REKLAMI GEÇ

YEREL BİTTİ, SIRADA KÖŞK VE 2015 VAR

10 Nisan 2014 Perşembe

Kazananı, kaybedeniyle bir seçim daha tamam.
Sırada Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Genel seçim ise 14 ay sonra.
Takvim böyle.
Sıra geldi seçim hesabına…

Önce Cumhurbaşkanlığı…
İktidar partisi, Recep Tayyip Erdoğan’ı Köşk’e götürecek yolun taşlarını döşemeye başladı bile.
Peki, Erdoğan vazgeçebilir mi?
“ANAP’ın yaşadıklarını ya AKP’de yaşarsa” ikilemine takılırsa…
Üç dönem genel iktidarı, üç dönem yerel iktidarı elinde tutan partisinin kendisinden sonra dağılım sürecine girmesinden endişe duyarsa…
Vazgeçer.
Çünkü iktidar kendisinden olmadığında, Çankaya’nın çok da keyif vermediğini Turgut Özal’dan biliyor.

Ancak dilemmaya takılırsa…
Gücü kullanmayı…
Tek adamlığı sürdürmeyi…
Hedef koyduğu 2023’e kesintisiz yürümeyi…
Cemaat hesabını kendi kesmeyi isterse…
İşte o zaman kararı “yola devam” olacaktır.
Tüzükteki üç dönem mi?
“Değişsin” anlamına gelecek işareti yeterli.
İşlem şipşak yapılır.

Geçtik muhalefet cephesine.
Yerel seçim yenilgisi taze.
Ama diğer yandan zaman durmuyor.
İlk turu 10 Ağustos’ta yapılacak seçim için geri sayım sürerken, medya üzerinden isimler de pompalanıyor.
İçlerinden birisiyle olur mu olmaz mı?
Orada değiliz.
Ya?
Muhalefet, yüksek rakımlı tepedeki Köşk’e istediği bir ismi çıkarmak istiyorsa, 2010 referandumundaki işbirliğini daha da ileriye taşımak zorundadır.
“İyi de o referandumun kazananı da AKP değil miydi?” diyenler çıkabilir.
Ama orana…
Hayır oylarının fazla çıktığı illere bakmakta yarar var.
Örneğin Denizli…
2002’den beri yapılan seçimlerde kazanan tek, AKP!
Fakat referandumun “hayır” diyenlerindendir aynı zamanda Denizli.
Bu örneği vermemizin nedeni, muhalefetin birlikteliğiyle o banda yeni illerin katabileceğini, sahilden iç kesimlere doğru yol alınabileceğini anlatmak içindir.
Buradan hareketle, ismiyle konsensüssağlayacak bir aday ve muhalefetin onun çevresinde buluşması, yüzde 42’yi pekala yüzde 50’nin üzerine taşıyabilir.
Bunun ilk şartı ise seçim ortaklığı ile başarıyı istemek.

Ve 2015’in Haziran’ındaki genel seçim…
“Konuşmak için erken, köprünün altından çok sular akar” diyenler olabilir.
Eyvallah…
Ama hatırlatırız.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle geçecek dönem düşüldüğünde, kalıyor 10 ay.
Dolayısıyla hazırlıklara başlamasının tam da zamanıdır.

Söz konusu seçimse, elbette kazananı ve kaybedeni olacaktır.
Varoşları pas geçmekte ısrar edenler…
Asgari ücretin altında maaşla çalışmaya razı olan emekçiyle bağ kuramayanlar…
Memuru yanına çekemeyenler…
Sendikaların dar alana hapsedilmesine ses çıkarmayanlar…
Bir dönemin “orta direği” esnaf kitlesinden uzaklaşanlar…
Üretemeyen, iktidarın “inayet” gibi sunduğu mazot, gübre ve benzeri desteklerle geçinme derdine düşen çiftçiyle kucaklaşamayanlar…
Sivil toplum örgütleriyle iletişim kuramayanlar…
Üniversitelerde esamesi okunmayanlar…
Liste savaşlarında birbirlerinin boğazını sıkanlar…
Toplumun gerisine düşenler…
Şimdiden söyleyelim, 2015’in kaybedeni olacaktır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Adil ERSOY   -  Bağlantı 11 Nisan 2014, 23:12

Güzel bir değerlendirme…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı