü değeri 19 milyon 913 bin lira.

Gürlesin yanıt veriyor;

Komisyon raporlarını değerlendiren meclis üyelerimiz, ASTAŞ tarafından satılan arazinin satış bedelinin normal olduğu kararına varmıştır.

O halde bir hesap yapalım…

 1) 7.000.000 dolar x 2.184 TL= 15 milyon 288 bin lira. Komisyonun biçtiği değer neydi? 19 milyon 913 bin 650 lira.

 2) Dolar üzerinde hesaplama yapalım. 19.913.650/2.184= 9 milyon 117 bin 971 dolar.

 3) ASTAŞ, arsaları YEDEKS’e kaça satmıştı? 7 milyon dolara! Bu durumda aradaki fark ne kadar? 2 milyon 117 bin 971 dolar!

 4) Bir de Türk Lirası üzerinden hesap yapalım. Bilirkişi rakamı neydi? 19 milyon 913 bin 650 lira. 7 milyon doların güncellenmiş Türk Lirası karşılığı ne yapıyordu? 15 milyon 288 bin lira. Aradaki fark ne? 4 milyon 625 bin 650 lira.

Rakamlar ortada, işlem basit!

Dolar bazında baktığınızda kayıp ne kadar? 2 milyon 117 bin 971 dolar.

Türk lirası bazında baktığınızda kayıp ne kadar? 4 milyon 625 bin 650 lira.

 Soru: Ortada bir kayıp söz konusu mu değil mi?

 Bir soru daha: Denizlihaber.com’un yaptığı haberlerin bir tanesinde “arsaları İl Genel Meclisi sattı” ifadesi var mı?

 Son soru: Dönemin İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Oklu, arsaların satışı sırasında ASTAŞ’ın Genel Müdürü ağabey Erol Oklu. Basın toplantısı düzenleyene kadar İl Genel Meclisi Başkanı Hüseyin Gürlesin ismi hiçbir haberde yoktu. Abi – kardeş, Genel Sekreter – Genel Müdür etikliği konuşulurken, haberlerde ismi geçmeyen Hüseyin Bey; haber yapanları yalancılık ve iftiracılıkla suçlarken soyadının hakkını vermek için mi gürlüyor? Yoksa böyle yaparak kendisine Pamukkale Belediye Başkan adaylığı için kapı aralanacağını mı düşlüyor?