REKLAMI GEÇ

TÜRKİYE MEDYASINI, MEDYA ONLARI ARIYOR

24 Ocak 2014 Cuma

İstenilen Türkiye’nin susmasıydı.

Bunun için önce gazetecilerin susturulması gerekiyordu.

 

Eller silaha…

 

Parmaklar tetiğe gitti.

 

Takvim yapraklarında 1 Şubat 1979 yazarken, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’yi suikaste kurban verdi Türk basını.

 

Malatya’dan çıkıp Ankara’ya ayak bastığında çevreye bakıp, “ben burada kaybolurum” endişesine kapılan ve yıllar sonra “tüm sırlar Bekir Çelenk’in ölümüyle kaybolup gitti” diyen Mehmet Ali Ağca’yı, O’nun katili olarak bildi Türkiye.

 

Araya giren askeri darbe…

 

Yeniden demokrasiye dönüş derken, Türkiye gazeteci cinayetlerini tam unutmuştu ki, bu kez Hürriyet Gazetesi Yazarı Çetin Emeç’e uzandı karanlık eller.

 

Emeç, 7 Mart 1990’da uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi.

 

Ve cinayetler zincirine bir halka da 24 Ocak 1993’te eklendi.

 

Araştırmacı, soruşturmacı kimliğiyle bilinen Türk basınının korkusuz kaleminin kendilerini deşifre etmesinden korkanlar, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Uğur Mumcu’yu bombalı saldırıyla susturdu.

 

Bu suikast milattır.

 

İpekçi susturuldu, Mumcu susmadı.

 

Emeç susturuldu, Mumcu susmadı.

 

Ama Mumcu susturuldu, amaç hasıl oldu.

 

Korku salındı.

 

Araştıran da soruşturan da kalmadı.

 

Hırsızı, soysuzu, rüşvetçiyi, yolsuzluğu, soyguncuyu, fırıldakları, faili meçhulleri yazması gerekenlerin kalemi birbirini yazar oldu, yandaş oldu.

 

“Susurluk Kazası” kaynayıp gitti.

 

Olan 20 RC 721 plakalı kamyonun şoför koltuğunda oturan ve “bir kaza yaptım hayatım kaydı” diyen Buldanlı Hasan Gökçe’ye oldu.

 

Sonra “post modern darbe” diye adlandırılan süreçten geçti bu ülke.

 

Şimdi ise deniliyor ki; “dost darbe!”

 

Sonra da şikayet Olanları yazan yok…

 

Nasıl olsun ki

 

Medya patronu, gözü ihalelerde olan işadamı…

 

Türk medyası Abdi İpekçi’siz…

 

Türk Medyası Çetin Emeç’siz…

 

Türk medyası Uğur Mumcu’suz…

 

Aradan yıllar geçti.

 

Türkiye medyasını, medya da onları arıyor.

 

Nur içinde yatın…

 

Ve tabi ki onları da unutmadık…

 

30 Aralık 1994’teki bombalı saldırıda yaralanıp, 11 Ocak 1995’te ölen yazar Onat Kutlar’ı…

 

21 Ekim 1999’da suikaste kurban giden siyaset bilimci, siyasetçi, gazeteci Ahmet Taner Kışlalı’yı…

 

Askerliğini Denizli Piyade Alayı’nda sekiz ay kısa dönem er olarak yapan ve 19 Ocak 2007 uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren gazeteci Hrant Dink’i…

 

8 Ocak 1996’da gözaltındayken ölen gazeteci Metin Göktepe’yi…

 

31 Ocak 1990’da öldürülen hukukçu ve siyaset adamı Muammer Aksoy’u

 

6 Ekim 1990’da kargoyla gönderilen bombalı paketle hayatını kaybeden Bahriye Üçok’u da “Demokrasi Şehitleri Haftası”nda saygıyla anıyoruz.

 

Taşeron Mesih – Saygı Öztürk

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı