REKLAMI GEÇ

BİR 12 EYLÜL’DEN BİR BUGÜNDEN

15 Şubat 2014 Cumartesi

Dönemlerin karşılaştırması hep yapılsa da gördüklerimiz “tencere dibin kara seninki benden kara” durumudur aslında.
Döven değişse de dayak yiyen…
Islanan…
“Gaz”lanan aynıdır.
Vesayetçi değişse de vesayete kurban edilen aynıdır.
İsterseniz bir eskiye, bir bugüne ayna tutalım, fark var mı yok mu değerlendirmesini size bırakalım.

12 Eylül döneminden:
Gazetenin prova baskısı alınır, Garnizon Komutanlığı’nda görülürdü. Zülfüyare dokunan bir haber, makale yoksa,sorun da yoktu.

Bugünden:
Prova baskıya gerek bile yok. “ALO FATİH” hattını kullanmakyeterli.

12 Eylül döneminden:
Gazete sayfalarını darbe beşlisinin fotoğrafları süsler, devletin televizyonunda onlar görünür, radyoda onlar gürlerdi.

Bugünden:
Gazete manşetleri Erdoğan’sız atılmıyor, Başbakan’ın fotoğrafı birinci sayfaya en babasından yerleştiriliyor. Televizyon ekranlarından iktidar sözcüleri “yurttan sesler korosu” gibi geçiyor.

12 Eylül döneminden:
Konsey’in sansürü bir şekilde delinir, gazeteler farklı manşetlerle çıkar; Demirel, “bir bilen” kesilip mesajlarını iletmenin yolunu bulurdu.

Bugünden:
Manşetlerde pişti durumu… Gazete isimleri farklı ama tıpa tıp haber vebirbirinin kopyası sayfalar kör göze parmak sokar gibi duruyor.

12 Eylül döneminden:
Kenan Evren’e soru sormak yürek isterdi.

Bugünden:
Başbakan’a soru sormak yürek istiyor. Basın toplantılarında bu cesareti bulanlar ise, hoşa gitmeyen (!) sorulardamilletin ve yabancı konuklarınönünde zılgıtı yiyor.

12 Eylül döneminden:
Konsey kararıyla gazete toplatılırdı.

Bugünden:
Almayın o gazeteleri çağrısı yapılıyor.

12 Eylül döneminden:
Bir yolunu bulup yasakları delen yazarların köşelerigeçici süre karartılırdı.

Bugünden:
Nalına mıhına tavırları nedeniyle yaramaz çocuk muamelesi gören köşe yazarlarına kepenk kapattırılıyor.

12 Eylül döneminden:
Garnizon komutanlarının sürgün yetkisi vardı. Bir defasında Denizlililerin “Colombo” lakabıyla tanıdığı merhum İsmail Hakkı Ekmekçioğlu’nun bir süre Denizli il sınırları içinde bulunması yasaklanmıştı.

Bugünden:
Sürgün yok, zindan var. İktidar karşıtlığının cezası; burun sürtme, işsiz bırakılma.

12 Eylül döneminden:
Hali vakti yerinde olanlar, şirin görünmek için devlet eliyle kurulan vakıflara bağış için yarışırdı.

Bugünden:
Alınması istenen gazete ve televizyon kanalı için işadamları havuza para akıtıyor.

12 Eylül döneminden:
Darbenin lideri, kimi zaman halkı meydanlara toplayıp fırçalar, kimi zaman ekrandan azarlardı.

Bugünden:
Her salı yapılan grup toplantısı; bir nevi fırça, azar ve ayar verme günü.

12 Eylül döneminden:
Gösteri yapmak, yürüyüş yapmak, toplu bir yerlerde bulunmak yasaktı. Yasağa aldırmayanların izini bulmak haftalar alırdı.

Bugünden:
Eylem yapmak için meydana yönelmek ıslanmak, gazlanmak, coplanmak, sakat kalmaktır. Gezi’de yaşanan acılardır; Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Mehmet Ayvalıtaş’dır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı