REKLAMI GEÇ

BİOENERJİ

8 Mayıs 2014 Perşembe

Enerji konusu bitmek bilmeyen dipsiz bir kuyu gibidir. Enerjiyle ilgili yıllardır araştırmalar yapıyorum ve hala yolun başında olduğumu hissediyorum kendimi, bir bumerang gibi aynı yere geri dönüyorum.

Artık çok moda olan popüler bir alan bu ve bilindiği gibi; enerji, evrende ve canlı cansız her varlıkta olan bir sistem. Yani herşey bir enerjidir. Başka bir deyişle, hepimiz birer enerjiyiz zaten.

Bir çok enerji türü vardır evrende ve bunlardan biri de bioenerjidir.

Bioenerjinin kelime anlamı: Doğal olan enerjidir. Doğal olarak insan bedeninde devamlı bir titreşim ve elektromanyetik akım vardır. Bu akım fiziksel bedenle sınırlanmamıştır ve bir bedenden diğerine geçebilir ve tüm maddeye akabilir. Bulunduğumuz ortama ve yediğimiz içtiğimiz her şeye.

Ruh da bir enerjidir. İşte bu da bizi cansız varlıklardan, hayvan ve bitkilerden ayırır. Bioenerji ruhtan çıkan bir enerji akışıdır. Ruh her insanda olduğuna göre, her insanda bioenerji vardır zaten.

Tam da bu sebeple, herkeste bioenerji yapabilme yeteneği vardır. Sadece enerjinin farkındalığı ve bu enerjinin nasıl kullanılabileceğinin bilgisi yoktur.

Farkındalık ancak kendini tanımak, insanı tanımak ve evreni keşfetmekle mümkündür. Bunun için bilgi ve emek gerekir. İstek, arzu ve irade, derin sevgi gerekir.

Bioenerji ilahi olarak evrende var olan enerji akımının, ruh aracılığı ile, özel tekniklerle yoğunlaştırılıp insan bedenine dokunularak ya da dokunulmadan aktarılmasıdır. Bioenerji frekansı enerjisi yüksek olandan, bioenerjisi düşük olana doğru aktarılır. Çakralar, meridyenler ve akapunktur noktalarından akış sağlanır. Her insanın enerji ve titreşim yoğunluğu farklı olduğu için bionerji yeteneği de farklı olacaktır.

Sağlıklı bir insan, doğduğu anda, salgıları, hormonları, dolaşım, sindirim, sinir ve tüm sistemleri ve fiziksel özellikleriyle tam bir denge halinde doğar.

3 yaşından itibaren,düalitenin farkındalığı ile birlikte, korkular, öfkeler, üzüntüler, kıskançlıklar, rekabet ve tüm olumsuz duygularla tanışır, ve kısacası hayat dediğimiz şey başlar. Bununla birlikte hava kirliliği, dengesiz beslenme, yaşam tarzımız dengemizi ve enerjimizi bozmaya başlar. Enerji bozuldukça, ruh ve beden birbirinden uzaklaştıkça, beden tepki vermeye ve konuşmaya başlar. Sağlıklı bir insanda negatif enerji bulunmaz. Bedenin herhangi bir yerinde bir problem varsa, o bölge negatif enerji üretmkeye başlar. Yani beyinle o bölgenin bağı kopmuş demektir. Diderot beyni örümceğe, organları ve uzuvları örümcek ağlarına benzetir. Örümcek için bir tehlike olduğunda, ağlar titreşir ve örümcek mesajı alıp kendini korumaya alır. Beyin en akıllı organdır, hem lider hem yönetici konumundadır, kendini korumak için bağları keser.

Uykusuzluk, ağrı, acı, çarpıntı, daralma, yorgunluk, sinirlilik, tükenmişlik, isteksizlik, aşırı terleme ve huzursuzluk gibi şikayetler belirmeye başladığında, bioenerji dengesi bozulmaya başlamış demektir.

Bioenerji frekansları da, tıpkı diğer enerji uygulamaları gibi Doğu ve Uzak Doğu’da binlerce yıldır kullanıldığı halde, Batının ilgisini son 50 yılda çekebilmiş ve dünyanın ileri gelen doktor ve tıbbi araştırmacıları tarafından incelenmiş ve uzun çalışmalarla bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Bugün ülkemizle birlikte, Amerika, Avrupa ve dünyanın pek çok ülkesinde alternatif tıp olarak kabul görmüş ve tıp literatürüne girmiştir.

Bugün bionerjinin kullanım alanları çok geniş artık. Fiziksel ve duygusal bedende geçmişe yönelik temizlenmede, vücudun direnç sisteminin güçlendirilmesi ile hastalıklara karşı korunmada, farkındalığın gelişmesinde, gastrit ve alerji gibi bir çok kronik hastalıkların tedavisinde destek olarak, aura ve çakra sistemlerinin dengelenmesinde, metabolizmanın hızlandırılmasında, vücut dengesinin yeniden oluşturulmasında ve modern tıpla birlikte bir çok alanda kullanılır.

Her iki haftada bir düzenli olarak şehrimize gelen, hem bana tüm bunları öğreten, hem kendi bioenerji ritmimi bulmamı sağlayan, sevgili hocam ve can dostum BİOENERJİST EYÜP ÇAKIR’a buradan binlerce kez teşekkür ediyorum…

 

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı