REKLAMI GEÇ

KAZAYA SEBEBİYET…

6 Kasım 2014 Perşembe

 

Adı üstünde kazadır zaten, olur.
Bazen insandır sebebi…
Bazen de yol ve diğer altyapı eksikliğidir.
Ama Acıpayam karayolunda, gencecik bir fidanı koparıp alan…
Yürekleri dağlayan kazaya sebep; ne yoldur, ne de diğer altyapı.
Ya nedir?
İnsandır!
Dolayısıyla yeni acılar yaşamamak adına bu hataları sorgulamanın tam da zamanıdır.

YAYA KALDIRIMLARI
Adı belli de, kullananlar belli değil.
Denizli Büyükşehir Belediyesi, güzel bir iş yaptı, kaldırımları gelişmiş kentlerde olduğu gibi alçalttı.
İstendi ki, yayalar kaldırıma çıkabilmek için 25-30 santim ayağını kaldırmak zorunda olmasın.
Ama uyanık sürücüler “bize otopark alanı yapıldı” gibi algılayıp, üzerine kondu.
Artık kaldırımlar yayaların değil, otomobil sahiplerinin.
Çare?
Bu güzel hizmeti yapan belediyenin, sıkı bir mücadeleyle kaldırımlarda araç işgaline son vermesi…
Taşıt trafiğinin içinde yürümeye çalışan yayaları, olası kazalardan korumak için tavizsiz davranmasıdır.

YAYA YOLU MU, BİSİKLET YOLU MU, OTOYOL MU?
Denizli-Acıpayam karayolunda yapılan çalışma, modern bir kentin izlerini taşıyor.
Emeği geçenleri kutluyoruz.
Ancak, amaç ile kullanım şeklini görünce, kimse kızmasın ama“Denizli’ye fazla mı?” diye sormadan edemiyor insan.
Düzenlemeye bakıyorsunuz, yaya kaldırımı.
Bir de bisiklet yolu.
Başka?
Otomobil yolu (!)
Fıkra gibi…
Fakat değil.
Kural tanımaz sürücüler; bisiklet ve yaya yolunda, otomobiller için yapılmış havasında basıyor gaza.

BU KAZA SON OLSUN!
Ne demek istediğimizi çarşamba akşamı 17 yaşıdaki Oğuzcan’ın yaşamını yetirdiğimiz kazayı örnek göstererek anlatalım mı?
Peşin peşin söyleyelim, derdimiz ne birilerini suçlamak, ne de birilerini aklamak.
Kazayı olurken görmedik.
Görenlerin anlattığını doğru kabul ederek aktarıyoruz.
İddiaya göre, Oğuzcan Okkaya, kullandığı ATV ile yukarıda sözünü ettiğimiz yayalar ve bisikletliler için yapılan alanda seyrediyor.
Bir süre sonra yayalar önüne çıkınca, doğal olarak panikliyor.
Onlara çarpmamak için de taşıt trafiğinin hangi yöne aktığına bakmadan karayoluna iniyor.
Aracı ilk anda durduramadığından ters yönde.
Kaçınılmaz olarak kendi istikametinde giden belediye otobüsü ile ATV çarpışıyor.
Bu elim kazanın bir yönü.

Gelelim ikincisine…
Bir kere trafik içindeyseniz dikkatli olacaksınız.
Kurallara eksiksiz uyacaksınız.
Siz bu konuda titiz olsanız da kural ihlali yapabilecek sürücüler olabileceğini gözardı etmeyeceksiniz.
Kullandığınız araçta onlarca can taşıdığınızı…
Karşınıza her an bir taşıt, insan çıkabileceğini düşünerek, frene bastığınızda durabilecek hızda seyretmeniz gerektiğini unutmayacaksınız.
Kısacası, üç şeritli karayolunda…
Caddelerde…
Sokaklarda…
Sefer saatine yetişmek için gaza basmayacaksınız.
30, 40, 50 dakikalık ya da bir saatlik süre yetmiyorsa, amirinize “yetmiyor” diyerek, yeni düzenleme isteyeceksiniz.
Olmadı mı?
Kontağı masasına bırakıp eyvallah diyeceksiniz.
Çünkü hiçbir şey sizin canınızdan, karşıdan gelen aracın içindekilerin canından ve kullandığınız otobüste taşıdığınız canlardan değerli değil.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı