REKLAMI GEÇ

DİYANET’İN GEMİSİ CAMİDE SİYASETİN DİK ALASI

28 Mart 2014 Cuma

Seçime karıştırılmayan bir camiler kalmıştı, o da oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bugüne kadar yapılmayanı yaptı.
“Hürriyet ve Mesuliyet” başlıklı Cuma Hutbesi ile alenen iktidar propagandası gerçekleştirdi.
Açık açık Twitter ve Youtube yasağını savundu,  iktidara oy istedi.
Bunu nasıl mı yaptı?
Bir hadis-i şerifte, Hz Peygamber’in hürriyet ve mesuliyet duygusu anlatımından yola çıkılarak, gemi yolculuğundan söz ediliyor.
Anlatım şöyle:
Gemi yolcuları ikiye ayrılıyor.
Birinci gruptakiler, Allah’ın koymuş olduğu sınırları gözeten ilim, irfan, akıl ve erdem sahibi insanlar.
İkinci gruptakiler, bu sınırları çiğneyen, heva ve arzularına esir düşmüş, hürriyeti başıboşluk ve sorumsuzluk olarak telakki eden, sonu hem kendisinin hem de insanlığın felaketi olacak bir hürriyet anlayışına sahip olan kimseler.

Kura çekimiyle birinci gruptakilerin yeri geminin üst kısmı, ikinci gruptakilerin yeri geminin alt bölümü olarak belirlenir.
Gemi rotasında ilerlerken aşağıdakiler, su ihtiyaçlarını üst kattakileri rahatsız etmeden gidermek için geminin altını delmek ister.
Bütün insanlığın ortak malı bu geminin delinip su almasına mani olunmadığı takdirde yukarıdakiler ile aşağıdakiler hep birlikte helak olacaktır. Ancak önlerine durup hikmetli bir yolla engel oldukları zaman sadece kendileri değil aşağıdakiler de batmaktan kurtulacaklardır.

DİYANET’İN HÜRRİYET KAVRAMI
Bu noktadan sonra hürriyet vurgusuna geçiliyor.
Yine hutbeden:
İslam’a görehürriyet, başıboşluk demek değildir.
Sorumsuzluk demek hiç değildir.
Hürriyet, kötülük yapma ve günahlara dalma özgürlüğü demek değildir.
Hürriyet, insanın, sadece başkasının köleliğinden, sadece başkasının emir ve direktiflerine göre yaşamasından kurtulması demek de değildir.
Hürriyet, Allah’tan başkasına boyun eğmemek, O’ndan gayrısına teslim olmamak anlamına gelir.

İslâm’da hürriyetin çok geniş bir anlam dünyası vardır. Hatta İslam alimleri; iffet, içtihat, sabır, hilm, af, cömertlik, kanaat ve takva gibi yüce hasletleri hep hürriyetin birer şubesi olarak değerlendirmişlerdir.
Zira iffet, cinsel arzulara esir olmamaktır.
İçtihat, tembellik ve rahata esir olmamaktır.
Sabır, korku ve sıkıntıya esir olmamaktır.
Hilm, öfkeye esir olmamaktır.
Af, intikam duygusuna esir olmamaktır.
Cömertlik ve kanaat, mal sevgisine ve paraya esir olmamaktır.
Takva ise nefsin hevasına ve şeytana esir düşmemektir.

İslâm’ın insana kazandırmak istediği hürriyet, en başta kendi hevâ, heves, tutku ve arzularına kul ve köle olmaktan kurtulması anlamındaki hürriyettir.
Ahlâkî ve vicdanî hürriyettir.
İrade hürriyetidir.
İrade hürriyeti kazanılmadan diğer hürriyetler korunamaz.

“HÜRRİYET TUTKUNLARI GEMİYİ DELİYOR” MESAJI
Günümüzde birçok hatanın hürriyet kavramının yanlış anlaşılmasından kaynaklandığı ifade edilen hutbenin final bölümü de şöyle:
“Çoğu kimseye göre hürriyet, kişinin her yapmak istediğine sahip olmasıdır. Ancak unutmayalım ki böyle bir anlayış hem kişiyi hem de toplumu esarete ve felakete sürükler.
Kitle iletişim araçlarıyla dünyamızın küçüldüğü, geminin dibini delmek isteyenlerin çoğaldığı, teknik imkânları kullanıp tabiatın ekolojik dengesinidahi bozacak kadar ileri gittikleri günümüzde insanlık, Kur’an-ı Kerim’in ve Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.s) özgürlük ve sorumluk konusundakimesajlarına her zamankinden daha fazla muhtaçtır.
Hepimiz, Rabbimizin bize emanet ettiği ortak gemide ebediyete doğru seyrüsefer halindeyiz. Rabbimiz, can emanetini sahibine teslim edinceye kadar bu gemiyi delmeden ve deldirmeden sahil-i selâmete erebilmeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin!”
İsteyen buna “amin” der.
Ben ise, seçime saatler kala camide siyasetin dik alasını yapan Diyanet’e “Senin işin AKP gemisini kurtarmak mı?” diye soruyorum.
Sana ne be kardeşim seçimden?
İktidara bu kadar yamanma.
Bırak sandıktan kim çıkarsa çıksın!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı